KAŞIKÇI OLAYI VE YENİ ZELLANDA’DAKİ KATLİAM
19 Mart 2019, Salı 08:55Bildiğiniz gibi, Gazeteci KAŞIKÇI’yı Türkiye’deki Suudi Büyükelçiliğinde, Suudi Prensinin adamları katletti.
Köpek sürüsü gibi geldiler, Kaşıkçı’yı öldürdüler, yaktılar ve gittiler.
Kaşıkçı neden öldürüldü? Suudi Krallığını eleştiriyordu. Düşünebiliyor musunuz, Suudiler kendilerini İran’a karşı korumaları için, İsrail ve ABD’ye dolar akıtıyorlardı.
Krallığın amacı krallar gibi yaşamaya devam etmekti. Onlar için aç, susuz insanlar, Filistinlileri katleden İsrail terör devleti umurlarında bile değildi. Güçsüz, zavallı Yemen’i bombalamakta kralın görevlerindendi.
Kaşıkçı bizim gibi, İsrail terör devletiyle diplomatik ekonomik ilişkisini kesmeyen ülkeleri de eleştiriyordu.
Sonuç; Prens Selman’ın emriyle ekip geldi ve maalesef bizim ülkemizde Kaşıkçı’yı katledip, fırında yakıp gitti. Biz ne yaptık? En üst düzeyde Prens Selman’la telefon görüşmesi yaptık. Adeta katilden bilgi aldık.
Aradan zaman geçtikçe biraz sesimizi yükselttik. Ne şiş yapsın, ne kebap dedik…
Katili istenmeyen adam falan ilan edemedik. Aşırı tepki koyamadık. Şimdilerde cinayetten sorumlu yirmi kişi için kırmızı bülten çıkarttık. Ama atı alan Üsküdar’ı geçmiştir bir kere…
Başta ABD Prens Selman’a gık bile demedi. İşin içinde cukka vardı.
Düşünebiliyor musunuz, dünyadaki Müslümanların farz görevlerinden biri olan HAC’a gitmek için bu krallığın bulunduğu ülkeye gidecektik.
Bu Krallık saltanat içinde İslam’a aykırı yaşayıp, sabah atladıkları özel uçakla batıya gidip, kahvaltılarını yaptılar. Dünyadaki Müslümanları zerre kadar düşünmediler. Şimdiye kadar Hac’da meydana gelen olaylarda da yüzlerce hacımızı kaybettik.
Yahu en kötüsü, vinci düşürüp, hacı adaylarının ölümüne sebep oldular. Tünelde, hacılar karşılaşıp ezilerek öldüler, şeytan taşlama esnasında insanlar ezilerek öldüler vs.vs.
Bir hac organizasyonunu bile organize edemediler.
Benim tek isteğim, kutsal toprakların, bu zalim krallığın elinden alınıp, bu krallığın yok edilmesi (Dinimizde krallık yoktur) ve hac organizasyonunun, dünyadaki Müslümanlar vasıtasıyla organize edilmesi ve bu kutsal toprakların tüm Müslümanların olmasıdır.
İslam’a zarar veren, kendi güvenliği için İsrail ve ABD’ye sığınan bu krallığın ortadan kaldırılması için hala vakit gelmedi mi?
Bakınız dünyada nerede kan dökülüyor ve ölüm açlık zulüm varsa maalesef orada hep Müslümanlar var.
Bu bizim Müslümanlar olarak birlik içinde olmadığımızın göstergesidir.
Gelelim Yeni Zelanda katliamına. Ölenlere rabbimden rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Hainler Müslümanları katlediyorlar, dünyanın güzel bir ülkesinde…
Bakıyoruz Yeni Zelanda hükümeti katilin 2016 yılında iki kez Türkiye’ye geldiğini, saatiyle, günüyle, kaldığı süreyle biliyorlar. Bu hain Türkiye’de bulunduğu sürelerden birinde Taksim’de turistlere yapılan yanılmıyorsam 5 kişinin öldüğü onlarca kişinin de yaralandığını görüyoruz. Yeni Zelanda istihbaratına göre hain, Bulgaristan ve Hırvatistan’da da kalmış.
Bizim istihbarat teşkilatımıza hiçbir şey demeyeceğim.
Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldız vardır. Tarihteki 16 Türk devletini temsil eder. Bu devletlerin hepsi içerden yıkılmıştır. İçerde yeteri kadar hain yetiştirdiğimiz yetmezmiş gibi, birde ithal hainlerle uğraşıyoruz.
Bizim ülke olarak güçlü olabilmemiz için, BİRLİK VE BERABERLİK içinde olmamız gerekir değil mi?
Önümüzde de bir 31 Mart yerel seçimleri var. Bana biriniz çıkıp söylesin, siyasilerin söylemleri bizi birleştiriyor mu, ayrıştırıyor mu? Vallahi aklım almıyor. En üstten en alttaki iktidar ve muhalefetin söylemlerine bakın bu millete yakışıyor mu? Hakaretler, suçlamalar, iftiralar, ağız bozmalar nedir bu yahu?
Cuma hutbesine bakıyorum Çanakkale zaferinden birlik ve beraberliğimizden bahsediyorlar. Çanakkale destanını söylüyorlar ama Gazi Mustafa Kemal’in adını söylemekten adeta kaçıyorlar. Eğer Çanakkale zaferinin içinde Atatürk olmasa çok sevineceklerdi. Hele ‘keşke Yunan galip gelseydi’ diyecek kadar akıl tutulması olan Fesli Kadir, Çanakkale zaferinin içinde olsaydı, siz seyrederdiniz methiyeleri…
Bu hutbe ile Diyanet işleri bizi birleştirdiğini mi zannediyor?
Ah İlahi adalet ah. Zaman aşımsız er geç gerçekleşecek. Ümidimiz bu…
Gelelim şu terör meselesine. Aslında kimse kusura bakmasın, terör örgütlerinin hainlerin, teröristlerin cirit attığı bir ülke haline geldik.
Genel Kurmayımız açıklama yapıyor. Güney ve Doğu sınırını izinsiz geçmeye çalışan biş bine yakın kişi yakalandı diyor. Ya yakalanmayanlar?
Sınırlarımızda sınır kapıları var. Neden bu yaratıklar sınır kapısından geçmezde, illegal yollardan ülkemize giriş ve çıkış yaparlar?
Hemen söyleyelim bunlar esrar-eroin, patlayıcı, silah ticareti yaptıkları için kapıdan değil, pencereden girerler.
Sonra bakarsınız patlamalar olmuş, düğünümüz bile kana bulamışlar.
Yüce devletimizi idare edenlere sorsak, sınırı kapı yerine pencereden geçeler hainler o esnada yok edilseler ne olur? Bir daha geçmeye teşebbüs edebilirler mi? Sınırı kaçak geçtikleri için az bir ceza alıp, yine hainliklerine devam ederler.
Batı neden vize koyuyor? Biz neden vize koymuyorsunuz? İpini koparan bizim ülkeye geliyor. Bırakın terörü, ekipçe gelip hırsızlık yapıp çekip gidiyorlar.
Bize üç kuruş bırakacak diye turiste para gözüyle bakarsak daha çok bedel öderiz.
Suriyelilerin sürekli giriş çıkış yaptığı ülkemizde ilerde başımıza neler getirecekler hep birlikte göreceğiz. Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Allah yardımcımız olsun. Salın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.