KENDİMİZİ KANDIRMAKTAN KEYİF Mİ ALIYORUZ?

21 Ekim 2024, Pazartesi 00:46

A+
A-

Dün sizler için güzel, güneşli ama soğuk bir Pazar sabahı bizim için ise her haftadan daha yoğun bir çalışma sabahı idi.

Çünkü arada bir Cumartesi boşluğu vardı

Gazeteler çıkmamış, biz köşe yazımızı yazmamıştık.

O 24 saatlik boşlukta neler neler olmamıştı ki?

Mesela; Gazetelerde ekranlarda sosyal medyalarda doğru ya da yalan hangi haberler asılsız iddialar dolaşıyordu

……………

“YENİ DOĞAN SKANDALI 4 İLE SIÇRADI”

…………

“Sağlıkta skandal “DİYALİZ ÇETESİ”

………….

YAHYA SİNVAR OPERASYONUNDAN BİR GÜN ÖNCE TÜNELDEN ÇIKIŞ GÖRÜNTÜLERİ

…………..

BİR HAKİM VE BAŞSAVCI VEKİLİNİN KARIŞTIĞI İDDİA EDİLEN KORKUNÇ BİR HABER

………………

Sultanlar Ligi üçüncü hafta maçında Beşiktaş ile Bahçelievler Belediyesi karşılaşmasında BEŞİKTAŞLI YÖNETİCİLERE DARP İDDİASI

…………

YENİ DOĞAN skandalında AK PARTİLİLERİN VE CHP’LİLERİN BİRBİRLERİNİ SUÇLAMALARI

……………

KONYA’DA VE BAZI İLLERDE FİLİSTİN İÇİN STARBUCKS PROTESTOLARI

………………

Bir AK Partili Sağlık Bakanına ait hastanedeki Starbucks’tan görüntüler, fotoğraflar

……………….

Tabii tüm bunlar olurken benim de takıldığım konular vardı.

Bunları ulusal basında dünya basınında hiç kimse yazıp çizmiyordu.

Mesela Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Scholz görüşmesini niye hiçbir Alman kanalı vermemişti?

……………

Daha böyle bir sürü konu ile uyanmış ve gazeteye gelmiştim.

Gazetede Haber Merkezindeki tecrübeli ve stajyer arkadaşlarla gündem ve sayfa haberlerini konuşurken iletişimde yüksek lisans yapan yeni, idealist bir arkadaş gazetenin bugünkü manşeti için Konya Kitap Günlerinden yaptığı özel haberleri önerdi.

……….

Dayanamadım bizim genç arkadaşlara utanarak GÜNÜMÜZÜN kötü(!), iğrenç(!)HABERCİLİĞİNİ anlatmaya çalıştım.

Sordum onlara

“Konya Kitap Günlerindeki çok ilginç hayat hikayelerini kim okur?

Kaç kişi ilgilenir?

……………..

Bu şehirde bu ülkede kaç kişi kitap dergi gazete okuyor ki?

O zaman biz neyin manşetini yapacağız?

…………….

Biz bu genç beyinlere yürekleri içerisinde bulunduğumuz zalim acımasız adaletsiz dünyayı nasıl anlatacağız?

…………

Tamam biz kandırılmışız.

Nasıl mı?

Çok basit.

Dün çok sevdiğim saydığım Prof. Emin Süel hocam bir paylaşım yapmış.

Emin hoca daha önce Marmara Üniversitesinde idi yanılmıyorsam şimdi Ömer Halisdemir Üniversitesinde

Neyse hocamın paylaşımı çok hoşuma gitti.

Nasıl kandırılıp bu hale getirildiğimizi hocam şöyle paylaşmış;

“BİZ BÖYLE ÇÜRÜDÜK..

* "Bal tutan parmağını yalar" dedik HIRSIZLIĞI MÜBAH gösterdik.

* "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" dedik DEVLETİ SOYMAYI mübah gösterdik.

* "Yemeyenin malını yerler" dedik DOLANDIRICILIĞI mübah gösterdik.

* "At binenin, kılıç kuşananın" dedik GASPÇILIĞI mübah gösterdik.

* "Kol kırılır, yen içinde kalır" dedik TACİZCİLERİN SAPIKLARIN TACİZİNİ mübah gösterdik.

* "Söz gümüş ise sükut altındır" dedik ORTAMI YALANCIYA BIRAKMAYI mübah gösterdik.

* "Komşuda pişer bize de düşer" dedik HAZIRCILIĞI mübah gösterdik.

* "Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" dedik MENFAATÇİLİĞİ mübah gösterdik.

* "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" dedik YALAN SÖYLEMEYİ mübah gösterdik.

* "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" dedik BENCİLLİĞİ mübah gösterdik.

* "Üzümünü ye bağını sorma" dedik HARAMI mübah gösterdik.

* "Köprüden geçene kadar ayıya dayı de" dedik KURNAZLIĞI, TAKİYYEYİ mübah gösterdik.

Sonra toplum neden bozuluyor diye

OTURUP AĞIT YAKTIK.

Biz bozuyoruz...

KÜLTÜRÜMÜZ, GELENEĞİMİZ, ÖRFÜMÜZ TOPLUMUN YAZILI OLMAYAN HUKUK KURALLARIDIR.

