HAYIRDIR TEPEKENT’TE NELER OLUYOR?

Bugün siz değerli okurlarımızın büyük bir kesimi için tatil.

Esnaf, işçi işveren ile bizim gibi çalışmak zorunda olanlar için ise çalışmaya tam gaz devam.

O zaman mümkün oldukça gıcık, can sıkıcı, kafa karıştırıcı konulara girmemeye çalışalım değil mi?

Önce şu bizim dağların zirvesinde şehrin içinde desek içinde değil, şehirden ırak desek ırak olmayan insanı mert, havası güzel suyu sert şirin beldemiz TEPEKENT ile ilgili duyum ve paylaşımlardan başlayalım diyoruz.

TEPEKENT’in akıllı zeki sempatik insan canlısı heyecanlı muhtarı Süleyman Şamci bizi de etiketleyerek bir sosyal medya paylaşımı yapmış.

Muhtar Süleyman burada şöyle diyor; 

“Tepekent saat 6 30 yüzlerce işçi organizenin yolunu tutuyor.

Ne yazık ki 5 nci kilometrede tüm araçlar durduruluyor o soğukta Konya'nın 3-5 büyük firmasının egosu tatmin ediliyor.

Gözünün üstünde niye kaşın var?

Her gün ceza her gün araç bağlama…

Bu nedir ya…?

Tuğla fabrikaları adam bulamıyor.

Siz eski işinize devam mı edin deniliyor?

Eski Tepeköy olun ıssız kalın kavga yapın bu mu isteniyor?

Tepekent’in adamı insan değil mi?

Onların Konya'da çalışma hakkı yok mu?

En küçük durumda araç bağlamalar.

Arandım olay mahalline vardım.

İçler acısı durum insanlar işe gidiyor ama nasıl işte çile.

1 trilyona plaka alacaksın onunla yapacaksın.

Derbent’in bu plaka için ödediği para 30 bin.

Tepekent olunca 1 trilyon.

Ey devlet büyüklerimiz bu işe çözüm bulun Allah rıza için.

Tepekent’te diğer kırsal ilçelerin şartlarında plaka ile taşıma yapsın aksi halde önüne geçilmesi zor nahoş durumlar meydana gelmesinden korkuyoruz.

Bir yerde Adalet sağlanmalı ve bu işçi kardeşlerimizin taşıma yapan arkadaşların mağduriyeti bitsin. Yeniden 81 vilayete Tepekent’in insanını tuğla fabrikalarına mahkum etmeyin.

TEPEKENT KİMSENİN EGOSUNUN TATMİN OLACAĞI YER DEĞİLDİR”

……………..

Bir kere insan bunu okuyunca “hiştttt heeeey ne oluyor orada?” der ve ürker.

Aslanda ben bu satırları okumadan dostumuz muhtar Süleyman Bey bizi aradı.

Son gelişmeler Perşembe sabahı 06 sularında gelişmeye başlamış.

Buraya yazdıklarından çok daha vahim ve ağır ifadeler kullandı.

Muhtar Süleyman Şamci Devletinden milletinden yana ve de AK Partili Belediye Başkanları ile birlikte el ele kol kola yıllarca çalışan çalışkan bir isimdir.

Ama muhtar öyle sıkıntılı cümleler kullandı ki.

Anlayabildiğimiz kadarı ile burada insanların tahammül sınırları zorlanmaya başlanmış.

İnsanların toplu halde araçlarını yakma, yol kapama gibi eylemleri varmış.

Muhtar gövdesini koyarak böylesine sıkıntılı durumları şimdilik önlemiş.

Ama Tepekent’in insanın gözü de karadır.

Bu demek değildir bu güzel insanlar devletine milletine karşı.

Asla bu dağlardan vatan hainleri çıkmaz.

Ancak malumunuz bu günlerde sıkıntılı günler.

Yüzlerce işçinin Konya’ya gelmesi ve işlerine gitmeleri gerekiyor.

Konu ekmek aş meselesi.

Muhtarın birazcık ucunu açmaya çalıştığı ve net olarak yazmadığı ya da yazamadığı konusu ise malumunuz plaka meselesi.

Adına ister C deyin, ister M deyin isterseniz T deyin.

Bu plakalara her ne hikmetse mafya, rant denir, Konya’da ekmek teknesi.

Konya’da sesini çıkaramayan büyük bir kesimin büyük iç isyanları var.

İlk başka şehrin güvenliği huzuru için aklımıza ilk olarak Sayın Valimiz Vahdettin Özkan Bey gelse de bu işin kökü dönüp dolaşıp Büyükşehir’e dayanıyor.

Yakın zamanda belli plakalar merkezde ve ilçelerde satıldı. 

Kağıt üzerinde her şey yasal.

Her şey nizamı.

Ama sokakta caddede kazın ayağı böyle değil işte.

Bizimde oturup kalktığımız bu işten ekmek kazanan dostlarımız var.

Bizim bazı meslektaşlarımız gibi plakalı araçlarımız yok ne var ki plakalı ya da direksiyon sallayan samimi dostlarımız var.

Bunların pek çoğu dertli.

Tekerler dönüyor ama nasıl dönüyor birde onları bilseniz.

Hele hele pandemi ve sonrasında bu işler tam saç yumağı oldu.

Mesela bu insanların artık karnı doymuyor.

Sürekli cepten yiyorlar.

Çalışanların derdi daha büyük.

Personel araç sıkıntısı had safhada.

Daha önceden satışa çıkartılacağı açıklanan plakaların tamamı ise satılmamış.

Bize aktarılanlara göre çözüm merkezleri de birbirine girmiş durumda.

Kimsenin elini taşın altına sokmadığını iddia ediyorlar.

Şirket isen Başkan Selçuk Öztürk, şahıs isen Muharrem Karabacak diyorlar. Diyorlar ama şirketlerle çalışanlarda sektörde iç içe girmiş.

Ve sahada top soldan sağa, sağdan sola, bir ileri bir geri döndürülüyor sonunda da Başkan Uğur İbrahim Altay’ın kucağına bırakılıyor.

Ve bu ağlayan dahası isyanlarda ki sessiz kesim Uğur Başkana her şeyin tam olarak net olarak ifade edilip önüne konmadığına inanıyor.

Biz elçiyiz.

Eksiğimiz noksanımız olabilir.

Yanlış dile getirdiğimiz konularda olabilir.

Tek gerçek muhtarın resmen sosyal medyada yazdıkları ve birebirde bize aktardıklarıdır.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Öyle bir kapıdır ki gönül; çalanın kıymeti bilinmez kırana anahtar teslim edilir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şehrin tek Anıtı olan Anıt bölgesinde akan ve gittikçe düğümlenen geçebilmek için gözlerin kapatıldığı trafiğine bir çözüm getirebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.