Lise Öğrencilerinde Ateizm&Deizm Eğilimi; Konya Örneği
31 Ağustos 2022, Çarşamba 00:00Artan küreselleşme, toplumsal değişim hızındaki sınırsızlık, Yerel Kültür etkilerinin bence tabuları yıkma adına çok hızlı yitirilmesi, uygun rol modellerin toplum önüne konulmasındaki isabetsizlikler, Emperyalizmin bilinçli çalışmaları kabul etsek de etmesek de gençlerimizde kimlik krizi veya kimlik arayışını yaygınlaştırıyor günümüz güncel ortamında. Yeni nesillere toplumsal değer aktarımındaki başarısızlıklar bireyi topluma yabancılaştırır, toplumsal değerlerden uzaklaştırır.” Düşmana benzerseniz yok olursunuz” ne güzel sözdür. (Aliya İzzetbegovic) Gençlerimizi dış akımlardan , toplum kurallarından uzaklaşmaktan korumalıyız. Yeni nesillerin sağlıklı ve Millilikten uzaklaşmadan kurulması ancak böyle mümkün olur. Kabul etsek de etmesek de toplumumuz Ateizm/Deizm gibi eğilimlerden etkileniyor. Başımızı kuma gömerek, görmezden gelerek, kısır siyaset çekişmeleriyle bunları aşamayız. Kaybedilen nesiller olur.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Ana Bilim Dalı Din Eğitimi Bilim Dalı Doktora Öğrencisi Sn. Sibel Kandemir Danışman Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sn.Mustafa Tavukcuoğlu ile beraber “Lise Öğrencilerinde Ateizm&Deizm Eğilimi” konusunu Konya örneğinde çalışmışlar. Ellerine sağlık, kendi adıma teşekkür ediyorum. Bu ve benzeri çalışmalar umarım sadece ülkemin yeni akademisyenler kazanmasına vesile olmaz; bu tezler YÖK dışında Ülkemi ve Kentimi yönetenlerin, Eğitim camiasının da okuduğu, değerlendirdiği çalışmalar olur; emek verilen değerli çalışmaların ülkeme daha yararlı olması ancak bu şekilde mümkün olur bence.
Çalışma 473 Konya ve ilçelerinde eğitim gören Lise öğrencileri ile yapılmış. Erkek öğrenci oranı % 51.6; Kız öğrenci oranı % 48.4. % 92 katılımcı Allah’ın varlığına inanıyor. Erkek öğrencilerde din dışı eğilim oranı kızlardan fazla.
14 Ateist, 8 Agnostik (var olduğunun bilinmesi veya kanıtlanması mümkün olmayan), 4 deist (evreni yarattıktan sonra artık Tanrı müdahil değil) , 2 şüpheci yüksek düzeyde din dışı eğilime sahip olarak değerlendirilmiş. Orta düzeyde din dışı eğilim grubunda 1 ateist, 5 agnostik, 6 deist ve 45 şüpheci bulunmuş. % 89.2 Ailede dini değerlere önem verilmekteymiş. 12.7 Aile otoriter, 61.8 Aile hoşgörülü, 12.1 Aile aşırı koruyucu, 2.5 Aile serbest, 1.3 Aile Tanrıyı reddeden olarak değer bulmuş. Dini değerlere % 69.7 ile en çok Aile; % 11 ile Kuran Kursu, % 4 Arkadaş, % 3 Öğretmen, % 1.7 Sosyal Medya etken olarak nitelendirilmiş .Dindarların tutum ve davranışlarının dini değerlere olumlu etkisi % 35.5; katıımcıların üçte biri bunlardan etkilenmediğini bildirmiş. Olumsuz davranışlardan olumsuz etkilenmelerin olduğu da çalışmanın bir gerçeği. Din Dersi Öğretmenlerinin tutum ve davranışlarının dini değerlere olumlu etkisi % 47.4; Katılımcıların yedide biri Din Dersi Öğretmenlerinin tutum ve davranışlarının Dinsel sapmalarında olumsuz etkisi olduğunu beyan etmiş. İslâm Dünyasındaki uygulamaların Dini Değerler üzerindeki etkileri % 49.5 olumlu, % 21.8 olumsuz; % 28.8 etkisiz olarak değerlendirilmiş. Kitle İletişim Araçlarının Dini Değerler üzerindeki etkisi % 26.6 olumlu iken etkilenmediklerini açıklayanlar % 51.8 bulunmuş. Gençlerin dini bilgi ve Kuran içeriğinde bilgi sahibi olma oranları araştırmada yetersiz genelde. Okuldaki Din eğitiminin inançla ilgili sorulara kısmen yanıt verdiğini beyan eden % 46.3; hayır diyenler % 19.7, evetcilerin oranı % 34.
“Allah’ın varlığına inanmıyorum” beyanı % 3.4;
“Allah var mı yok mu bilmiyorum” düşüncesinde olanlar % 2.7;
“Herhangi bir dini tanımıyorum ama bence yaratıcı yüce güç var” düşüncesindekiler % 2.3 bulunmuş.
“Bazı şüphelerim var ancak Allah’a inandığımı hissediyorum” beyanı % 21.4 öğrenciye ait.
% 70.2 “Allah’ın gerçekten var olduğunu biliyorum, hiç şüphem yok” grubu.
Çalışmada bireylerin dinimizin emirlerine uyma eğilimleri açıklanmamış.
