HAYATIN ANLAMI
23 Ocak 2025, Perşembe 00:19Hayat doğumla başlayıp ölümle sona eren bir çizgi değildir; her anı, her nefesi, her kararı ile bir bütündür. Kimileri için hayat uzun bir yolculuktur, kimileri içinse anlık bir kıvılcım. Ama asıl önemli olan bu yolculuğun ne kadar sürdüğü değil, nasıl geçtiğidir, içini doldurduğunuz anlamdır bizi biz yapan.
Bazıları hayatı bir ömür boyu başkalarına ait hikâyelerin gölgesinde yaşar; hayallerini bir kenara bırakır, kendi ışığını kısar. Onlar kendilerini başkalarının gözünden görmeye çalışırken yaşamaktan kaçar. Oysa hayat, başkalarının gözünde değil kendi ruhunun derinliklerinde saklıdır. Yaşadığın günlerin değeri, başkalarının onayıyla değil kalbinin ne kadar huzurlu olduğu ile ölçülür. Uzun yaşamak bir başarı değildir, çünkü yaşanmışlığın gerçek ölçütü zaman değil derinliktir. Günleriniz onlarca yıl sürebilir ama eğer her sabah aynı rutinin içine sıkışmışsanız, içinizdeki tutku ve heyecanı kaybetmişseniz o yıllar sadece bir tekrardan ibarettir. Hâlbuki bir an vardır ki o anda tüm ömrünüz saklıdır; başını okşadığınız yavru bir kedide, bir bebeğin gözlerinde, yediğiniz ufak bir çikolata tanesinde ... Bu anlar gerçek anlamda yaşadığınız anlardır. Hayatı nasıl yaşadığınız, her gün yaptığınız küçük seçimlerden oluşur. Sevgi ile mi yaklaşıyorsunuz yoksa kırgınlıklarla mı? Affetmeyi biliyor musunuz yoksa yüklerinizi taşımakta ısrarcı mısınız? Hayallerinizi erteliyor musunuz yoksa onları gerçekleştirmek için cesaret mi gösteriyorsunuz? Gözlerimizi yeni bir güne açtığımızda hayatımıza hatta dünyaya nasıl bir iz bırakabileceğimizi seçme şansına sahibiz önemli olan o izlerin derinliği, samimiyeti ve ardımızda bıraktığı anlamlardır. İnsanlar çoğu zaman hayatı, günlük koşuşturmalarla ve dışsal başarılarla ölçer ancak gerçek anlam bir insanın ruhunun derinliklerine atılan adımlarla şekillenir. Başarı, sahip olunan maddi şeylerle değil ruhsal zenginlikte ölçülür. Bir insan ne kadar derinleşirse, hayatı o kadar anlamlı olur. Aynı zamanda hayatın anlamı, sadece başımıza gelen olaylardan ibaret değildir. O, bu olaylara nasıl anlam yüklediğimiz, onlarla nasıl başa çıktığımızdır. Hayat sadece var olanı değil anlamı bir şekilde var olanı sever. İçsel dünyanızda acıların, sevinçlerin, umutların ve hayal kırıklarının arasındaki o derin sessizliğe kulak verin, orada hayatın gerçek anlamı saklıdır ve o anı keşfettiğinizde yaşamın ne kadar değerli olduğunu tam anlamıyla hissedersiniz.
Mühim olan ömürlerimizin uzunluğu değil, mühim olan bize verilmiş o süreçte hayatımızı nasıl şekillendirdiğimizdir. İşte o zaman yüzyıllar boyunca yaşayan birisi bile olsa bizim yaşamımız onunkinden daha değerli bir hâl alır. Çünkü biz çoktan hayatın anlamı kavramış onu kendimize verilen bir armağan gibi görmeye başlamışızdır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.