İLAHİ ADALET
05 Ağustos 2016, Cuma 08:49Hiç şaşmaz. Hem bu dünyada, hem de ahir için inanırım.
15 Temmuzdan önce darbeciler ne hayaller kuruyorlardı. Görevlendirme listesi bile hazırdı. Bu hainler güya bir hizmet hareketinin mensupları idi. Aslında terör örgütü mensubu olduklarının da farkında idiler.
Bulundukları mevki ve makama yolsuzlukla, soruları çalarak, ayak oyunları ile gelmişlerdi. Haksız işe girenler, kimlerin ‘kul hakkını’ yemişlerdi.
Düşünebiliyor musunuz; adam Orgeneral. Ordu komutanı tutuklanıyor. Bütün makam mevkii itibar gidiyor. Muhtemelen rütbeleri geri alınıp, askeri yasalar gereği ER olarak terhis edilecek. Yani Silahlı Kuvvetlerle ilişiği kesilecek. Sadece kendisi değil, eşi, çocukları, anne-baba ve kardeşleri yani cümbür cemaat itibar kaybedecekler. Düşünün, dün Orgeneral olan bugün Er oluyor. Ordu evine bile giremeyecek. Toplum içindeki şahsiyetsiz, haysiyetsiz konumlarına ne diyeceksiniz.
Ne demişler; ne oldum dememeli, ne olacağım demeli… 1999 Adapazarı depreminde 30-35 dairesi olanlar mal varlıklarıyla övünüyorlardı. Bütün mal varlıklarını kaybettikleri gibi, kimileri canını da kaybetti.
Oldum olası İLAHİ ADALETE inananlardanım. Haksızlığa uğraya biri, kendisini bu duruma düşürenlerin halini bu dünyadan er geç görür. Ahir adaletini söylemeye gerek var mı?
Geçenlerde ilahiyatçı bir dostuma, ben haksızlığa uğradım mı, mağdur oldum mu, durumu rabbime havale edip beklerim. ‘Yarabbi şu kulun beni sürekli sıkıntıya sokuyor, yalan söyleyip hakkımda yalan beyanda bulunuyor. Ben bu kulundan razı değilim, sana havale ediyorum’ diye dua ediyorum. Bakınız beddua etmiyorum. İlahiyatçı dostum, ‘Sen öyle bir yere havale ediyorsun ki, kul hakkına af yok, ceza var’ diyor. ‘Sonra ben olanları seyrediyorum’ dedim. Evet ilahi adalet öyle bir adalet ki, hem yaşarken, hem de ahirde göreceğiz.
Yaşarken, nelere şahit oldum. Benimle uğraşanlar, çekemeyenler, buğuz edenler perişan oldular. Ne itibarları ne haysiyetleri kaldı. Para ile mal ile adam olacaklarını zannedenler, onu bunu dolandırmaya başladılar. Ama onlar hala kendilerini itibarlı zannederler. Ey Rabbim sen ne büyüksün... Neler gördük, daha neler göreceğiz.
Size de tavsiyem itle, köpekle kendiniz uğraşıp sıkıntıya düşmeyin. Rabbime havale edin, sonra bekleyin.
FETÖ’CÜLERİN BİR KISMI HİMAYE Mİ EDİLİYOR?
Televizyonları izliyorum. Özellikle açık oturumlarda bazı FETÖ’cü olduğu belli olan kişiler hakkında hiçbir soruşturma açılmamasının anlaşılmaz olduğunu ifade ediyorlar.
Yine bazı yorumcular tarafından soruşturma açılmak için hazırlanan listede bazı FETÖ’cülerin isimlerinin çizilmeye çalışıldığı söyleniyor.
Bende; ‘Bu FETÖ’cüler siyasilere ulaşamamışlar, vekillere ulaşamamışlar. Zira hiç onlardan göz altına alınan yok’ demiştim. Şaka bir tarafa kim FETÖ’cü olduğu halde kayırılıyorsa, kim onu kayırmaya çalışıyorsa lanetli olsun diyorum.
Kafayı 15 Temmuz gecesi olan bir olaya taktım. Bir Tümgeneral, adı Mehmet DİŞLİ, Ak Parti vakili Şaban DİŞLİ’nin kardeşi. Genelkurmay Başkanımız Hulusi AKAR’la helikopterden iniyor. Orgeneral Hulusi AKAR, emniyet mensuplarına Tümgeneral Mehmet DİŞLİ’nin han olduğunu, kendisinin helikopterine bindiğini, etkisiz hale getirilmesini istiyor.
