İSTİKLAL MARŞSIZ YENİ EĞİTİM YILIMIZ HAYIRLI OLSUN İNŞALLAH

Yeni haftaya sizlerden gelen büyük tepkiler, öfkeler, dertler ile başlıyorduk.

Yaşlanıyor muyum?

Yoksa sizler o temiz yürekli insanlar bazı acı gerçekleri ve değişimi kabullenmek mi istemiyorsunuz?

Gidişat ağırınıza mı gidiyor?

Yoksa, yoksa inciniyor musunuz?

……….

Sonra bana çok kızıyorsunuz değil mli?

Kendi pencerenizden baktığınız zaman yüzde yüz haklı olabilirsiniz.

Ama gerçek görüntü hepimizin baktığı o tek tek pencerelerin bir bütünü değil mi?

……………

Ayrıca siz bana kızıyorsunuz.

Yönetenler kızıyor.

Siyasiler kızıyor.

Bürokratlar kızıyor.

………….

Eeeee var mı böyle bir adalet?

Onun için sevsek de sevmesek de kabul etsek de etmesek de sonuç tek.

Doğru tek.

Doğru ülkenin doğrusu.

Bugün iktidara kızabilirsiniz.

İktidarı eleştirebilirsiniz de.

…………

İşte sadece o dakikaya kadar.

Kızarak kalmazsınız.

Eleştirirken hakaret edemezsiniz.

………….

Madem demokrasi

Sandıktan çıkma selam duracaksın.

Seçilene saygı göstereceksin.

Bu kadar.

…………..

Dün belli yerlerden haklı haksız pek çok eleştiri aldım.

30 yıllık büyüklerim bir dönem ki yol abilerim bile bana kızdı.

Ama doğru tek.

Kızarak kırılarak sonucu değiştirmek bizim elimizde değil.

…………….

Gelelim yine dünün kırık üzücü konularından birisine.

50 yıllık dostum bulunduğu yerdeki okulda eğitim yılının başında İstiklal Marşı’nın okunmadığından şikayetçi idi.

Dahası üzgündü.

Dahası çok kırgın idi.

…………

Olabilir.

Bence normal !!!.

………….

Bakın şimdi benim bu durumu kabullenmeme de “NORMAL” dememe de kızıyorsunuz.

Sakın kendinizi üzmeyin.

Sinirlenmeyin.

Tansiyonunuzu zıplatmayın.

Şekerini çıkarmayın.

………..

Bazı şeyler şivey şivey.

Yani yavaş yavaş.

………….

Şivey şivey demek ne mi demek?

………….

Bilgisayarınıza yazdığınız zaman karşınıza ilk şu çıkar.

OKŞAYA OKŞAYA, SEVE SEVE. YAVAŞ YAVAŞ…

……………..

Anlaştık(!)

GEÇEN HAFTADAN

KALAN HAKLI

BİR ŞİKAYET VARDI

Bu hafta sabah akşam hava biraz değişti.

Ama geçtiğimiz hafta gerçek ve açıklamalar çok farklı idi.

Ve bu konuyu bir bürokrat bize şöyle özetliyordu;

“DEVLETİN METEOROLOJİ KURUMU KONYA'NIN PİKNİK YAPMASINI İSTEMİYOR!

Abi...

Konya'nın en büyük sorunları arasına bir madde daha eklemek istiyorum.

Gerçi yazarken de son günlerin modası mı oldu nedir?

"KONYA'NIN HAVASINA DA İNSANINA DA AKIL SIR ERMİYOR" artık.

Neyse...

En az bir haftadır arkadaşlarla piknik yapalım diye plan yapıyoruz.

Öncelikli olarak da Meteoroloji tahminlerine göz atıyoruz ki rezillik yaşamayalım.

Ama nedense son iki tahmindir rezilliğin dibini görüyoruz.

"Yağmur yağacak, sel olacak" denince biz de devletimizin güzide kurumunu dinleme ihtiyacı hissettik.

Bu da son oldu zaten.

Biraz ciddiyet olmalı görüşündeyim.

