İTHAL ÜRÜNLER VE ÜRETİM
24 Mayıs 2019, Cuma 08:53Devlet en son TMO’ya buğday,arpa, mısır ,pirinç ve kuru baklagiller için sıfır gümrüklü ithalat yetkisi verdi. Daha önce de kuru soğan ithalatında gümrük vergisi sıfırlanmıştı.
TMO’nun sözkonusu yetki ile toplamda 2 milyon 600 bin ton hububat ve bakliyat ithal etmesi öngörülüyor. Bunun 1 milyon tonu buğday, 700 bin tonu arpa, 700 bin tonu mısır kalan kısmı da kuru baklagillerden oluşuyor. Bu arada domates ithalatında da sıfır gümrük uygulamasının 3l Mayıs’a kadar uzatıldığı açıklandı.
Önce hangi ürünü nereden ithal ettiğimize ve bu ürünler için kaç milyon dolar ödediğimize bir bakalım.
Ayçiçeği.. Moldova, Romanya ve Bulgaristan’dan ithal ediyoruz. İthalat miktarı yaklaşık 712 bin ton. Ödeğimiz para 361 milyon dolar.
Pirinç.. Bulgaristan, Rusya ve Yunanistan’dan ithal ediyoruz. İthalat miktarı yaklaşık 146 bin ton. Ödediğimiz para 56 milyon dolar..
Arpa.. Rusya ve Ukrayna’dan ithal ediyoruz. İthalat miktarı yaklaşık 655 bin ton. Ödediğimiz para 150 milyon dolar.
Mercimek.. Kanada ve Kazakistan’dan ithal ediyoruz. İthalat miktarı yaklaşık 355 bin ton.Ödediğimiz para 156 milyon dolar.
Fındık.. Almanya’dan ithal ettik. İthalat miktarı 3 bin 600 ton. Ödediğimiz para 122 milyon dolar.
Hurma..İran ve Suudi Arabistan’dan ithal ettik. İthalat miktarı 39 bin ton. Ödediğimiz para 48 milyon dolar.
Portakal.. KKTC’den ithal ettik. İthalat miktarı 33 bin ton. Ödediğimiz para 7.5 milyon dolar.
Limon.. KKTC’den ithal ettik. İthalat miktarı 3 bin ton. Ödediğimiz para 2.7 milyon dolar.
Nohut.. Arjantin, Meksika, Bangladeş,ABD ve Rusya’dan ithal ettik. İthalat miktarı 92 bin 959 ton. Ödediğimiz para 118 milyon dolar.
Mısır.. Rusya, Ukrayna ve Romanya’dan ithal ettik. İthalat miktarı 2 milyon 119 bin ton. Ödediğimiz para 421 milyon dolar.
Buğday.. Rusya ve Kazakistan’dan ithal ettik. İthal miktarı 405 bin ton. Ödediğimiz para 103.771 milyon dolar
Börülce.. Madagaskar’dan ithal ettik. İthalat miktarı 1.853 ton. Ödediğimiz para 1 milyon 666 bin dolar.
Badem.. ABD’den ithal ettik. İthalat miktarı 9 bin 696 ton. Ödediğimiz para 33 milyon 344 bin dolar.
Ceviz.. ABD ve Şili’den ithal ettik. İthalat miktarı 61 bin 656 ton. Ödediğimiz para 190 milyon 184 bin dolar.
İncir.. ABD ve Almanya’dan ithal ettik. İthalat miktarı 950 ton. Ödediğimiz para 4 milyon 831 bin dolar.
Mandalina.. KKTC’den ithal ettik. İthalat miktarı 20 bin 714 ton.Ödediğimiz para 7 milyon dolar.
Karpuz.. İran’dan ithal ettik. İthalat miktarı 62 bin 373 ton. Ödediğimiz para 5 milyon 421 bin dolar.
