KORONA TOPLUMDA YENİ VİRÜSLER DOĞURDU…
28 Mayıs 2020, Perşembe 10:33Dünya ve ülkemdeki insanlar virüsle mücadele için boğuşurken özellikle benim ülkemdeki ruhsuzlar insanı çileden çıkarıyorlar.
Ortada bir can meselesi var. Bu can sadece sizin canınız, yakınlarınızın canı değil. Toplumun canı insanlığın canı.
Ama adam o kadar hain ki, alınan önleyici tedbirlere uymamak için eşşek gibi inat ediyor.
Daha ağır kelimeler kullanmam gerekti, terbiyeme sığınmayacağım, terbiyem her şeye müsait de yazılmıyor işte.
Virüsten uzun süre yattıktan sonra kurtulan bir Çinlinin ifadeleri hala kulaklarımda. Ölmekten korkmadım diyor bu insan. Virüsü acaba kimlere bulaştırdım diye çok korktum diyor.
Bizdeki hayvanın umurunda değil. Kendi virüsten ölse gam yemeyeceğim, ama günahsız insanlara bulaştırıp onları öldürürse ne diyeceğiz?
Adamlar soteli bir yer bulup kumarhaneye çeviriyor. Ve sosyal mesafe, maske, temizlik hak getire, kumar oynuyorlar.
Bir gurup zındık, cami imamını hırpalıyorlar, cemaatle namaz kılacağız diye dayatıyorlar. Onların inançlarına göre ibadet esnasında bir şey olmaz! İslam dininin çok yüce bir din olduğunu, ilimle yoğunlaştığından haberi yok. Tedbir kuldan, tevekkül Allah’tan… Bu virüsün umre dönüşü yoğunlaştığından haberleri yok herhalde. ÖMER DÖNGELOĞLU Hocanın vefatıda onlara bir duygu verememiş.
Bakkal dükkanından biraz büyük Konya’da yaygın, Türkiye’de satış ağları olan satış mağazaları olan buraya eleman almışsanız özellikle erkek elemanların bir kısmı MASKE takmıyorlar. Onların burnu havalarda maske takmazlar, onlar kimseyi takmazlar. O zaman söyleyelim Konya’daki ŞOK, A-101, BİM maske takmamakta ısrar eden elemanlarınızı ki tespiti çok kolay, işine son verin. Bırakın kendine acımayı, toplum sağlığını bile hiçe sayan insanlar mutlaka işten el çektirilmelidir.
Sokağa çıkma kısıtlaması var. Üç beş it bir araya gelip, devleti dinlemeyip sokağa çıkıyorlar. Polise, devletin polisine kafa tutuyorlar. Her gün yoğun mesaiden bunalan polislerimize olmadık hakareti ediyorlar. Sonra polisi şikayet ediyorlar. Sonuç: Polisler orantısız güç kullandı diye mesleklerinden oluyorlar. Yasaları yönetmelikleri kuralları uygulamakta olan polislere valilikler sahip çıkmıyorlar.
Sokağa çıkma kısıtlamasında devletin bazı uygulamalarını anlamıyorum. Efendim sokağa çıkmayacaksınız ama bakkallar, manavlar, fırınlar vs. 10:00-15:00 arası açık olacak. İsteyen buralara yürüyerek gidip alışveriş yapabilecek. Yapmayın yaa… Suistimale açık uygulamalardan uzak durun.
Dört it şakalaşarak gidiyorlar kısıtlı günlerde. Polis çeviriyor. Nereye? Bakkala diyorlar. Adamlar kısıtlı günlerde geziyorlar.
Ülkem insanı alıştı. Tedarikli oluyor. Kaç gün kısıt varsa ona göre hazırlığını yapıyor. O zaman kimse sokağa çıkmayacak kardeşim. Devlet esnek uygulamalardan vazgeçmelidir.
Cenazelerdeki taziye topluluklarının önüne geçemedik. Van’ın ilçeleri bu işte başı çekiyor. Adeta devlete baş kaldırı var. Taziye çadırı kurup, virüsü yayıyorlar. Ne laf anlıyor ne söz dinliyorlar. Şeytan diyor karantinaya alıp yardım etmeyin. Ne olursa olsunlar…
Yani sonuçta korona yeni virüslü yaratıklar, beyin özürlüler üretti… Devlet kurallara uymayan, toplum sağlığını tehdit eden bu yaratıklara para dışında da bazı müeyyideler uygulamalıdır. Endişem virüsün sonlanmasıyla para cezalarının da oy meselesi yüzünden af edilmesidir. Yapanın yanına kar kaldığı bir ülke olmayalım. Adaletli bir ülke olalım.
RAMAZAN’DA VE BAYRAMDA SİYASETE DOYDUK…
İnanılır gibi değil, ramazan ayında hangi televizyon kanalını açarsanız açın ya virüs, ya siyasiler konuşuyor.
Virüs nedeni ile insanların çoğu bilinçliler ve sokağa çıkmıyorlar. Evde televizyon seyrediyorlar. Ama bilim adamları ve de siyasiler bizi anlamaktan uzaklar. Ruhumuzu karartıyorlar. Her gün aynı tip konuşmalar vallahi bıktık. Virüs programı ve siyasiler konuşunca kanal değiştiriyorum. Bal yiyen baldan usanır.
Sadece sağlık bakanı konuşurken onu dinliyorum. Zira fırsattan istifade araya muhalifleri sokuşturup, ana muhalefete falan laf yetiştirmiyor.
Diğerlerine bakıyorsunuz. Halka hitap edip, ülkem, virüs ve dünya ile ilgili bilgi verirken, hemen muhalefeti eleştiri düğmesine basıyorlar. Ya biraz bizi düşünün, ülkem insanını düşünün. Nasıl olsa bunlar beni dinliyorlar, araya muhalefetle mücadeleyi sıkıştırayım diyenlere pek itibar etmiyorum.
Muhalefete kızacaksanız, eleştirecekseniz ayrı bir program yapınız. Virüs ile ilgili tedbirleri anlatırken konuyu virüsten, muhalefete getirmeyeceksiniz.
Beyler! Sizin derdiniz oy kaygısı, iktidara gelmek, iktidarı devam ettirmek olabilir. Bizim derdimizi söyleyeyim. Karnımızı yeterince doyurmak, cennet vatanımızda kardeşçe yaşamak. Adaletli bir ülke olmak. Adaletin durumunu merak etmeyin biz sizlerden iyi biliriz.
Ötekileştirmenin olmadığı, gıybetin yapılmadığı, iftiranın atılmadığı, herkesin farklı görüşte olsalar bile ülkesi için, çalıştığı çabaladığı, herkesin birbirine yardım ettiği bir ülkede yaşamak en doğal hakkımızdır.
Yalan mekanizmasının, virüs gibi ülkemin dört bir yanına yayılmasından korkarım.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ifadesi, yalanla iman bir arada olmaz. En büyük günahlardandır yalan. Benim kitabım diyor.
Siyasiler! Dilinizi güzelleştirin, güzelliğe alıştırın. Bizi birlikte tutacak, sizin güzel konuşmalarınızdır. Ha yapmazsanız. İlahi adaletimiz var o devreye girer.
Rabbim bizi bu virüs belasından en kısa sürede kurtarsın. Hepimiz aynaya bakıp, günahlarımızdan tövbe edelim. Rabbim bize bayramı bile nasip etmedi. Ne olur değişelim, güzelleşelim. Kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.