LAFLA BİSİKLET ŞEHRİ, LAFLA SPOR ŞEHRİ OLUNUR MU?

Geçen haftadan bu yana herhalde bu ikinci hafta sosyal medyada şu fotoğraf karelerini görünce kendi kendime yine dedim ki “Dış güçlerin yeni bir algı operasyonu”Sonra bu fotoğraf karesini ve benzerlerini bizim Konya’nın şampiyon bisikletçileri ve halen bu şehirde bisiklet antrenörlüğü yapan dostlar da paylaşınca bunun dış güçlerin bir operasyonu olmadığını anladım.

Ardından spor kanalları değil haber kanalları bile bizim gördüğümüz fotoğrafların görüntülerini yayınlamaya başladılar.

Bu fotoğraf karesinin ne olduğunu izlemeyen takip etmeyen okurlarımız için şöyle özetlemeye çalışayım.

Bisiklet sporunda Fransa Bisiklet turu en önemli yarışlardan birisidir.

Dünya bu yarışı izler.

Biz pek izlemeyiz.

Bizim basında bu işi takip etmez zaten.

Neyse bu sene Fransa Bisiklet turunda kısa bir süre öncesine kadar fabrikada balık paketleyen bir bisikletçi Jonas Vingegaard şampiyon oluyor.

Yani bisiklette dünya markası Tour de France bu Danimarkalının oluyor.

Olabilir.

Belki de tesadüf diyeceğim ama adam evvel ki senede ikinci olarak kürsüye çıkmış.

Bunda da değilim.

Beni şok eden inanmak dahi istemediğim olay şampiyon bisikletçiyi on binler karşılıyor.

Kraliyet Ordusu askeri tören düzeliyor.

Savaş uçakları havada gösteri yapıyor.

Fotoğrafa bakıp bakıp düşünüyordum;

BİZDE KONYASPOR ŞAMPİYON OLSA BU ON BİNLERİ MEYDANA TOPLAYAMAZ.

KONYASPOR GEÇEN SENE TARİH YAZDI İZLEYEN SEYİRCE SAYISI ORTADA.

……………..

Sonra okumaya araştırmaya başladım.

Küçücük Danimarka’da ki bu bisiklet tutkusu nedir.

Bu ülkeden nasıl böyle bir şampiyon çıkar.

Çıkan şampiyon için Devlet en üst düzeyden sade vatandaşına kadar yüzbinleri nasıl bir araya getirebilir?

……………

Aslında bu benim sizin aklınıza geldiği gibi ne bir tesadüf ne bir şans işi.

Bu başarı bir şehrin bir ülkenin yıllarca yaptığı yatırımın sonucu.

……………

O nasıl oluyormuş derseniz?

Danimarka'nın başkenti Kopenhag "Dünyanın en bisiklet dostu şehri" imiş.

Bunu bizim Çevre Bakanlığı yetkilileri çok iyi biliyorlarmış.

Bunun sağlıklı olmaktan çevre kirliliğine kadar önemi dünya liparitine girmiş.

Bizim Bakanlık yetkilileri sadece bununla da kalmamışlar.

Norveç'in başkenti Oslo'yu da örnek almışlar.

Engebeler bakımından Oslo dünyanın en sıkıntılı şehirlerinden biri.

Oslo'da yüzde 5'lerde, 6'larda bisiklet yolları ama hızla ilerliyor Oslo.

Ve ilk 20'nin içine giriyor.

Yine bir resmi açıklama da Bakanlık yetkilisi Öztürk, bizdeki acı gerçeği şöyle dile getiriyor

"Bisiklet yolunu şehrin ulaşım sistemi ile entegre etmezseniz bu bisiklet yolu değildir.

Bisiklet yolunu öyle yapacaksınız ki toplu taşıma sistemi ile entegre edeceksiniz.”

……………

Yani Konya’da bisiklete bindiğiniz zaman belediye otobüsü ile dolmuş ile yan yana gidebileceksiniz.

Onlar nasıl şampiyon oluyor?

Futbolda değil bisiklette şampiyonu için nasıl oluyor da on binler kendiliğinden otobüslerle taşınmadan meydanda bir araya geliyor?

………..

Bu iş bir proje öyle bir iki üç gerekçesi yok ki.

Mesela Danimarka’da öğrencilerin yüzde 49'u okula bisikletle gidiyor

Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da uzun bir süredir toplu ulaşım altyapısı ve bisiklet yollarına yapılan yatırımlar sayesinde şehirde bisiklet sayısı araba sayısını geride bırakmış durumda.

Kopenhag'da yaşayanlar, her gün dünya çevresinin 35 katı kadar bisiklet sürüyor. Ortalama bir vatandaş Kopenhag'da günde 3 kilometre bisiklete biniyor.

Kopenhag'da 2'den fazla çocuğu bulunan ailelerin yüzde 26'sı kargo bisikleti olarak anılan sepetli bisikletler kullanıyor.

Şehirde bisiklete binenler ortalama 4 milyon 900 bin kilometrede bir bisiklet kazası yaşıyor.

