GERÇEK BİR DÂHİ’NİN VİZYONU

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “Vizyon” kelimesinin kökeni Fransızcadır (vision). Ayrıca Vizyon sahibi olmak kelimesinin üç tane anlamı bulunmaktadır. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre Vizyon sahibi olmak kelimesinin anlamı geniş görüşlü demektir. Bir diğer anlamı ise ileri görüşlüdür. Son anlamı ise ufku geniş kimsedir. Bu kişi çok vizyonlu derken aslında mecazi anlamda o kişinin ileri görüşlü olduğu vurgulanmaktadır.

Yirminci yüzyılın başından itibaren tüm dünyanın kabullendiği ve takdir ettiği vizyon sahibi liderlerin başında hiç kuşkusuz Mustafa Kemal ATATÜRK gelmektedir. Dünyanın hayran kaldığı, gerçekten çok vizyonlu bir liderimiz olduğu için ne kadar gurur duysak azdır.

Onun vizyonu; Türk milletinin karakterine en uygun idare şekli olan cumhuriyettir. Cumhuriyetle birlikte kazanılan bağımsızlık ve özgürlüklerdir. İlimdir, fendir. Onun vizyonu devrimleridir, Türk alfabesidir, açılan fabrikalardır. Din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Anayasa ile gelen eşit vatandaşlık hakkıdır, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesidir. Onun vizyonu kırsal kalkınmadır, ekonomidir. Neticede onun vizyonu yüz yıl önce yazılan çağdaş, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve onun yılmaz bekçileri olan Türk milletinin vizyonudur.

Mustafa Kemal’in 1881’de Selanik’te mütevazı bir evde başlayan yaşamı, 57 yıl sonra en verimli çağında 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe’de sona erdiğinde tüm ulus mateme boğulmuş, yokluğu hiçbir zaman doldurulamamıştır. Fiziki bedeninin aramızdan ayrılışının 84. Yılında bir kez daha onun eksikliğini millet olarak hep duyuyor, hep arıyor ve daima minnetle anıyoruz.

Düşünün bir kere, kendisinin askeri başarılarını anlatmamıza gerek yok. “Ya İstiklal Ya Ölüm” anlayışıyla girdiği muharebelerdeki başarılarıyla hakkında kahramanlık destanları yazılan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın gelecek ön görüsünü hayatın her alanında hemen her sektörde görebiliyoruz. Bugün ülkemizde değişik görüşten pek çok insanın Atatürk’ten aldığı fikirler ve söylemler vardır. Kim bir konuda görüş belirtmek istiyorsa ona atfedilen bir sözünü öne çıkararak arkasına sığınabiliyor.

Her ne kadar ATATÜRK adıyla anılan spor ve sanat eserlerinin sayısı azalsa da aziz milletimiz vefa gösterip daha fazla atasına yaklaşıyor. Ankara’da anıt kabirdeki insan seli bunun en büyük göstergesidir. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün adı ve yaptıkları büyük Türk milletinin gönlünden asla silinmeyecektir; silmeye de kimsenin gücü yetmeyecektir. O, liderliği, devlet adamlığı ve komutanlığının yanı sıra vizyon sahibi bir insan olarak da örnek alınacak vasıflara sahiptir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunun büyüklüğünün ve dehasının en büyük göstergesi olan Gençliğe Hitabetinde gençlere şöyle seslenmektedir:

 “Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

Sözleri bizlere vasiyetidir, iyi anlamamız gerekir.  Burada “Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk İstikbalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” derken sadece dış güçlere karşı değil iç düşmanlara karşıda dikkatli olmamızı istemiştir. Bu ifadenin içinde sadece rejime sahip çıkmak yoktur. Bu ifadenin içinde ülkemizin tabiatına, doğal güzelliklerine, havasına, suyuna bütün kaynaklarına ve diline kültürüne kısacası tüm değerlerine (vizyonuna) sahip çıkmak vardır.

Ülkesini candan seven, vatan sevgisi, toprak sevgisi ve ay yıldızlı bayrak sevgisini yüreğinde hisseden Türkiye Cumhuriyetinin bir ferdi olarak, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aramızdan ayrılışının 84’üncü yılında kendisini bir kez daha rahmetle ve özlemle anıyoruz. Ruhu şad olsun İnşallah. Bugün vesilesiyle kendisine gençliğin cevabıyla sesleniyoruz.

Ey büyük Ata! Ey en büyük Türk! Rahat uyu! Bizler:

Varlığımızın en mukaddes temeli olan, Türk istiklal ve Cumhuriyeti'nin ebedi bekçisiyiz. Bu karar, sarsılmaz irademizin değişmez ifadesidir. İstikbalde hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir... Ne Mutlu TÜRKÜM diyene. Kalın sağlıcakla.