İŞTE BELEDİYELER, İŞTE PROJELERİ?
26 Nisan 2016, Salı 08:40Bizlere hizmet etsin, şehirlerimizi, ilçelerimizi bizlere yaşanır hale getirsin diye, Belediye Başkanlarımızı seçtik. Kimilerini iki hatta üç kez üst üste seçtik. Tabii seçtik derken bize neredeyse zorla seçtirdiler. Maalesef siyasi partiler kimi aday gösterdiyse biz onlara oy verdik. Hani partiler 4-5 aday önümüze koyup, onlardan birini seçseydik gam yemezdik.
Üst üste seçilen belediye başkanlarının kimi git gide heyecanını yitirdi. Halktan uzaklaştıkça uzaklaştı… Kimi de daha çok şevklendi, daha heyecanlandı, giderayak iz bıraktı…
Tabii ben bu yorumları Türkiye geneli için yapıyorum. Aklınıza hemen Konya gelmesin..
Heyecanını ve şevkini yitirenler ‘Ben yaptım oldu’ zihniyetine büründüler. Hizmeti REKLAMA döktüler. Heyecanını arttıranlar ise inanılmaz projelere imza attılar. Heyecanın yitirenler, zorunlu olarak ayrılacak olanlar. Hak ve halkın yerine, gözlerini ANKARA’ya Meclise diktiler. Hani belediye başkanı iken çok başarılı oldular ya… Heyecanını arttıranlar, şevkini arttıranlar gitmeden MEGA projeleri tamamlamak için inanılmaz çaba sarf ediyorlar…
Yeni, ilk kez seçilenler, ikinci, üçüncü kez seçilmenin derdine düştüler. Hatta bazıları hemen kendini Ankara’da Mecliste görmeye başladılar.
Bütün bu seçilenlerin ortak özellikleri, kendilerini bir şey zannetmeleriydi…
Bir kısmı halka tepeden bakmaya başladılar. Ulaşılmaz hale geldiler. Halkın seviyesine bir türlü çıkamadılar. Vatandaşlarla polemik yaşamaya başladılar. Asıl görevlerini unuttular. Her şeyi yapalım istediler hiçbir şey yapamadılar. Yapacaklarını kısa sürede değil de uzun zamanda bitirdiler. Bir kısmı hala devam etmekte.
Gelelim Konya’ya… Hani Evliya Çelebi’nin “Gez dünyayı, gör Konya’yı” dediği Konya’ya…
Maalesef belediyeler, eleştirilere kulak asmadılar, PİRE KADAR HİZMETİN, DEVE KADAR REKLAMINI yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Belediyeler hizmet ekiplerini tam kuramadılar. Şehir merkezinde yeşil alanlar daraldı, ağaçlar taş yığınlarına kurban edildiler. Hatta bazı yerlerde, orta refüjlerdeki yeşillikler bile taşlaştılar.
Yok edilmekten kurtulan ağaçların tek gıdası olan “su” onlardan esirgendi. Ağacın toprakla birleştiği küçük bir alan kaldı. Ve buradan çoğu ağaç su alamadı. Şehri gezerseniz ağaçların yaşamlarına devamla kurumak arasında verdikleri mücadeleyi görürsünüz. Siz görürsünüz ama belediye yetkilileri görmezler. Görseler de mazeretleri hazırdır. Bazı ağaçların etrafı demir pranga ile çevrilmiştir. Bir ağacın etrafına bu kadar demir yığını çevirmek hangi akılla izah edilir bilemiyorum. Herhalde demir-döküm malzemeleri elimizde çok diyebilirler. Ha bu yeşil taşlaştırma ayıplarını Konya’nın 30-40 km etrafına ağaç ekerek (hemde 5 milyon) gidermeye çalışırlar. Sanki insan yoğunluğu oralarda yaşıyor gibi..
Siz bu şehrin her noktasında toprağı taşla örtmek yerine güneşle buluşturup yeşillik, ağaçlık hale getirmeliydiniz. Konya merkezinde insanı yeşile hasret bıraktınız.
Doğalgaz diye rabbimin bir nimeti şehrimize geldi. Büyükşehir hemen görevi üstlendi. Eline yüzüne bulaştırıp, doğalgaz işini sattı. Zannettik ki Konya’nın havası temizlenecek, zannettik ki yıllardır kömür, odun taşımaktan belleri bükülmüş Ayşe, Fatma nineler rahat edecekler, dua edecekler. Ne gezer. Çoğu bu nimeti yaşayamadan bu dünyadan göçüp gittiler. Beyler bunlar hep VEBAL işidir. Hesap ahirde görülür.
Konya’nın trafiği rahatlayacak derken içinden çıkılmaz hal aldı. Yayalaştırılmış yollardan geçemeyen araçlar, deli dana gibi şehir merkezinde dolaşır hale geldiler.. Yine şehir merkezindeki daha önce yayalaştırılmış yerlerde CAFE’ler, kulüpler türedi. Gençler hala nasıl ruhsat verildiğini anlayamadığım bu yerlerde zehirlendiler. Bu yerler sayesinde AHLAKSIZLIĞA zemin hazırlanmış oldu.
Büyük otoparklar yapmak yerine, yol kenarları belediyeye avanta sağlayan otopark haline geldi… İnsanlar şehir merkezine araçlarıyla gidemez oldular.
Şehir içinde çok yerin restorasyonunu üstlendiler. Hele Mevlana Türbesi yanındaki Sultan Selim Camii bir türlü bitirilemedi. Ahirette hesap sorulacak ama hesabını veremeyeceklerin eseridir bu camii. On binlerce kişi bu caminin içinde ibadetten yoksun kaldı. Yazlık bölümü kapatılarak ibadet sağlanmaya çalışıldı. Ramazan teravihleri yaz ayı olduğu için taş alanda kılındı.
