HERKES DÜNYA’YA KENDİ KÜÇÜK PENCERESİNDEN BAKARSA

Bayram sohbetlerimiz ardından Pazar ve dünün hızlı siyasi görüşmeleri, gelişmeleri ardından sizlerden gelenler ile bir kez daha anlıyorduk ki hepimiz olaylara, gelişmelere ve geleceğe sadece kendi penceremizden bakıyoruz.

Bu acaba bizim düz ovada doğup büyümemizden mi kaynaklanıyor?

Yoksa biz bir Karadeniz insanı gibi şöyle ufka bakıp, sert hırçın dalgaların kıyıyı dövmesinden mahrum olduğumuz için mi böyleyiz?

Yoksa… Yoksa bir doğu insanı gibi toprakla, çamurla, kalabalık bir nüfus içerisinde dünyaya gelip o karmaşada büyümediğimiz için mi bu kadar dinginiz?

…………

Bayramda emekli, torun torba sahibi yaşını almış, engin tecrübelere sahip büyüklerimizi dinliyorum farklı bir dünya portresi çiziyorlar.

Sağlığını kaybetmiş insanlarımızı dinliyorum başka yaşanmışlıklarını anlatıyorlar.

Sanayici, fabrikatör abilerimizi, insanlarımızı dinliyorum onlar çok daha farklı bir dünya geleceği çiziyorlar.

Genç öğrencileri dinliyorum onların istekleri, hayalleri ise bambaşka idi.

Eğitimciler, sağlıkçılar, küçük esnaf, bürokrat, seyyar satıcı… hepsi farklı bir gezegende adeta.

Siyasetçilere ya da kendilerini sadece sandığa kilitlemiş insanlarımızı sabırla dinliyorum.

Partileri, liderleri kim olursa olsun hepsi adeta uçmuşlar.

Onlar zaten sizi dinlemedikleri gibi sizin gözlemlerinizi de gale bile almıyorlar.

Dünya adeta kendi partilerinde ve siyasi görüşleri etrafında dönüyor.

İşsiz insan, iş verecek olan patronun şartlarından şikayetçi.

Patron, çalışacak çalıştıracak adam bulamamaktan dertli.

………….

Tabii kimseyi eleştirmek için söylemiyorum bunları.

Kendi penceremden bakıyorum işte hep bunları görüyorum.

Sizleri dinliyorum.

Sizlerin adımlarınızı, hareketlerinizi, paylaşımlarınızı takip etmeye çalışıyorum.

………………..

Allah rızası için siz iki görme engelli insanımızın (Tahminen karı koca idiler) birbirlerinin kollarına girmiş vaziyette ellerindeki baston ile arife günü kaldırımda bile adım atmakta nasıl zorlandıklarını görüp empati yapabiliyor musunuz?

Kendi halimize şükrederken bu insanlara dokunamamanın çaresizliğini hissedip içiniz yanıyor mu?

……………….

İster siyasi olsun ister ekonomik.

Hiç kimse kendisinden başkasını beğenmiyor.

Karşısındaki insanın dediğini dinlemiyor. Dinlermiş gibi görünende sabırlı olduğunu filan sanıyor.

Bir tek Allah’ın kulu çıkıp da ben ya da biz burada eksik ya da kusurlu idik filan da demiyor.

…………..

Oysa çocuklarımızdan söz ederken tüm anne ve babalar, dedeler, nineler gelecek kaygısı yaşıyorlar.

Ama hiçbiri ya da hiçbirimiz bunda benim de hatam var demiyor.

………………

Sonuçta bugün bilgisayarın karşısına geçtiğim zaman bu karmaşanın içerisinde idim.

Sonuçta herkes kötü sadece ve sadece biz iyiyiz modunda bayram sonrası mübarek 11 aylara başlıyorduk.

Bugün bakıyorum biz Konyalılar ve Konya’da yaşayanlar için tek ve en iyisi çay, sade kahve ve etliekmek menüsü idi.

Haaa üzerine bir de güzel bir höşmerim menünün cilası gibiydi.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN

BU İSTEĞİNE BELEDİYE

KULAK VERİR DİYE

DÜŞÜNÜYORUM 

Bayramın son günü sizlerden gelen dahası gurbetçi üniversite öğrencilerinden şöyle bir istek geldi.

“Kayalar Cami tramvay durağının oradaki merdiven çok dik.

Ve biz öğrenciler için valizle inen binen vatandaşlar için ayrıca engelli insanlarımız için bu dik merdivenler gerçekten yağmurda, kışta, buzda çok zor ve bizler zorlanıyoruz.

Büyükşehir bu dik merdivenlerin yanına düz bir alan oluşturamaz mı?

Bu konuda yardım bekliyoruz”

MİLLET BAHÇESİ’NE

VE PARKLARA BİLE

GÜVENLİKÇİ İSTENİYOR

Nedendir, niyedir bilmiyorum ama şehrin pek çok halka açık yerinde vatandaşlarımız özel güvenlik görevlisi istiyor.

Hatta onları gözleri ile görmek istiyorlar.

İşte dün sabah Ankara’dan bayram için şehrimize gelen doktor bir dostumuz şöyle yazıyordu;

“Elinize sağlık ama çok üzüldüm.

Bırakın kabristandaki güvenliklerin kaldırılmasını parklara bile güvenlik konulması gerek.

Yapılanı korumaktan aciziz maalesef ve kötülüyoruz.”

……………..

Mesela Millet Bahçesi’ne özel güvenlik için bayram öncesinden başlayan çok büyük bir istek var.

Birilerinin o canım çimlerin üzerinde neler yaptıklarını anlatıyorlar.

Dahası Ramazan ayı içerisinde hava karardıktan sonra biri ki fotoğrafta geldi ama biz yayınlamaya utandık.

İnşallah Belediye görevlileri bu konuda gerekli önlemleri alırlar.

TAM BU SATIRLARI

YAZARKEN GELECEK

ORDUSU İÇERİYE GİRİVERDİ

Biz tam parklarda, bahçelerde özel güvenlik meselesini yazarken Gelecek Partisi’nin yani Millet İttifakından CHP listesinden iki milletvekili adayı ve yeni İl Başkanı ile çalışma arkadaşları, dostlarımız içeriye giriverdiler.

Evet vekil adayları Hasan Ekici ile Ömer Ünal Bey, Gelecek partisinin yeni İl Başkanı karizmatik iş adamı Ahmet Arslan, İletişim Başkanı Bekir Karakuş, Teşkilat Başkanı Halil İbrahim İçer, Yerel yönetimler Başkanı Resul Sağlam, Yönetim kurulu üyeleri Halil Yiğit, Metin Bilgili giriverdiler.

Dostlarla son derece samimi sohbette bulunduk.

Bu insanlar gerçekten güzel, iyi niyetli her şeyden önce benim için daha da önemli olan samimi insanlar.

Dostlarla AK Parti saflarında iken de biz aynı sınırlı samimiyetimizi ve dostluğumuzu koruyorduk,

Partisi, cemaati, takımı ne olursa olsun ben dün iyi dediğime bugün kötü diyemem.

Dememde.

Allah herkesin yolunu bahtını açık etsin.

Hayırlısı ne ise o olsun diyoruz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Çok sıkıldıysan hayattan bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir, yaşamak güzeldir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Parklarda, bahçelerde, yollarda rengarenk açan laleleri kopartıp, kucağımıza basıp, çekip gitmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.