Araştırmacılar yorum ve sonuç bölümünde bence gençlerle ilgili çalışan tüm Devlet ve özellikle Eğitim Kurumları yetkililerinin ve tüm ailelerin ders almaları niteliğinde noktalara değinmişler. Özetleyerek paylaşıyorum; İnanç öğretimi hem kalben hem zihnen tatmin etmeli. İnanç eğitimleri değişen sosyal ve küresel atmosfer dikkate alınarak yenilenerek sürdürülmeli. Okulda verilen inanç eğitimi güncel meselelere cevap verebilecek nitelikte olmalı. Öğretim programları dünyada yaşanan değişimler dikkate alınarak hazırlanmalı. Hizmet içi eğitimlerle öğretmenlerin mesleki yeterlilik düzeyi artırılmalı. Öğreten niteliği yanında bilim ve teknolojideki gelişmelerin dini inançlara yansımalarından da haberdar olmaları gerekli. Din derslerinde öğretmenlerin öğrencilere demokratik ortam sunmaları önemli. Bu ortam yoksa birey zihnini kurcalayan sorulara başka yerde cevap arar görüşleri değerli çalışmacıların yorumları. Ateizmin dine karşı delil diye sunduğu bilimsel teorileri Din derslerinde çürütebilecek bilgi yeterliliğine sahip eğiticilerin olması gerektiği vurgulanmış.
Araştırma ailenin önemini ortaya koymuş beklenildiği üzere.Dini inanca en etkili faktör aile. Ailesi dindar olan öğrencilerde deizm etkisi daha az bulunmuş. . Demokratik aile ortamında yetişenlerde dini şüphe ve dinden uzaklaşma eğilimi tutarsız ve otoriter ortamda yetişenlerden daha az. Ailede eğitim yükseldikçe din dışı yönelme artma eğiliminde bulunmuş. (Bence ilgi zamanı azalması etkendir AÖ) Dini yönelmelerde anneler ailenin en etkili bireyi. Bireyin ilgi gösterilen, sevgi paylaşılan ailede yetişmesinin özgüveni, benlik algısı, kişilik gelişimi üzerinde olumlu etkisi bulunmuş. Bunlar dine karşı olumlu tutum geliştirmede de dindarlığının üzerinde de pozitif etkiye sahip. Aileden gerekli ilgi ve sevgiyi görmemek bireyde olumsuz benlik oluşumu ve dine karşı olumsuz tutum ortaya koyulmasında etken faktör olarak belirtilmiş. Bu bireyler toplumsal değerlere karşı da isyankar davranışlar eğiliminde. Okul dışında din eğitimi alanlarda din dışı eğilim almayanlardan daha az. Okulda verilen din eğitiminde tatmin olmayanlarda din dışı yönelim daha çok.
Sonuç olarak gençlerde yüksek oranda olmasa da ateizm/deizm eğiliminin var olduğu bir gerçek olarak ortaya konulmuş.Lise gençliği dine mesafeli bulunmuş. “Dindar nesil” sadece sloganla da istemekle de olmuyor. Gaylik ve lezbiyenliğin aile yapısına zarar vermeyeceğini iddia eden siyasetçilerimiz de olmuştu. Gençleri ve toplumu korumak bir seferberlik olmalı bence. Gençlerimizi anlamak, sevmek, hoş görmek, empati ile yaklaşmak ve umutlarını yaşatmak zorundayız. Unutmamalıyız ki onlar geleceğimiz .
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Bülent Kalaycı
04-06-2023 16:00Sayın yazarYapılan çalışma genellikle lise öğrencileri üzerinde olmuş. Bu yaş grubu ergenlik dediğimiz hormonların en yüksek etkisinin olduğu zamandır. Bu dönemde baskı yöntemiyle bir din eğitiminde başarılı olmak çok güçtür. Birey herşeyi bildiğine inanan ve isyankar bir tutum içindedir. Birey her türlü sapkinliga açıktır. Bu nedenledir ki bu dönemde akıl ve sevgi dilinin kullanılması gerekir. Zaman zaman Kur'an kurslarında gördüğümüz şiddet azda olsa cinsel taciz olayları toplumu germektedir. Ayrıca bazı kendini din adamı diye sunan kişilerin kendilerine hizmet sunanlarin Allah a bildirdikleri o söylemeleri cennette yapılacak hurilerle aşk hayatının abartılı bir şekilde anlatılması ,öncelikle gençler tarafindan akıl süzgecinden geçirildiğinde gülünç gelmektedir. Bu konuda deprem durduran din adamları kendini Mehdi sayanların akıl sağlığını irdelemek gerekir. Şimdi İzmir valiliğince okullara din adamı ve vaiz gönderilmeside ters tepki yaratacaktır. Kanatimca gençlere İslam'ın kardeşlik dini ve yardımlaşma dini ve hoşgörü dini anlatmak lazım. Yazınızı kaç din adamı okuyacak merak ediyorum.Ayrica ailelerin din konusunda eğitilmesi öncelikli olmalıdır.Gercek din öğretilmelidir. Sapkinlarin cinsel içerikli yayın yapanların söylediği din deyil.
ahmet öztemel
31-08-2022 10:01Sn. Murat rumuzlu okuyucum;Değerli katkılarınız için teşekkür ederim.
Murat
31-08-2022 08:43Gençler sorguluyor artık. Bir adamın bir eşeğe binip uzaya çıkması gençlere akıl ve bilim dışı geliyor bunu görebiliyorlar. Artık eskisi gibi bilgiye önünde eğilinen hocalardan değil araştırarak kendileri ulaşabiliyor. Din diye anlatılan şeyleri akıl ve bilim süzgecinden geçirebiliyorlar.