Alıntı Emre Yıldız”

……………….

Sonra gazetede hızla yapmam gerekenleri bitirdikten sonra biraz okumaya çalıştım.

İNSANLAR KENDİLERİNİ NEDEN KANDIRIYORLAR?

Kendinizi kandırmak normal ve kısa vadede faydalı bir davranış olabilse de uzun vadede böyle değil.

Felsefeciler, kendini kandırmanın gündelik yaşamda oynadığı rolü ve insanların kendilerini kandırırken kullandığı stratejileri analiz etmiş.

İnsanların benlik algılarını dengede tutmak ve korumak üzere kullandığı dört stratejiyi tarif ediliyor.

Bilim insanlarının kuramına göre kendini kandırmak, insanların zor koşullarda motive kalmasına yardımcı oluyor.

KENDİNİ KANDIRMADA DÖRT STRATEJİ

“Herkes kendini kandırır ve bunu da oldukça sık yapar” diyor.

“Diyelim ki bir baba oğlunun iyi bir öğrenci olduğuna inanıyor ve çocuk eve kötü notlar getiriyor.

Baba ilk önce durumun o kadar da önemli olmadığını veya öğretmenin dersi iyi anlatmadığını düşünebilir.”

Araştırmacılar bu stratejiyi inançların yeniden düzenlenmesi şeklinde adlandırıyor.

Hoş olmayan gerçeklerin öğrenilmesini önlemek için çok daha erken devreye giren ve sık şekilde kullanılan üç strateji daha tarif ediliyor.

İnsanlar, veli toplantıları gibi problemli gerçeklerin farkına varmalarını sağlayabilecek yer ya da kişilerden kaçıyorlar.

Bir diğer strateji de kaynağın güvenilirliğine kuşku düşürüp gerçekleri reddetmek.

Baba oğlunun akademik problemlerini yalnızca dolaylı yoldan duyduğu ve notları görmediği müddetçe, sorunları görmezden gelebiliyor.

Son strateji ise, muğlak durumdan gerçek üretmek şeklinde adlandırılan bir yöntem.

“Mesela kibar matematik öğretmeni, nazik bir şekilde öğrencinin uğraşmadığını söylüyor ve baba da zor durumlarda net bir ifade bekliyorsa, karşılaştığı bu büyük nezaket ve kibar ifadeyi oğlunun kabiliyetlerinin olumlu şekilde değerlendirilmesi olarak yorumlayabilir.”

…………….

Araştırmacılar, bu dört stratejinin hepsini tipik psikolojik düşünme eğilimleri şeklinde tanımlıyor.

Kendini kandırmak kısa vadede mantıksız veya zararlı olmasa da, orta ve uzun vadede böyle değil.

“Bunlar kasıtlı yapılan şeyler olmaktan ziyade, insanların kendilerine ve dünyaya ilişkin yerleşik görüşlerini korumak için kullandıkları temel bilişsel araçlar”

Yerleşik görüşlere bağlı kalma eğilimi, az sayıda değişimin yaşandığı normal zamanlarda faydalı olmanın yanı sıra evrimsel açıdan da kökleşmiş bir olgu.

“FAKAT BU BİLİŞSEL EĞİLİM, DAVRANIŞLARDA HIZLI DEĞİŞİMLER GEREKTİREN YENİ VE KÖKLÜ GÜÇLÜKLER KARŞISINDA FELAKET GETİREBİLİR” diye ekliyor bilim insanı.

……………

Sayın Cumhurbaşkanımız TOPLUMSAL ÇÜRÜME ve içinde bulunduğumuz tehlikeli gerçeklere dikkat çekiyor.

Son olarak Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile bir araya gelerek, kamuoyunun gündemindeki önemli konular hakkında bilgi aldı.

………..

Hafta sonu gerçekleşen bu görüşme sıradan rutin ve normal bir görüşme değil.

Ülkenin en tepesindeki isim her şeyin farkında.

………..

Konya bu konuda sessiz.

Konya’daki büyüklerimiz de içimize giren damarlarımızda dolaşan bu tehlikeyi biliyorlar.

Duyuyorlar.

Görüyorlar.

Ama bence parmaklarını oynatmaktan korkuyorlar

Çünkü nereye dokunsalar bir yerler yıkılacak bir yerlere dokunulacak.

Bizim yöneticilerimiz Ankara’nın dahası REİS’in kesin talimatını bekliyorlar.

Evet İl Müftümüz Prof. Ali Öge Hocamız bir şeyler yapabilmek için iyi niyetle çırpınıyor,

Ama benim şahıs olarak Ali Hocama birebir aktardıklarımı burada ne yazabilirim ne paylaşabilirim.

………….

Peki diyebilirsiniz ki büyüklerin yetkililerin sorumluların parmaklarını oynatmaktan korktuğu bu konulardan sana ne?

Bir; 4 torunum var çok şükür.

Biri kız üçü erkek

Onların geleceğinden öyle korkuyorum ki geceleri kalkıp bazen ağlıyorum.

İki; kendimden öyle korkuyorum ki

Yürürken gölgemden korkuyorum.

………..

Korkularımı bu şehrin en yüksek makamındaki bürokratlarından siyasilerine fotoğraflı belgeli aktarıyorum.

Böylece sadece vicdanımı temizliyorum