KALEM MESELESİ!
06 Ekim 2015, Salı 00:00
Şükür kavuşturana sevgili okuyucular.. Yaklaşık bir aydır kalemi elimize almadık. Konular birikti de birikti. Nereden başlasak yazmaya diyordum ki Ahmet HAKAN’ın dayak meselesi ortaya çıktı. Haydi böyle konuları yazalım dedik.
Yaklaşık on yıldır KONYA POSTASI’nda yazıyorum. Yazmaya başladığım ilk yazımda, kalemimi birbuçuk etliekmeğe satmayacağım demiştim. Şükürler olsun sözümüzde durduk duracağız. Biz kalemi satmayacağız derken, birileri bırakın kalemi VATANI satmaya kalkıyor. Köşeler tutulmuş ihanet şebekelerince…
Birilerine yaranmak için yazar, çizerler, gazeteciler ne şaklabanlıklar yapıyorlar. Tam ibretlik… Veya birilerine olan düşmanlığı, onları ne hain, ne kalleş, ne terör destekçisi yapıyor…
20-30 yıl önce biz bu ülkede MAGAZİN yazan gazetecilerin öldürüldüğünü gördük. Yine biz bu ülkede Abdi İPEKÇİ’lerin öldürüldüğünü gördük… Ama bunların hiç önemi yokmuş. Önemli olan Ahmet HAKAN’ın dayak olayıymış. Ne kadar önemli olaymış Ahmet HAKAN’ın dayak yemesi… Dört tane zıpır, evinin önünde Ahet’i bir güzel dövmüşler… Zaten kendisi de tehdit edildiğini falan söylemiş. Eee be kardeşim gazeteci dövülür mü? Elinizi niye kirletirsiniz ayıp valla…
Gazeteci dediğin istediğini yazar. İstediğine hakaret eder, istediğini düelloya davet eder: ‘Haydi buradayım yüreğin yetiyorsa gel’ der. Kimi entel sakalı bırakır, kimi ilkokul çocukları gibi renkli garip gözlükler kullanır. Bir partiye, bir Cumhurbaşkanına kafayı takıp, nefret duygusuyla yoğunlaştı mı onunla yatar onunla karkarlar. Hem gıcık oldukları partiye, hem de gıcık oldukları Cumhurbaşkanına her türlü hakareti ederler, ettirirler. Onların basın özgürlüğü anlayışı budur… 18 yaşından küçük çocuğun eline Cumhurbaşkanına hakaret metnini verirler okuttururlar. Çocuk duraksayacak olsa ‘Devam, devam’ derler. Eh Cumhurbaşkanı’na hakaret eden çocuk kahraman olmalıdır. Çocuğu parti menfaatçileri alıp, Ankara’ya KILIÇDAROĞLU’na götürürler.
Ahmet HAKAN’dan nemalanacak, parti başkanı Ahmet HAKAN’ı ve gazetesini ziyaret eder. Basın özgürlüğünden dem vururlar.
Ülkeyi ele geçirmeye çalışan, bu konuda oluşan PARALEL yapı, hem gazete hem de televizyonlarıyla endam eyliyorlar. İnanç liderleri Amerika’da olan bu yapı, bir dönem siyasi iktidar tarafından öyle besleniyor ki… İnançlı görüntü çizdikleri için, rüşvet, iltimas, torpil hep onların lehine işlemiş… Yurt içi ve dışında öyle bir örgütlenmişler ki inanılır gibi değil. Emniyet, Adalet, çoğu kamı kurum ve kuruluşlarını, bakanlıkları, eğitimi hatta Kültür Bakanlığını bile nasıl ele geçirdiklerini görüyoruz. Belediyeler bu yapıya özellikle arsa, imar, bina konusunda inanılmaz yardımcı oluyorlar. Sonra besledikleri KARGA’nın ne halt ettiğini görünce uyanıyorlar. Paralel yapı tam anlamıyla sızmayı başaramadığı Silahlı Kuvvetlerin Komuta kademesini, kurduğu kumpasla ne hale getiriyor hapisler subaylarla doluyor.
Bu paralel yapı deşifre olunca, pensilvanyacılar şekil değiştirip NURCU oldular. Bir kısmı bu kimlikle devletin en üst kurumlarında görev yapıyorlar. Oldukça sinmiş gözüküyorlar.
Devlete kumpas kuran bu yapının gazeteci ve televizyonları içeri alınınca, Ak Parti ve Cumhurbaşkanı düşmanı başka bir medya gurubuyla, hatta terör örgütünün medya gurubuyla birlikte olup BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ çığlıkları atıp İHANET ÖZGÜRLÜĞÜ isteyen gurupları oluşturdular.
Biz bu ülkede Ali KIRCA’ların özgürlük adına, PKK’nın uzantısı partiyi, SİYASET MEYDANI programıyla nasıl ülkeye tanıttığı Leyla ZANA’lar, Hatip DİCLE’ler, Ahmet TÜRK’ler, Sırrı SAKIK’lar Ali KIRCA’ya çok şey borçlular.
Yine PKK’nın uzantısı parti, rahmetli M. Ali BİRAND’a da çok şey borçlular. Bu PKK uzantısı partinin Barış, Demokrasi, gibi yalanlarını Ali KIRCA’lar, M. Ali BİRAND’lar doğruymuş gibi halka sundular. Uğur DÜNDAR’ı ve ARENA programını unutmamak gerek…
Konu Ahmet HAKAN’ın dayak olayıydı. Kılıçdaroğlu siyasi rant için Ahmet HAKAN’ı ve Hürriyeti ziyaret ediyor. Sayın KILIÇDAROĞLU Hürriyeti çok sever. İki dönem önce Ak Parti’ye küfür eden Hürriyet yazarı Oktay EKŞİ’yi milletvekili yapan KILIÇDAROĞLU ve onun CHP’sidir.
Beyler! Herkes kalemine sahip çıksın.. Kalemleri vatan, millet ve Cumhuriyetten demokrasiden yana olmalıdır. İhanetten, terörden, kin nefret ve hakaretten yana olanlar gazeteci olmaları önemli değil, her kim olursa olsun bedel ödeyeceklerdir.
Nerede İzmir’de Yunan’a ilk kurşunu atan gazeteci Hasan TAHSİN’ler, nerede şimdiki kıçı başı oynayan gazeteci görüntülü yavşaklar.
Esen KALIN..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.