İNSANLIK SUÇU
18 Nisan 2018, Çarşamba 07:24Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlüğü’nde insanlık suçunu bir hukuk kavramı olarak “insanlığa karşı işlenmiş kabahat” şeklinde tanımlamaktadır.
Uluslararası hukukta ve ceza hukukunda insanlığa karşı suçlar çok önemli bir konudur.
Uluslararası ceza mahkemeleri uluslararası suçların faillerinin cezasız kalmasına son vermek için kurulmuştur. İnsanlığa karşı suçlar, uluslararası suçlardan biri olup tüm uluslararası ceza mahkemelerinin statüsünde yer almıştır. Roma statüsü ile kapsamlı bir tanım yapılmıştır.
İnsanlığa karşı suçlar kavramı, II. Dünya Savaşı sonrası ulusal ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeler sonucunda içeriği belirginleşmeye başlayan dinamik bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnsanlığa karşı suçların gelişimi ile ilgili olarak 1993 ve 1994’te BM Güvenlik Konseyi tarafından kurulan EYUCM’nin 5. maddesinde insanlığa karşı işlenen suçlar şu şekilde tanımlanmaktadır:
“Uluslararası mahkeme, uluslararası veya iç silahlı çatışma sırasında işlenmiş ve herhangi bir sivil nüfusa karşı yöneltilmiş aşağıdaki suçlardan sorumlu sayılan kişileri yargılamaya yetkilidir: adam öldürme, imha, köleleştirme, sürgün, hapis, işkence, tecavüz, siyasal, ırksal ve dinsel sebeplerle zulüm ve diğer insanlık dışı fiiller”.
Ayrıca Roma statüsü ile 1998 yılında kurulmuş ve Temmuz 2002 yılında faaliyete başlamış olan UCM mahkemesinin amacı “Uluslararası toplumu bir bütün olarak yakından ilgilendiren, çok ciddi suçların cezasız kalmaması ve ulusal düzeyde ve uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi...” olarak belirtilmiştir. Roma statüsü madde 5/1 mahkemenin yargı yetkisine giren suçların uluslararası toplumu ilgilendiren çok ciddi suçlar olduğunu ve bu suçların soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarını kapsadığını ifade etmiştir.
Roma statüsü madde 5/1 yargı yetkisine giren suçları ifade ettikten sonra madde 7’de insanlığa karşı suçların neler olduğunu belirtmiştir. Buna göre insanlığa karşı suçlar şunlardır:
Bu tüzüğün amaçları bakımından “insanlığa karşı suçlar”, herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen aşağıdaki eylemleri kapsamaktadır: Öldürme; toplu yok etme; köleleştirme; nüfusun sürgün edilmesi veya zorla nakli; uluslararası hukukun temel kurallarını ihlal ederek, hapsetme...
(a) “Herhangi bir sivil topluluğa yönelmiş saldırı”, devlet ya da kurumsal bir politikanın uzantısı ya da bu politikanın daha da ileri götürülmesine yönelik olarak 1. paragrafta belirtilen eylemlerin herhangi bir sivil topluluğa karşı müteaddit kereler yapılması anlamına gelir;(b) “Toplu yok etme”, nüfusun bir bölümünü yok etmek amacıyla, yiyecek ve ilaca erişimden mahrum bırakmanın yanı sıra yaşam koşullarını kasten kötüleştirmeyi de içerir. (Murat Şimşek, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, The Journal of International Social Research, Cilt: 9 Sayı: 44 Volume: 9 Issue: 44, Haziran 2016 June 2016 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581)
Bütün bu bilgiler ışığında yedi yıldır Suriye'de ve son olarak Şam'ın Doğu Guta bölgesinde devam eden sivil halka yönelik zulüm, işkence, tecavüz, sistematik katliam, Anadolu Haber Ajansının verdiği bilgiye göre 215 kez kimyasal silah kullanma, yıllardır ilaç ve yiyeceğe erişimden mahrum etme, açlığa ve susuzluğa maruz bırakma, sayısını tespit etmenin imkansız olduğu cami, okul, hastane ve sivil yerleşim yerlerinin bombalanması, bir milyon insanı öldürme, 5 milyondan fazla insanı göçe zorlama gibi insanlığa karşı açıkça suç işleyenlerin mutlaka tutuklanması ve uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması, en ağır şekilde cezalandırılması ve Suriye'de en kısa sürede barışın, huzur ve güvenliğin sağlanması gerekmektedir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.