Merkez 3 ilçe dahil 17 ilçeyi işaretleyip arkasından SARI KODLA uyarırsan kafamızı dışarı çıkarmayız.

Ama Konya merkeze tek damla düşmedi.

Bu manzarayı kış mevsiminde de görüyoruz sıkça.

Bir yetkili çıkıp "SAYIN VALİM, MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜM, BU GECE KAR ÇOK YOĞUN OLACAK YA DA OLMAYACAK" tarzında kısa bir açıklama yaparak devletin diğer kurumlarını düzgünce uyarsa da çocuklarımızı sabahın köründe okula gönderip "OKULLAR TATİL" cümlesini duymasak.

Ayrıca bu şehirde bir havaalanı var.

Neyse ya!

Meram'ın en güzel yerinde ben olsam ben de doğru tahmin yapmam.

Buradan ilgili ve bilgililere selamlarımızı iletiyoruz.

Bu bakımdan pikniğe gitmiyor ve kendini bilmezler yüzünden mangal filan da yakmıyoruz.

Biz ilan edelim ne yapacağımızı da yetkililer ne yaparsa yapsın.”

…………..

Okurumuz, bürokratımız yüzde yüz haklı idi.

Geçen hafta bu değerli kurumumuz verdi kodlarla kafamızı ve dengemizi bozdu.

Sağ olsun böyle duyarlı insanlarımızın dışında da kimseden bir TIK sesi dahi çıkmadı

BİZİM MİLLETİMİZ

ÇOK ZEKİ ÇOK AKILLI

Bakın bir dostumuz ne yazıyordu;

“SA. Uğur abi Hayırlı günler.

Allah kolaylık versin.

TV kanalları arasında gezinirken dikkatimi çekti.

Bir ekonomist hükümetin ekonomi politikalarını eleştirirken şöyle bir ifade kullandı.

"TÜRKİYE OLARAK, DÜNYA ÜZERİNDE ÜÇ TARAFI DENİZLERLE ÇEVRİLİ NADİR ÜLKELERDEN BİRİYİZ. AMA MAALESEF HALKI TATİLE DENİZE GİDEMİYOR."

Kendi kendime dedim ki vallahi doğru, gitsek gitsek Hadim Yerköprü'ye gidip ayaklarımızı Göksu Nehri'nin serin sularına sokarız ancak.

Hürmet ve saygılarımla.”

…………….

Akıllı zeki okurumuz üstü kapalı iyi niyetli temiz bir gönderme yapıyordu.

Vallahi ayağınızı nereye sokarsanız sokun.

Başınızı hangi soğuk sularda yıkarsanız yıkayın.

Daha iki gün olmadı galiba.

Sayın Turizm Bakanımız resmen açıkladı.

2023 hedefini tutturduk

Bundan sonrası da artı yazacak.

Siz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Antalya’ya Ordu’ya Nemrut Dağı’na gidemiyorsanız bize ne kardeşim.

Bize gelen Ruslar, İngilizler, Almanlar, Orta Doğu ve İslam ülkelerinin değerli vatandaşları yeter.

Yeter de artar bile.

Bakın İstanbul’da taksiciler bile artık Türkleri müşteri olarak taksilerine almıyorlar.

Siz halk otobüslerine, tramvaya, metrobüse ite kaka omuz omuza bindiğinize şükredin.

………….

Hadi hadi.

Açmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü.

Hepimiz haddimizi bileceğiz.

Gezmek tozmak eğlenmek ne?

Yüce Rabbim bizim gibi asil ve mübarek milleti çalışmak için yaratmış.

Çalış…

Çalış.

Sonra …..

………….

Yarın görüşmek ümidi ile.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hiçbir şey için “benimdir” deme.

Sadece deki “yanımdadır”.

Çünkü ne altın ne toprak ne sevgili ne hayat ne ölüm ne huzur daima seninle kalmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Okulların servis araç sürücüleri stressiz ve biraz daha sakin oldukları zaman daha iyi ADAM oluruz.