İFRAT ? MÜBALAĞA-2

Meselâ: Haçlılar gelip Irak’ı işgal ettiler. Zenginliklerine el koydular. Ta¬rihi müzelerini ve hazinelerini soydular. Petrol ve gelirlerine el koydular. Irak halkını tahkir ve terzil ettiler. Bir¬çok kadının ırzına geçtiler. Çocukları bile hapislerde süründür¬düler. Camilere sığınan yaralıları, teslim olanları acıma-sızca tarayıp öldürdüler. Saddam’ın kimyasal silahı var bahanesiyle geldiler ama Irak halkının üzerinde kimyasal ve her türlü silahı kendileri deneyip, kullandılar. Gıdasızlık, bakımsızlık, ilaçsız¬lıktan 500 bini çocuk olmak üzere 2 milyon insan öldü. Ama maalesef bu iki milyon insanın belki % 10’unu ABD’liler öl¬dürdü, geri kalanları Irak halkının müfritleri, mezhep kavgası yüzünden kendi kendilerinden öldürdüler. Her gün takriben 50 ile 80 kişi bombalarla, suikastlarla öldürüldü. Adamlar ifratları yüzünden, iz’ansızlık ve idraksizlikleri yüzünden; vatanını işgal eden, bay¬rağını indiren, namusunu telef eden, köpek öldürenlere yıllarca ceza verirlerken, resmen Iraklı sivilleri    öldü-renlere ceza bile vermezken, gücümüzü, aksiyonumuzu, yapabileceklerimizi vatanımızı işgal eden müstevlilere karşı kullanalım demiyorlar, mezhep kav¬gası yüzünden birbirini öldürüyorlar. Kur’an’da bir ayette: “İçimizdeki beyin¬sizler yüzünden bizi helâk eder misin Allahım?” deniyor. Gerçekten İslâm Âlemi bu duayı çok etmeli.   İkindi namazının sünneti Gayri Müekked bir sünnet¬tir. Yani Resüli Ek¬rem Efendimizin çoğunlukla terk ettiği bir sün¬nettir. Ama bizim kitapları¬mızda, bizim kıssaları¬mızda, bizim vaazlarımızda sahib-i tertiple ilgili, ikindi¬nin sünnetini hiç ge¬çirmeyen kişilerin fazilet ve kera¬metleri ile ilgili nice kıs¬salar, nice hikâyeler, nice anek¬dotlar mevcuttur. Niye kardeşim, biz ümmete Peygambe¬rini mi sollatacağız? Allahın Resülü terk etti ise bıraka¬lım önemli işleri olduğu zaman ümmette bu kolaylık¬tan faydalansın ama hayır. İşte bu bir ifrat.  Veysel Karani Haz¬retleri ile ilgili birçok şiir ve ilahiler yazmışız ve ba¬zılarında diyoruz ki;  Elinde asası hurma dalındanSırtında abası deve yünündenAsla hata gelmez onun dilindenYemen ellerinde Veysel Karani Niye kardeşim? Peygamberler bile Allah’ın hatasız olma sıfatına ortak olmasınlar diye “zelle” dediğimiz kü¬çük sürçme¬lerle, küçük hatalarla muallel iken, Veysel Karani’nin dilinden neden asla hata sadır olmuyor? İşte bu ve benzeri şeyler, mena¬kıp kitaplarına baktığımızda daha enva-i çeşitlerine rastla¬rız… bunlar dini zorlaştıran ve bazıları insanı şirke götüren şeylerdir. Hz. İsa’yı da bu tip insanlar ve onların düşünceleri tanrılaştır¬mıştır. Karamanda Karasakal Lâkaplı bir meslektaşımız var, Allah selâmet ver¬sin, çok nüktedan, çok muzip birisi, onun üzerinden rivayet ederler: Hoca Efendiyi nikâh kıymaya çağırmışlar, da¬mat, şahitler mevcut ama gelin olacak kız yok, “nerde” demiş, “öteki odada” demişler, “çağırın” demiş, “aman hocam mah¬rem” demişler. Onunda canı sıkılmış, bizim Konya tabiriyle; “ulen gidi¬ler, bu kızımız tüpçünün önüne çıkar, sütçünün önüne çıkar, terlikçinin önüne çıkar, pazara gider, belediye oto¬büsüne biner…onlara mahrem olmu¬yor da, 70 yaşımda bana mı mah¬rem oluyor çağırın şunu” demiş ve nikâhla¬rını kıyıvermiş.  Bu ve bunlara benzer daha binlerce ifrat ve tefritle¬rimiz var, Allah bizlere İslâmî şuur ve basiret lütfetsin.