KURBANINIZA SAHİP ÇIKIN…

Son yıllarda adeta moda oldu. Kurumlara, vakıflara, dernekler, cemaatlere kurbanınızı bağışlıyorsunuz. Tamaaam! Oldu işte…

Kurbanın özelliği nedir? Kurban bir dini bayramın adıdır. Dini bayramlara hepimiz ne yapılması gerektiğini biliriz.

Rabbimiz Kevser Suresinde bize sesleniyor. Rabbin için namaz kıl, kurban kes diyor.

Virüs nedeniyle sıkıntılı bir Kurban Bayramı geçireceğimiz kesin. Ancak unutulmasın Kurban bizleri, Müslümanları, akraba, eş, dostları bir araya toplayan, birleştiren bir bayramdır.

Neden kurbanınızı bağışlayıp, evinize, komşunuza, yakınınıza, dostunuza, fakirlere kurban etinin ulaşmasını engelliyorsunuz?

Efendim etle falan kim uğraşacak. Kasaptan alıyoruz. Bağışla kurtul.

İbadet meşakkatlidir. Katlanmak gerekir. Sabah herkes derin uykusunda iken sabah namazına kalkmak, uykuyu bölmek yürek ister. Size yılların ömrünü veren, rabbiniz için namaz kılmak çok mu gücünüze gidiyor.

Rabbiniz için kurbanınızı kesmek, kestirmek, etini dağıtmak, fakirleri sevindirmek çok mu zorunuza gidiyor?

Ülkemde bu kadar fakir varken ben kurbanımı bu söylediğim kurumlara zor bağışlarım.

Eğer ülkede fakir yok diyorsanız, sizin yaşadığınız ortam, arkadaşlarınız, etrafınız maddiyatı çok iyi olan insanlardan oluşuyor diyebiliriz.

İnsan eşine, dostuna sorup bir fakir mutlaka bulur. Birkaç tane kurban kesiyorsanız bu fakire kurbanınızı canlı olarak bağışlayabilirsiniz.

Şunu unutmayın! Kurum, kuruluş, dernek ve vakıfların bu zamanda güvenilirliği tartışılır.

Kurbanın sevabına çokça erişebilmek için ne yapmanız gerektiğini, ne yapmamız gerektiğini hepimiz biliriz.

KURBAN ETİ MÜSLÜMAN OLMAYANLARA VERİLİR Mİ?

Aklıma geldi. Nereden geldi? “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir.” diyen Peygamberimizin (S.A.V.) ümmetiyiz.

Peki komşumuz Müslüman değilse ne olacak? Benim dinim o kadar yüce ki, kendi düşünceleri doğrultusunda telkin de bulunan imamların eline bırakılamaz.

Efendim bir vakıf diyor ki, kurbanlarınızı bizim vakfa bağışlayın bu kurbanları 50-60 ülkenin Müslüman fakirlerine ulaştıralım. Peki Müslüman olmayan rabbimin yarattığı fakir ve aç kullarına ulaştırmayacak mısınız? Evet onlara aç olduğu halde vermeyeceksiniz. Yazıklar olsun. Önce Müslümanlar diyorsanız yine yazıklar olsun. Önce rabbimin yarattığı insanlar.

Kurban etinin Müslüman olmayanlara verilip verilmeme konusu aklıma takılınca, saygı duyduğum İlahiyatçı Nevzat AKBALCI Hocamı arayıp sordum. Evet kurban eti, Müslüman olmayanlara da verilir dedi. Ne yüce bir dinim var dedim. Herkese yardım elini, etini ayrım gözetmeksizin ulaştırılmasını isteyen yüce din.

