KONYA’DA DA HADDİNİ BİLMEYEN HADSİZ YOK MU?

Bugün yine bizi yöneten belli bir kesim için gıcık bir yazı olacak.

Ama “mübarek günlerde bu konuları dile getirmez isen vebali senin. Hakkımız kalır” diye yazıp gönderen insanlarımız adına bu konuyu ucundan da olsa kanatmak zorundayım.

Konuya bende bizi yöneten yani Devlet gözü ile bakan ve Türkiye’de yaşayan insanlara asla Suriyeli, Afganlı, Iraklı, siyah, beyaz, sarışın diye ayırım yapmaksızın bakıyorum.

Bu bir Devlet projesidir ve yasalarla belirlenmiştir.

Tabii ilk günden bugüne gelinen noktada özellikle Konya gibi göçmen vatandaşların çok yoğun yaşadığı şehirlerde istemeyen ve endişe verici gelişmeler yaşanmaktadır.

Şimdi hemen birileri şunu diyecektir;

“İşlenen suçlarda rakam şöyle küçük……”

…………..

Bugün işlenen suçu kastetmiyoruz.

Ayrıca evraklara girip kayıt altına giren dosyalarda kafa karıştırıcı iddialar büyüyor.

Ne demek istediğimizi şimdi bize tarihi ile saati ile Konya’nın göbeğinden, Meram’dan hatta Meram’ın tam ortasından bir durumu örnekleyerek paylaşmak istiyorum.

Okurumuz vebal vererek konuyu bize şöyle aktarıyordu;      

“9 Nisan saat 22-22.30.

Akşam Evliya Çelebi parkına gittik.

Ailecek bir hava alalım istedik.

İt kopuk Suriyelisi dolmuş kalmış her yere.

Sonra bir dövüş kavga çıktı.

İki grup arasında.

Parkta 4 tane bekçi vardı gezen.

Kavga tam tamına 30 dakika sürdü daha sonra müdahale edildi.

Ekip arabaları çağrıldı.

Olayı yaşayanlar gelen ekip arabalarının bunları doldurur götürürler diye bir beklentisi vardı.

Biz böyle beklerken, ekip arabası geldi.

Bu mahalleyi ayağa kaldıran grupları karşılarına alıp nasihat çekip dağıttılar.

Ama öyle böyle değil, bildiğin mahalleyi ayağa kaldırmışlardı.

Herkes sokağa dökülmüştü.

Kavga esnasında, bıçak ve silahların tehditlerin havada uçuşmasına rağmen.

Hepsini dağıttılar.

Polis değil de görevlilerimiz sanki birer sosyal bilimci idiler.

Nasihat çektiler gençlere.

Olay tam tamına 1 saat 20 dakika sürmesine rağmen.

Sistemin işleyişini olaylardan sonra herkes konuştu.

Meramın en nezih semtleri bile perişan durumda.

Nasıl olacak abicim böyle?

Vallahi yaz.

Yazmazsan hatırımız kalır. Vebalimiz olsun.

Nerede ise her gün aynı tantana.

Her gün aynı sıkıntılı huzur bozan kalabalıklar.

Başkan Mustafa Kavuş Beyin babasının mahallesi burası.

Burası İl Müftüsü Ali Öğe’nin oturduğu yer.

Bıktık

Hayırlı iftarlar

………..

(Meram Belediye Başkanı Sayın Mustafa Kavuş Beyde son basın toplantısında park ve bahçelerde güvenlik konusunda yapılan güzel çalışmalardan söz etmişti.)

Elbette Devlet görevlileri müdahaleyi yasaların kendilerine verdiği çerçevede yaparlar.

30 kişi birbirini döver ama dövende dayağı yiyende davacı olmaz ise polis de sadece seyreder.

Olanda o kavgayı ayırmak isteyene ya da oradan geçene olur.

Şahsen işin orasında değilim.

…………

Bu tür olaylar.

Bu tür kanaatler.

Ve de bu tür şehir efsaneleri Konya’da Konyalılarda ve Konya’da yaşayan insanlar arasında inanılmaz şekilde artarak büyüyor.

Kimse ağzını gözünü ve kulağını bu kötü gelişmelere kapatmamalı diye düşünüyorum.

…………

Konuyu biraz daha açalım mı?

Peki.

………….

İstanbul’da bunun çok küçük bir durumu yaşandı.

Televizyonlar sundu, gazeteler haber yaptı.

(Tabii yapanlar yaptı. Diğerleri bizim yerel basının büyük kesimi gibi görmezden geldi)

……………

İki gün sonra Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan şöyle bir köşe yazısı yazdı.

Bir bölüm.

“Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, İstanbul Bağcılar'da Suriyeli bir esnafın dükkânının trafiği tıkayarak, insanları tehdit ettiğini belirterek, "Hemen derdest edip gözaltına almışlar bunu. Ve sonra da...

Türkiye topraklarının dışına postalanmasına karar verilmiş.

Misafirlik adabına uymayan Suriyeliler, bir süredir bu şekilde cezalandırılıyorlar" diye yazdı.

Hakan: Size bir şey söyleyeyim mi, adaba uymayan sığınmacıyı anında postalamak, harika bir uygulama!

"Hem hadsize had bildirildi diye insanın her yanını çocuksu bir neşe kaplıyor hem de ağzını doldura doldura “çok adil bir ceza” denilebiliyor.."

………………….

Adaba uymayan sığınmacıyı göndermenin "harika bir uygulama" olduğunu savunan Hakan, "Hem hadsize had bildirildi diye insanın her yanını çocuksu bir neşe kaplıyor hem de ağzını doldura doldura “çok adil bir ceza” denilebiliyor.." ifadelerini kullandı.

………………..

İstanbul valiliğinin ve İstanbul polisinin bu davranışı Konya’da bile büyük takdir topladı.

Endişeli insanlarımızı rahatlattı.

……………..

Aklıma daha geçen hafta tramvaya kartını ödemeden binmek için turnikeden atlayan ve kendisine müdahale etmek isteyen üç öğrenciye kemerini çıkartarak meydan okuyan o genç geldi.

…………….

Konya’da belki İstanbul’da ki uygulamalardan yapılan örnekler vardır. 

Eğer varsa bunlar kamuoyu ile paylaşılmalı derim.

Uygulama yok ise o zaman İstanbul’da ki yasa Konya’da da uygulansa derim.

Gerçekten niye diye merak mı ediyorsunuz?

Sade vatandaşın, yani partisi, cemaati, takımı ne olursa olsun bugüne kadar hep barak ezan vatan millet diyen ve Devlete BABA diyen insanımızın polise bekçiye başka bir gözle bakar hale gelmemesi için.

…………

Herhalde bundan daha fazla açık yazmamı istemezsiniz değil mi?

Çünkü ben Devletimin büyüklüğüne, kutsallığına. Adaletine ve gücüne inanıyorum.

Gerisi siyasettir.

Bu gözler 40 yıldır ne siyasiler gördü ne.

Şöyle bir bakıyorum da sokakta dolaşan bir tanesi kalmamış.

Ama Allah’ın izni ile ayakta kalan ve Dünya durdukça duracak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik durmaya devam edecektir.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Zannetmeden önce öğren, yargılamadan önce anla, yaralamadan önce hisset, konuşmadan önce düşün.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?  

Aslım Caddesinde tonajlı araçlar yolun sol şeridini işgal edip hız sınırını aşmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.