KİMİ ŞEN BU ALEMDE…
27 Mayıs 2021, Perşembe 08:3825 Mayıs Salı akşamı TRT1’de dizi izliyorum. Masumlar Apartmanı ruh hastası bir ailenin, gerçek hayattan kesitleri alınmış…
Neyi izlersem izleyeyim, içimdeki ülkemin durumu ile ilgili üzüntülerim hep gözümün önünde…
Bu arada eski bir şarkı nereden aklıma geldiyse mırıldanmaya başladım.
Yaklaşıyor gün be gün, ömrümüz son mevsime
Kimi şen bu alemde, kimi çekmede çile,
Elveda diyeceğiz, sonunda bile bile
Kimi şen bu alemde, kimi çekmede çile
Beste: Selahattin İNAL
Güfte: Yusuf NALKESEN
Makam: Rast
Güfteye bakınca hayatın gerçeklerini söylemiş. Kimileri çok mutlu, kimileri çile çekiyor. Siz şen olanları bilirsiniz.
Ve sonunda elveda, yani ölüm…
Şu ölümlü dünyada olanlara, özellikle benim ülkemde olanlara bakın…
Hep derim ya, yazık oluyor bizlere diye… Gerçekten çile çeken bu insanlara yazık oluyor.
Geçtiğimiz hafta okkalı bir zam geldi akaryakıta. Akaryakıta zam geldi mi iğneden ipliğe her şeye zam gelir.
Benim ülkemde sabit ve dar gelirli o kadar çok kişi var ki…
Bunların sesleri çıkmaz, aç yatarlar yine sesleri çıkmaz.
Özellikle emekli dul ve yetimler, asgari ücretle çalışanlar…
Bunların ücretlerine zam yapılacağı zaman, enflasyon mutlaka düşer. İnsanların cimrilikleri ön plana çıkar. Ücret artışları 6 aylık yüzde üç mü olsun, üç buçuk mu?
Komedi filmi izler gibi izleriz...
Bazı harcamalarda sınırsız, hoşgörü ile artış yapanlar, iş ahirine yaklaşan, kıt kanaat geçinip alın teri dökenlere gelince inanılmaz bir cimrilikle olaya bakarlar…
BİR ANI
Yıl 1979 veya 1980… Akşam saatleri otobüsle Konya’ya döneceğim. Afganlı mülteciler gelmiş Tandoğan’daki Ankara otogarındalar. Ortaya birkaç yeşil sivri biber koymuşlar. Bindiğim otobüs henüz hareket etmemiş.
Afganlı mülteciler ekmeklerinin arasına az bir parça sivribiber koyup, katık edip yiyorlar.
Otobüs hareket etti, aklım başıma geldi. Ya ben niye hemen gidip, bunlara peynir, zeytin almadım diye üzülmeye başladım. Sene 2021 hala bu üzüntüyü yaşarım. Ölene kadarda yaşayacağım. İnşallah Rabbim beni affeder.
İçimdeki kin ve nefret biterde, sevgim-saygım hiç bitmez.
Ülkemdeki yaşananlara bakıyorum. İnsanlar çıkıp televizyonlara konuşuyorlar, program yapıyorlar.
Aslında kendi söylediklerine, kendileri inanmıyorlar. Bizim inanmamızı bekliyorlar.
Nedense biz de garip olduk. Desek ki yalan söylüyorsunuz, kıyamet kopuyor. Ama söyledikleriniz gerçeği yansıtmıyor o zaman çok yoğun tepki yok. İkisi de aynı ama biri demirin, biri pamuğun bir kilosu…
Bu ülkede çile çekenlerin önünde saygı ile eğiliyorum. Geldiği makamdan dört-beş yerden cukkalanan, bunun helal olduğunu savunanlara bizim ne sözümüz olabilir ki. Müftüler bile her şeye seslerini çıkarırken haram olan şeyleri es geçerse ne diyeceğiz. Esen kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.