İstek yerine getiriliyor. Tüm General Mehmet DİŞLİ kendisinin FETÖ’cü olmadığını söyleyerek,’Bu ithamı zul sayarım’ diyor. Kendini kurtarmak için ne hikayeler uyduruyor. Güya Genelkurmay Başkanımızı kurtarmaya çalışmış.
Sonra bakıyorsunuz bombacı pilot, ‘Akıncı üssünde Mehmet DİŞLİ Paşamı gördüm’ diyor. ‘Bir şeyler olacağını sezinledim’ diyor. Darbe girişiminin başarısız olacağı anlaşılınca bu Tümgeneral saf değiştiriyor, kendi ellerini kendi plastik kelepçeyle bağlıyor falan filan…
Acaba AKP’li Şaban DİŞLİ ne yapıyor. Parti, kardeşinin durumu bilinen Şaban bey için bir şeyler düşünüyor mu?
Bekleyip göreceğiz. İnşallah İlahi Adalete müracaata gerek kalmaz.
ENDİŞELERİM DEVAM EDİYOR…
OHAL’le beraber çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin aceleye getirildiğini, aklı-selim düşünülmediğini hissediyorum.
Hele askeri okulların kapatılmasını aklım almıyor. Ara verirsiniz ama kapatamazsınız. Mezunu olmakla iftihar ettiğim KULELİ ASKERİ LİSESİ’nin kapatılmasını düşünemiyorum. Hem milletim, hem Rabbim affetsin diyen Cumhurbaşkanımdan isteğim, bu okulun bu tarihi yuvanın killete ve devlete hizmete devam etmesini, orduya güç vermesini isterim.
Muhteşem bir konumda olan, boğazın en güzel yerindeki bu kutsal yuvanın daha nice kahramanlar yetiştirmesini isterim. Bu okul FETÖ’nün eline geçerken ülkeyi ben idare etmiyordum. Bu şahane manzaralı okul başka bir maksatla kullanılırsa, bütün milleti konunun ilahi adalete havale edilmesi için dua etmesini isterim. Okulu okulluktan çıkaran kararı verenler bin kere düşünsünler. Başlarına ne gelir bilemem.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK…
Her gün şehit haberleri alıyoruz. Yine tık yok. Basit bir haber gibi geçiştiriyoruz.
Güneydoğu’da bütün hainler rahatlar, bekliyorlar.
İDAM, İDAM diye haykırıyoruz. İşte bu PKK hainleri ve siyasi uzantıları için. Ama herhalde birileri konuyu buzdolabına, hatta derin dondurucuya koymaya çalışıyor galiba…
PKK’lı pardon HDP’li Selahattin DEMİRTAŞ, geçtiğimiz günlerde VAN’da akşam bir miting düzenliyor. Yine adı demokrasi, barış falan filan.. Miting sonunda, mitinge katılanlar polise taş ve havai fişeklerle saldırıyorlar. Kalabalıktan 5 kişi göz altına alınmış. İşte bizim Doğu ve Güneydoğu’daki PKK ile mücadelemiz. Biz bu hainlerin yeni ceddini yok etmezsek, şehitlere hesap veremeyiz.
ÇALIŞMA BAKANI SÜLEYMAN SOYLU’YA BİR SORU…
Hani şu üç kuruş emekli maaşı alanlara bankalar promosyon verecekti ya… Sayın Süleyman SOYLU, yok Nisanda, yok Mayıs’ta… ve Ağustosa geldik. Emekli promosyonlarında tık yok. Sayın Bakan Eylül diyebilir, Eylül gelince Ekim-Kasım alıştı millet bekleriz.
Ama Süleyman SOYLU’ya sorum; milletvekilleri ve emekli dul yetimleri hangi bankadan kaç bin lira promosyon alıyor. Ve bu ne zaman başladı.
Bizim düşüncemiz, millet dolmadan, vekiller doymamalı. Ama onlar promosyonu alıyorlar.
Allah aşkına yapamayacaksanız, bu emeklilerin hayalleri ile oynamayın. Efendim şu kritik dönemde derdimiz para mı diye soranlar olabilir.
Sağolsun Çalışma Bakanı son noktaya geldik dediği için konuyu gündeme getirdim. Nasıl bir sonmuş, o son ne zaman gelecek bilemiyorum.
Devletimizi, demokrasimizi ve Cumhuriyetimizi savunmaya devam…
Esen kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.