HOŞGÖRÜ, AMA NEREYE KADAR?
09 Aralık 2022, Cuma 00:04NAMIK CEYHAN
Konya’dan tüm dünyaya dostluk, sevgi ve hoşgörü mesajlarının bir kez daha verildiği şu günlerde Hz. Mevlana’nın getirdiği hoşgörü mesajlarının doğru anlatılması ve anlaşılması gerekiyor. Bu sene 749. Vuslat yıldönümü ile yeniden andığımız hoşgörü ve barışın sembolü büyük İslam mutasavvıfı Mevlâna Celalettin Rumi’nin getirdiği hoşgörü ve iyi niyet sınırlarının günümüzdeki yorumlamaları maalesef çok farklı.
Hoşgörü, insanların birbirinden farklı duygu, düşünce, davranış, tutum, eylem biçimlerinin olabildiğini kabul etmektir. Bunun için empati yapmak, insanı anlamak, karşımızakinin yerine koymak, saygı duymaktır. Ama hoşgörü, ne olursa olsun duyarsız kalmak, boş vermişlik ve sorumsuzluk gösterip arkasına sığınılacak bir duvar değildir.
“DostlukVakti” temasıyla yapılan etkinliklerde Hz. Pir’in felsefesinin doğru anlaşılması ve anlatılması için çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Bu hafta vesilesiyle “Hoşgörülükte Deniz Gibi Ol” diyen Hz. Mevlana’nın anlatmak istediği hoşgörünün “yaratılanı yaratandan ötürü sevmek ve bu sevgi anlayışının bir ifadesi olarak her şeyin onun yansıması olduğu bilinciyle kabullenmek” olduğu gerçeği de anlatılmalıdır.
Hz. Pir, hoşgörü duygusunu hayatın olmazsa olmazı görüyor ve beşerî münasebetlerimizde insanları dil, din, ırk farkı gözetmeksizin kucaklamamızı, yaratılan her canlıyı olduğu gibi kabul edip saygı göstermemizi işaret ediyor. Bunu Rabbimizin rızasına erişmek için Aşk ile muhabbet ile sevgi ile dostlukla yapmamızı istiyor. Aşk ve muhabbet yoksa hoşgörüde yoktur, dostlukta yoktur.
Esas hoşgörü sınırımız galiba günlük beşerî münasebetlerimizde daha çok zorlanıyor. “Boş ver, bir şey olmaz, adam sende, alışırlar, aldırma, kimse görmez, beni ilgilendirmez, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, üzerine vazife olmayan işlere karışma” gibi anlamsız sözler ve anlayış, toplumda dostluktan uzaklaştırmakta; yaşanan pek çok sorunun çözümüne değil artmasına sebep olmaktadır.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları görmeyip, her şeyi güllük gülistanlık gösterenleri, hoş görecek miyiz? Kimin eli kimin cebinde belli olmayan magazin programlarını her gün gözümüze sokan medya kuruluşlarını hoş mu göreceğiz?
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyen bir peygamberin ümmeti olmaktan onur duyacağız ama lüks yaşantımızdan ödün vermeden yoksullarla dalga geçercesine yapılan israf çılgınlıklarını hoş mu göreceğiz?
Tarımla uğraşan çiftçilerimizin üretim maliyetlerinin artmasına seyirci kalanları, tarlada yetişen ürünlerinin karşılığını vermeyen fırsatçıları, tarım ve hayvancılığın yok olmasına neden olanları, dövizdeki dalgalanmaları bahane edip halkın en temel ihtiyacı olan gıdalarda stokçuluk yapanları, fırsatçıların günlük fiyat artışlarını hoş mu göreceğiz?
Anadan atadan kalan arazilerine topraklarına sahip çıkan köylü kadınların çığlıklarına kulaklarını tıkayan yöneticileri, onları itip kalkan güvenlik güçlerini, kadına şiddet uygulayanları serbest bırakanları hoş mu göreceğiz?
İklim değişikliğine uyum için olmazsa olmazımız yeşil alanlar olduğunu bile bile plansız kentleşme ve sanayileşme uğruna, maden çıkarma hırsıyla verimli tarım topraklarını, meraları ve yeşil alanları yok edenleri, şehir merkezindeki güzelim ağaçları gizlice kesenleri, yetişmesi yıllar alan orman alanlarını yakanları, yanan yerleri imara açanları hoş mu göreceğiz?
Mevcut yasal düzenlemelere ve uyarılara rağmen, her fırsatta sigara içeni, cep telefonunuzu kapatın uyarılarına rağmen özellikle hastanelerde, camide, konferans salonlarında, önemli toplantılarda cep telefonlarını sessize almayanları ve dakikalarca telefonla konuşanları hoş mu göreceğiz?
Bunca uyarılara rağmen trafik kazaları azalmıyor, Trafik ihlalleri durmuyor. Kırmızı ışık ihlali yapanı, hız sınırını aşanı, yolda seyrederken makas atıp bizi zor duruma düşüreni, sinyal vermeden ani dönüş yapanları, park edilmez yerlere park edenleri, trafik magandalarını, trafiği felce uğratanları hoş mu göreceğiz?
Hala daha çöplerin yerinin çöp kutusu olduğunu öğrenemedik, geri kazanılabilen atıkları hala daha çöplüklere atanları, sokakları çöp sahasına çevirenleri, tüketim alışkanlıklarını israf çılgınlığına çevirenleri, suyunu boşa harcayanları, hayat bulduğumuz havamızı kirletenleri hoş mu göreceğiz?
“DOST OL DA, DOSTU GÖR”” diyen gönüller sultanı Hz. Mevlâna Celalettin’i Rumi’yi saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyor, 749. Vuslat yıldönümünün Hz. Pir’ in yedi öğüdünün yeniden özümsenmesi ve doğru yorumlanmasına, gerçek dostlukların artmasına vesile olmasını diliyorum. Kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.