NOT: Yukarıdaki bilgiler 2018 yılında hangi ürünü, hangi ülkeden ithal ettiğimizi ve ne kadar para ödediğimizi gösteren bilgilerdir. Tarımsal ithalat ürünlerinin çeşidinin arttığı 2019 yılında başta Mısır, Suriye, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Azerbaycan gibi ülkelerden patatas ve soğan ithal ettik ve yine ayrıca Bulgaristan’dan Saman ve Yunanistan’dan Pamuk ithal ettik . Ayrıca Sırbistan’dan, Bosna Hersek’ten et ithal ediyoruz.
Peki neden bu kadar fazla tarımsal ürün ithal ediyoruz?
Neden ihtiyacımız kadar üretemiyoruz?
Ürettiği, yetiştirdiği ürünlerle dünyada ithal etmeden kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen yedi ülkeden birisi olan ülkemizde ne oldu da üretimden uzaklaştık.?
Bunun burda sayılamayacak kadar bir çok sebebi var.
Mesela devletin yıllar öncesine dayanan yanlış tarım politikaları.
Mesela iktidarıyla, muhalefetiyle, kurum ve kuruluşlarıyla, tarımın tüm paydaşlarıyla aynı amaca hizmet eden milli tarım politikamızın olmayışı. Karşılaşılan sorunlar karşısında sırf iktidarda bulunanları üretici karşısında zora sokmak ve tukaka yapabilmek için kıyasıya eleştiriler. Yanlış bilgiler, yanlış bilgilendirmeler ve üreticiyi yanlışa yönlendirmeler.
Sonra ekonomik , sosyal ve kültürel sebepler. Önce ekonomik sebeplerden söz edelim. Kimyevi gübrede dışa bağımlıyız. Akaryakıtta dışa bağımlıyız.Kur yükselince tarımda her türlü girdinin fiyatı artış gösteriyor.Dolayısıyla maliyetler artıyor.Maliyet/üretim fiyatları dengelenemiyor. Üreticinin elindeki ürün onun paraya ihtiyacı olduğu dönemlerde, para etmiyor ve değer bulmuyor. Üreticiden daha çok kazanan taraf aracılar ve tüccar oluyor. Günün sonunda üretici ürettiğine pişman oluyor ve üretimden hızla uzaklaşıyor. Bu sürecin üreticiyi de memnun edecek şekilde ayarlanması gerekiyor.Ekim alanlarının giderek daralması ve tarımda ithal ürünlerinin artması başka nasıl önlenecek? Çare, her ne şekilde olursa olsun üretimi teşvik etmek ve üretimi artırmak. Üretimle arasına son yıllarda mesafe koyan üreticiye moral/motivasyon desteği sağlamak. Eğitici/teşvik edici programlarla üreticiyi üretime yönlendirmek.
Bir de olayın sosyal ve kültürel boyutu var. Üreticinin bilgi ve görgüsü arttı. Akıllı telefon kullanıyor.Bilgisayar kullanıyor. İnternet kullanıyor. Türkiye’deki, dünyadaki gelişmeleri takip ediyor.Bu çok iyi bir gelişme. Bu aletleri kullanan üretici şehirleşiyor. Artık bir çok ova köyünde tarla imkanlarına rağbet edilmiyor. Evlerde ekmek yapılmıyor.Yağ, yoğurt , peynir yapılmıyor. Bunlar şehirden para ile alınıp köye götürülüyor.
Gelişmeler ve üretimin önündeki engeller ne kadar önemli de olsa, bu ülke üretimden vazgeçmemeli. Üretim beka sorunu olarak ele alınmalı. Güçlü ekonomi, gıda güvenliği , mutlu,zengin ve müreffeh bir toplum için üretime değer verilmeli ve hassasiyet gösterilmeli. Tabi bir de tarımsal ürün ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına dışarıya oluk gibi akıttığımız ve mutlaka dikkate alınması gereken milyarlarca dolar döviz meselesi var.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.