Tabi Zekat için aynı şeyi söylemedi. Zekat bir farz ve şartlara uyan Müslümanlara veriliyor…

Düşünün kurum, kuruluş, dernek, vakıflar sizin zekatınıza, fitrenize, fidyenize göz dikmiş. Bir sürü paralı insan çalıştıran, milyonlarca lira ödeyip boğazda yalı kiralıyor, altlarında hepsinin lüks arabası, makamı olanlar, bu paraları herhalde kendilerine vakfedilen Emlakların kira gelirlerinden elde ediyordur. Sizin zekatınızla, fitrenizle, fidyenizle hiç alakası yoktur. (!) siz Kitabımız Kur’an a iyi sarılın. Standlar açan, her yerde bağış toplayanlar sizi yanıltmasın. Zoru seçin! Arayın, arayın yardımlarınızı, kurbanınızı ihtiyaç sahibine siz ulaştırın. Aracı kullanmayın. Yardımları ulaştırdıklarınızın duası da size aracısız ulaşacaktır.

Kurban konusunda bazı şahsi fikirlerim var. Emekli bir Silahlı kuvvetler subayıyım. Her şey bir tarafa Kurbanda bir hayvan keserek, kan akıtarak rabbimin dileğini yerine getirmeye çalışırım. Akan kurban kanının bizi kazalardan, belalardan koruyacağı maneviyatı hakimdir bende.

Kendime ve görev yaptığım birliğime kazalardan belalardan korunmak için kurban keserim. Kurban bayramında erlerime kurban etini tattırırım.

Sevdiklerinden uzak, vatan görevi için canını ortaya koyan askerlerimizi rabbim daima korusun.

1985 yılında Ağustos, Eylül aylarını kapsayan büyük bir askeri manevraya katılıyorum. Güneydoğuda… Siverek-Çermik yolunda Bahşer köyü eteğine konuşlanmışız. Kurban geldi… Koyun alacağız. Bucak Aşireti ile Apocu köyler birbirine düşman. Bu şartlar altında arabanın ender uğradığı bir köye uğrayıp, isteyen arkadaşlarda dahil on bir kurban alıp, mermi sandıklarından yapılan minberle, yerlere serdiğimiz battaniye üzerinde içimizde ki bir imam kardeşimin kıldırdığı bayram namazının hazzı unutulmaz.

Yine 1987 yılında yanılmıyorsam. Şanlıurfa’da Kurban Bayramı yaşayacağız. Hayvan pazarına gidip kurbanımı aldım, birliğime de aldım. Başıma güneş geçmiş herhalde, en sıkıntılı kurban bayramımı yaşadım.

Benden rütbeli, dini bütün bir subayımız vardı. Dini vecibelerini yerine getirir görünür. Ben kurban aldığımı söyleyince, kendisi kurban kesmeyeceğini, bu aralar durumunun müsait olmadığını söyledi. Eşi de eczacı, çalışıyordu. Bende boşboğazlık yapıp haddim olmayarak kesmesi gerektiğini söyledim. Kurbanın bizi çoluğumuzu çocuğumuzu kazalardan, belalardan koruyacağını söyledim.

Bayram ertesi bu subayımızın küçük kızına araba çarptı. Diyarbakır’a ambulansla götürdüler. Çocuğumuz kurtuldu. Bu subayımız bana gelip kendisine de geçmiş olsa da bir kurban bulmamı söyledi. Bayramda değil ama sonradan kesti. Tabii bu manevi duygu şahsidir, şahsımındır.

Rabbim bana her yıl şükürler olsun kurban kesmeyi nasip etti…

2021 yılı Kurban Bayramına ulaşabilecek miyiz? Bazılarımız aramızdan ayrılacak ahirine kavuşacak. Bu yıl Kurban Bayramına erişecek olanlarında şükürle vecibelerini yerine getirmeleri gerekir diye düşünüyorum.

Tekrar ediyorum, ibadet meşakkat ister. Mümkünse kurbanımızı kendimiz keselim, kestirelim. Evimize, evinize kurban eti girsin. Rabbim hepimize şifa versin.

Nice bayramlara sağlıklı, huzurlu eriştirsin. Virüssüz günlere ulaşmak duasıyla esen kalın.