İthal soğanlarda sıkıntı ne?...

Sevgili dostlar, artık seçimi geride bıraktık. Seçimin yankıları da artık yavaş yavaş bitmeli ve normale dönmeye başlamamız lazım. Cumhurbaşkanımızda geçtiğimiz gün aynı şeyi söylemişti, artık kendi gündemimizle ilgilenmeye başlamanın zamanı geldi.

Aylardır, hatta yıla yakın oldu diyebilirim bir türlü gündemimizden düşmeyen bir konu var; patates ve soğan. Fiyatlar uçtu, uçtukça daha çok uçtu ve artan patates ve soğan fiyatlarına karşısı hükümet çözüm ithalatın önünü açtı. Hatta geçtiğimiz günlerde de sıfır gümrük vergisi uygulaması 30 Nisan tarihine kadar uzatıldı.

Ancak vatandaşlar ithal edilen soğan ve patateslerden şikayetçi. Mısır’dan ithal edilen soğanların pişmemesi ve üzerindeki siyah lekeler insanların tepkisini çekiyor. Bir milletvekili, halkın ithal patates ve soğanlara ilişkin şikâyetleri üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı’na soru önergesi sundu.

Önergede 2018’de Suriye’den ithal edilen 4 bin ton patatesin gümrükte herhangi bir analize tabi tutulmadığını dile getiren milletvekili, “Mısır’dan ithal edilen kuru soğanın çürük çıkması ve pişmemesi sebebiyle yurttaşlarımızın şikâyetleri devam etmektedir” dedi.

Soru önergesinde Milletvekili, “Suriye’den ithal edilen patateslere 509 bin 176 dolar ödenirken, aynı dönemde ithal edilen 70 bin dolar değerindeki soğanın da gerekli incelemeler yapılmadan iç piyasada satışa sunulduğu düşünülmektedir” diyerek Bakanlığa aşağıdaki soruları sordu:

Patates ve soğan ithalatına ilişkin analiz mevzuatları geçtiğimiz yıl neden oluşturulmamıştır?

2019 yılında oluşturulan analiz mevzuatlarına rağmen Mısır’dan ithal edilen kuru soğanların çürük çıkmasının ve pişmemesinin sebepleri nelerdir?

2018 ve 2019 yıllarında gümrük analizlerinden geçememesi sebebiyle iade edilen patates ve soğanın üretim yerlerini, miktarlarını ve iade sebeplerini açıklar mısınız?

2018 ve 2019 yıllarında iç piyasada satılamayan ithal patates ve soğan miktarları ile bu ürünlerin piyasa değerlerini açıklar mısınız?

İddiaların doğruluk derecesi muamma, bu sorulara ne yanıt gelir bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, bu ülkenin geleceği tarımda! Ülkede tarımla uğraşan insan neredeyse kalmadı. İnsanların hesabı basit. 4 kişilik bir aileden 3 kişi çalışsa aylık eve 6bin TL civarı para giriyor. Dolayısıyla insanlar tarımdan uzak duruyor. Köyler boş tarlalar ile dolu, kırsal nüfus düşüyor, şehirler kalabalıklaşıyor, işçilik ücretleri düştükçe barınma ve gıda fiyatları yükseliyor. Tarımsal arz düştükçe, talep artıyor.

Bugün artan döviz kurlarından bahsediyorsak bunun en büyük sebeplerinden biri ülkenin gıda ihtiyacını karşılamak için ithalat yapıyor oluşumuzdur. Maalesef üretmiyoruz. Elimize geçeni de ya betona gömüyoruz ya da ithalata. Bizim acilen tarıma, hayvancılığa yatırım yapmamız lazım. Sadece birey olarak düşünün. Önce karnın doyacak ki, başka işler ile uğraşabil. Ülke içinde aynı. Önce karnını doyurabil ki başka alanlara yatırım yapabil. Sanayi toplumu olacağız yalanı bu ülke için büyük bir yalandan ibaret. Gerekli alt yapı olmadığı için dünyanın taşeronu gibiyiz. İthal malları birleştir, yurt dışına sat. Olayımız bu.