Gereksiz para harcamalarının haddi hesabı yok. Nasıl olsa hesap soran yok. İktidar bizden diyerek hareket ettiler. En basiti yeşil göbeklere yaban koyunları koydular onlarda kurbanda kesildiler(!)..
Yahu bu şehrin METRO’su yok, teleferiği yok, havası temiz değil, ulaşımı rezalet. Ama diyeceksiniz ki ‘On bin kişilik kapalı kongre merkezi var, stadı var, Bedesten projesi var.. Bunlara ne dersiniz?’ Ne diyeceğiz ki.. Ama Üçler Mezarlığının dibine bir oteli gelip yerleştirenlere ne denir. Bir yanı mezarlık, bir yanı Hz. PİR… İçki içilir mi? Bana sormayın.
Şimdide İslam Dünyası Başkenti olduk. Epey bir masraf ettik direkleri süsledik, her yere yapıştırdık. Ne olacaksa onu bilmiyorum. Bana biz kendi kendimize “Gelin-Güvey” olduk gibi geliyor… Bir zamanlar en ucuz suyu kullanırdık. Ya şimdi. Aklıma bir şarkı geldi; “Bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik”. Hakikaten şendik şehrin merkezinde Fuarımız bile vardı… İnsanlar akın akın giderdi. Şimdilerde Aleaddin tepesi restorasyonda inşallah bu arkeolojik çalışmaların sonucunu görmeye ömrümüz yeter vefa eder. Etmezse de tepe etrafındaki reklam panoları bize yeter.
İçinde zorunlu olarak yaşadığım bir Selçuklu Belediyesi var. Nalçacı’daki 44 araçlık otoparkına sahip çıkamayan, Şahin Ağa sokağına bakınca belediye acaba var mı dedirten bir Selçuklu Belediyesi… Cafelere, nargile salonlarına ruhsat verip, yeşil alanları şeffaf şekilde kapattırıp buralarda nargile, sigara içirten ve buralardan gelir elde edip gençlerimizin zehirlenmesine göz yuman belediye.
Bir yandan gençlerin zehirlenmesine çanak tutacaksınız sonra SEDEP projesi ile çocukları okutur görüneceksiniz. Aleaddin ilkokulundaki çocukların konu mankeni olarak kullanıp REKLAM yapmak neyin nesi.. Sıralar dışarı çıkarılmış reklam sloganı yazılmış, çocuklarımız buralara ellerine kitap verilip oturtulmuş, belediye başkanı da baba rollerinde aralarda dolaşıyor. Şehrin Milli Eğitim Müdürü yok ki? Yahu ne yapıyorsunuz diyemiyor çocuklara kitap verecekseniz verin sınıflarında otursunlar. Küçücük çocukları reklamınıza alet etmeyin.
Bakıyorsunuz Selçuklu Belediyesi 12.500 öğrenciyi Uçakla Çanakkale’ye götürüyor. Öğrencilikle alakası olmayan kaç kişi bu nimetten faydalanır Allah bilir. Hali vakti yerinde olanlara bu hizmet tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayla nasıl sunulur anlamam. Aman bu gezide muhtarları unutmayın. Onlar bu işlere bedavaya pek alıştılar.
12.500 öğrenciyi bir Uçakla her gün sırayla Çanakkale’ye taşıma bir hizmet olabilir ama bu proje olamaz. Televizyonlara çıkıp çok önemli bir işmiş gibi lanse etmek Türkiye’de bu konuda 2. Proje olduğunu söylemek bizim için çok şey ifade etmez.
Meram Belediyesine bakıyorum muhtarları eşleriyle beraber geziye gönderiyor. Fatma Hanım kimin parasıyla kimi geziye götürüyorsunuz. Otobüslere binme esnasında muhtarların yağ yakması unutulur gibi değil. Bir şey değil muhtarlarda, gazetecilerde bedavaya alışmaya başladılar. Ah her bedava HELAL olsa…
Meram Belediyemiz Meram Aşkına deyip programlar yapıyor. Kendileri zaten devlet memuru olupta ayrıca belediye bunlara para ödüyorsa hem bakanlıktan yolluk, harcırah alıp (Konya dışından gelen) hem de belediyeden para alıyorsa yine müftülüğün fetva hattına iş düşüyor demektir. Alanda verende sıkıntıdadır.
Yahu bende eleştiriye başlayınca ucunu bırakmıyorum. Vallahi bu konuda roman yazarım.
İsterseniz konuyu güzel bir projeyle bitirelim. Tabii Konya’dan değil.. İstanbul Büyükşehir Belediye Bakanı basın toplantısıyla bir proje açıklıyor. Yanılmıyorsam Üsküdar-Kabataş arasında bir tünel yapılıp sadece yayaların geçişine sunulacakmış. İşte proje bu. Teşekkürler Kadir TOPBAŞ Bey.. Bizlere projenin ne demek olduğunu öğrettiniz. Konya’da deniz olsa biz de yapardık ama (!)…
NOT:MEVLANA MÜZESİNDE Kİ GÜZELLİKLER…
Müzenin kapanışı 16.40’dan 18.30’a alınmış Müze içindeki erkekler tuvaleti önü güzelleştirilmiş. Geçtiğimiz haftalarda şikayet ettiğimiz konular düzeltilmiş. Emeği geçenlere teşekkürler.
Bugünlük bu kadar.
Esenkalın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.