Danimarka'da her 10 kişiden 9'u bir bisiklete sahibi iken her 10 kişiden yalnızca 4'ü otomobil sahibi.

Ülke genelinde bisiklet kullanımının yüzde 75'i kış ayları boyunca da devam ediyor.

Danimarka'da 12 bin kilometreden fazla bisiklet yolu ve şerit bulunurken, ülkede bisikletle seyahat edilen her 1 kilometrenin toplum sağlığına etkisinin 1 avro olduğu hesaplanıyor.

Ülke genelinde 11-15 yaş arası çocukların yüzde 49'u okula bisikletle gidiyor.

…………….

Bu resmi rakamları defalarca tek tek okuduktan sonra beynim yanmaya başlıyordu,

İşte bu yüzden beş sene öncesine kadar kasabada balık paketleme işi yapan birisi üç yıl önce profesyonel olan birisi en büyük turlarından birini kazanıyor ülkeye gelişinde de gökyüzünde savaş uçaklarınca, yerde ise on binlerin coşkusuyla karşılanıyordu.

O gün meydanda 25 bin kişi varmış.

…………

Şimdi Başkan Uğur İbrahim Altay ve ekibi Konya’nın bisiklet şehri olması için en uzun bisiklet yollarının Konya’da olduğunu ispatlayabilmek için kendilerini yırtıyorlar.

Vallahi bu iş sadece bir Başkanın filan başarabileceği bir şey değil.

Haaa rakamlar üzerinde kağıt üzerinde başardık deriz ama bu gerçekçi olmaz.

İşte ortada ki son gerçek DANİMARKA’da.

………………..

Tabii Uğur Başkanın hedefleri çok yüksek.

Mesela Konya’nın spor şehri olabilmesi için kafa patlatıyor.

Başkan bana kızmasın ama boşa patlatıyor.

Çünkü Başkanın yanında kendisi gibi bu işe inanmış bürokratlar ve siyasiler olmalı.

Konya yönetimi ile tek bir beyin olmalı.

Şimdi bana yine birileri kızacak ama örnekleri ile bizim olamayacağımızın yaşanmışlıkları var.

Mesela bu şehirde kağıt üzerinde çok ünlü bir proje spor lisesi var.

Peki burada neler oluyor Uğur Başkan biliyor mu?

Vallahi de bilmiyor billahi de bilmiyor.

O zaman küçük bir örnek vereyim de ben bunu biliyordum diyen bir tek yetkili bir adım öne çıksın.

“Bu lisede bir Dünya ve Avrupa gururumuz Ömer … var.

Bu öğrencimiz Liseler arası güreşte Dünya 2. Oluyor.

Dünya ve Avrupa Şampiyonlarında milli formayı giyiyor.

Ama bu kardeşimiz dünyada mindere çıkarken devamsızlıktan sınıfta kalıyor(!)

(Burada dikkat çekmek istediğim okulu ve Konya’da sporu yöneten zihniyete lütfen dikkat.

Çünkü sporun içinden gelmeyenler şampiyon öğrencileri yönetiyorlar

Ya da yönettiklerini sanıyorlar)

Bu çocuklar iki otobüs değiştirerek salona gidiyorlar

10-15 dakika geç kaldınız diye arkadaşları ile aç bırakılarak cezalandırılıyorlar.

Okul öğretmenleri yani mesleği Beden Eğitim olan öğretmenler 350 öğrencisi bulunan okulda ceza tutanağı tutulmayan öğrenci sayısının ancak yüzde 10 olduğunu ifade ediyorlar.

Mesela bu sene 150 öğrenci alınacakmış.

Müracaat eden öğrenci sayısı 155 (dün ki son rakam)

………………..

Allah’tan bu şehrin duyarlı Valileri eğitimde yüksek konumdakiler devreye giriyor da şampiyonlar devamsızlıktan kalmıyorlar.

……………….

Ne mi demek istiyorum.

O zaman daha net yazalım.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Türk sporu için bulunmaz bir nimet.

Başkan Uğur İbrahim Altay sporda hayallerini gerçekleştirmek için yakasını paçasını yırtıyor.

Valilerimiz her sorunu Devlet adamlığı vakarı ile çözüyorlar.

Ama lastik nerde patlak biliyor musunuz?

Proje spor lisesini spor eğitimi almış öğretmenlerimiz yönetmiyor.

Niye mi?

Canım tayin işinde sendikamız var.

Sendikanın onaylamadığı bizden birisi bu okula müdür filan olamaz.

Uğur Başkan kim? O kim? Bu kim.

Kral biziz.

Doğru adaletli tayin için siyaset gerekir.

Güzel düzgün spor eğitimi almış öğretmenlerimiz bu işlerle işi olur mu?

Tabii ki olmaz.

O zaman?

O zaman patlak lastiklerle

Jantta yürümeye devam.

Bugünkü sporda ki başarılar tamamen tesadüf işte.

Dünya’da mindere çıkarken devamsızlıktan kalan okula antrenmandan geç geldin diye sabaha kadar aç bırakılan öğrencilerle bu kadar.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kader deyip geçme. Bak ne diyor sırrın sahibi “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bu milleti bu kadar saf ve salak sanmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.