İLK TEŞKİLAT VE HASAN ANGI

Ak Parti kurulurken  ağır ve kasvetli bir hava hakimdi ülkede.

Devletin tutumu belliydi. Devrin yöneticileri, yenilikçilere kuşkuyla bakıyor ve onları sevmiyorlardı. Türlü adli ve idari engellerle, yenilikçilerin önü kesilmeye çalışılıyor ve yol açılmıyordu. Ak Partinin kuruluş ve teşkilatlarında görev alacak olanların, devlet tarafından fişleneceği söylentilerinin dilden dile dolaştığı günlerdi, o günler.

Yalnız devlet değildi Ak Parti’nin kuruluşuna sert fren yapan güç. Bir de Fazilet Partisi ve Erbakan hoca faktörü vardı. Kurulacak olan yeni partide görev alacak olanlar ağır eleştirilere muhatap oldular ve ihanetle suçlandılar. Çok sertti Fazilet Partisi cenahı ve yenilikçileri yerden yere vuruyorlardı.

Bir yanda devlet baskısı diğer yanda Fazilet Partisinin baskısı. O arada kartel medyasının ağır ve jurnalci yayınları da işin cabası. İşte böylesine tehdit,baskı ve korku  dolu bir süreçte Ak Parti’nin kuruluşu gerçekleşti.

Genel Merkez kadar, il teşkilatlarının kurulması da önemliydi şüphesiz ki.

Devletin ve Fazilet Partisi’nin baskı ve ağır eleştirilerinden, il teşkilatlarını kuracak olanlar da nasiplerine düşeni alıyordu. Böyle bir ortamda yeni partinin teşkilatlarını kurmak için uygun adam aranıyordu. En başta parti teşkilatını kuracak olan adam cesur olmalıydı aynı zamanda doğru adam da olmalıydı.

Bir yanda baskı ve tereddütler sürerken diğer yanda da il başkanlığı için uygun ve doğru ve uygun adam arayışları  sürüyordu. Ankara’dan heyetler geliyor, heyetler gidiyordu. İl teşkilatını kim kurmalıydı ve nasıl olacaktı bu iş? Kolay değildi elbette, doğru adamı bulmak.

Konya teşkilatını kurmak için talipli çıkmadı ilk günler.

Devlet ne der, nasıl bakar yeni harekete? Devlet iyi bakmıyordu. Devletin belli kanadından gelen yoğun baskı ve tehditler gırla gidiyordu çünkü. Hapis korkusu, işinden olma korkusu vardı.Devlet kesinlikle iyi bakmıyordu, yenilikçilere.

Fazilet Partisi ve Erbakan Hoca da karşıydı, ilk günden beri yenilikçilere.

Erbakan hoca ne yapar eder, yenilikçileri bir kaşık suda boğar atardı bir kenara.Hareketın karşısında yer alanlar böyle düşünüyordu.

O yüzden kimse gözünü karartıp, “ben il teşkilatını kurmaya talibim” diyemedi, bir süre.

Zor ve meşakkatli bir süreçten sonra, Konya’da il başkanı kimin olacağı ve teşkilatları kimin kuracağı kararlaştırıldı. O isim, bugünkü il başkanı Hasan Angı’ydı. Hasan bey bir takım istişarelerden sonra en uygun ve doğru isim olarak, yeni kurulan partinin il başkanı oldu.

Kimler vardı o gün, Hasan beyin yanında?

Hatırlayabildiğimiz kadarıyla Kerim Özkul, Sami Topbaş,Latif Cem Baran sonra Ali Sürücü ve Mustafa Çevik gibi isimler vardı. O dönem Hasan bey ve arkadaşları hem cesaret  hem de büyük fedakarlıklar gösterdi. Bir şeyin daha hakkını verelim.. Efsaneydi, o yönetim. 2002 seçimlerine girdiler ve yeni kurulan partiye büyük ve anlamlı bir zafen kazandırdılar.

Parti 2002 seçimlerinden zaferle çıkınca, bir takım siyasetçilerin iştahı kabardı ve “nasıl Ak Partili  olurum” diye, türlü manevraların içine girdiler ve başarılı da oldular, partiye nüfus ettiler.Konya’da en zor olanı Hasan bey ve arkadaşları, kolaya çevirdi. Sonradan gelenler türlü desise ve oyunlarla partide egemenlik kurmaya çalışıyor.

Kimsenin ortaya  çıkmaya cesaret edemediği günler, başka siyasi kapılarda ikbal aradığı günler geride kaldı. Şimdi her şey daha kolay. O zor günlerin takdir edilmesi gerekiyor. Hasan bey ve bir avuç arkadaşının her türlü baskı ve tehdide rağmen cesurca ortaya çıkmasının ne kadar erdemli bir davranış  olduğunu bilmek ve takdir etmek gererkiyor.

Ak Parti’nin geçmişte cefasını çekenler başka, bugün partinin sefasını sürenler başka. Kaderin  cilvesi mi, yoksa başka bir şey mi var bilinmeyen?