KELEBEĞİN KANATLARI

Çağımız, insanları öyle deforme etti ki, insan gibi insan olanlara ne çok hasret kaldık. Kimse bilmem demiyor, herkes yarım yamalak her şeyi biliyor. Kimse yaşadığı hayatı sevmiyor, mutsuz ve bıkkınlıkları var. Kimse de yaptığı işi sevmeden gelişi güzel yapıyor. Yaptıkları işin hilesine kaçmaları, kolay yoldan köşeyi dönme istekleri. O yüzdendir insanların mutsuzlukları, o yüzdendir insanların başarısızlığı ve insan gibi insan olamamaları. Kendine ve topluma değer veren insan, yaşantısıyla, sanatıyla ve mesleğiyle nasıl kaliteli olunabileceğini gösterir.

Merhametli, saygılı, vicdanlı olun, aslınızı unutmayın, geleneklere önem verin ama yeniliklere de açık olun. Kendinizi geleneklerle dar kalıplarla sınırlandırmayın. Hayat her gün değişiyor ve yenileniyorsa, sizde yenilenmekten geri kalmayın, yeniliğe ve gelişime açık olup okumayı da elden bırakmayın. Okuyun, yeni ufuklar elde edin, kendinizi yetiştirin ve yaptığınız işi en iyi şekilde yapmaya çalışın. Abartılmış ego değil ama işinizde diğerlerinden ayırt edici geliştirilmiş bir özelliğiniz olsun.

Öyle bir insan olun ki, size sorulmadan konuşmayın, soru sorulduğunda da ne diyeceğinizi bilin, yapmacık olmayın doğal olun, yüreğinizle konuşun, laçkalık yapmadan, sulandırmadan, uçuk kaçık olmadan kısa ve öz konuşun, soruyla alakasız gereksiz konuşup insanları yormayın. Yüksekten konuşmayın, tevazuunun ve hoşgörünün güzelliğini yaşayın ve yaşatın. Öyle bir konuşun ki, gösterişten uzak, sözlerinizde samimiyet olsun, ruhları beslesin, gönülleri rahatlatsın. Sakın insanlarla yüksek sesle konuşmayın, öfkeyle bağırmayın. Eğer insanlara sesinizi yükseltir, öfkeyle bağırırsanız, kalplerinin içindeki kelebeğin kanadını kırmış, özgürlük düşüncelerini yok etmiş olursunuz. Ve sen değerli olduğunu hissettiğin an, her şey değerli olmaya başlayacaktır

Bir çizginiz olsun, bu çizginizi asla terk etmeyin. Kaliteli ve kültürlü insan olmayı kendinize ilke edinin. Karakter sahibi olun, karakterinizden taviz vermeyin. Çünkü karakter sahibi kişilerin karşısında kim olursa olsun, kişiliklerinden ödün vermediğini görürsünüz. İnancınız ne olursa olsun, doğruyu, güzeli bulmak, iyilik yapmak adına titiz davranın. 

Önyargılarınızı yıkın. Dış görünüşlere aldanmayın. Kibirlilik çok kötüdür ama önyargınızla kibirli, kendini beğenmiş diye düşündüğünüz insanları, tanıyınca ne kadar doğal, sıradan insan olduklarını göreceksiniz. En önemlisi,  insanı insan olduğu için tanımak, sevmek ve alçak gönüllükle bakmaya çalışın.

Yeni tanıştığınız ve sahip olduğunuz dostlarınıza, arkadaşlıklarınıza sahiciliğinizin tüm konforunu sunun, komplekslerinizden arınmış olmanın huzurunu yaşayın, tanıştığınız insanın içine ferahlık verin ve “iyi ki tanımışım” deyin, dedirtin, kibir ve gurur yapmayın, ayrımcılık yaparak “nereden tanıdım seni?” dedirtmeyin.

Biriyle bir dostluk kurmaya, kendinizi dost ettirmeye çalışmayın. Bir adım atar, bir maya çalarsınız, sonra bir an gelir, mayalarınız tutar ya da tutmaz. İşte ondan sonra bu atılan adıma emek verirsiniz, bir çaba gösterirsiniz ve o adımlar gelişir, istediğiniz gönül birliğine ulaşırsınız ya da ulaşamazsınız. Kendinizi zorlamaya gerek yok.

Ne geldiğiniz yeri unutun, ne de gideceğiniz yeri. İnsanlığa dair ümitleri yeşerten nadir yüreklerden biri olmayı deneyin, iyilik yapmaktan kaçınmayın. İyiliğin değeri bilinmese bile oluşturacağınız iyilik hareketi hayatı güzelleştirecek, insanların hayata dair umutlarını yeşertecektir.

Sakın aklınızı ön plana çıkarmayın, güvenilir, dürüst insan olmayı ön plana çıkartın. Yaşadığımız çağ kendini akıllı zanneden o kadar çok insan tarafından talan edildi ki, daha fazla akıllı insana ihtiyacımız yok. Asıl ihtiyacımız olan, dürüst, işinin ehli, insana ve insan haklarına değer veren, vicdanlı, merhametli, yara açan değil yarayı iyileştiren insanlara ihtiyacımız var. Bunları enerji olarak çevrenize yayın ki, dünya sizin pozitif enerjinizle güzelleşsin, yaydığınız bu enerjiler katlanarak size geri dönsün ve sonu olan bu hayat yolunuz, huzur ve mutlulukla bitsin.

Aslında söylenecek o kadar çok şey var ki, insanın ruhunun güzelliğini hayatına yansıtması, kendini geliştirip insanlara faydalı olması,  huzurlu olması, huzur vermesi ve sevgi dolu, mütevazı bir insan olması gerekir.