MASKE MESELESİ

Virüsün Türkiye’ de görülmesiyle gündeme geldi MASKE…

İlk günlerde bilim adamı görüntüsündekiler, sadece hastalık taşıyanlar ve hasta olanlar maske taksın diğerleri takmasın dediler.

Akla ve bilime aykırı olduğunu çevreme söyledim. Zira adamlar virüsü tanımıyorlar. Virüsü taşıdığının farkında olmayan binlerce insan var.

Virüs Türkiye’ ye giriş yaptığından itibaren, kritik yerlerdekiler ve de özellikle umreden dönenlere maske takmak zorunluluğu getirilmeliydi.

Bazı ölümler de, bu maske takmayın diyen bilim adamı görüntülülerin vebali var.

Son umre kafilesini, 27 Şubat’ta umreye gönderenlerin ve ondan önce yurda dönen umrecileri karantinaya almayanların vebali çok yüksek. Şimdi bizim sesimiz çıkmaz ama hesabını soracak yüce makam var.

Bir de “Umre” deyince tepki veren zavallılar var. Yahu biz umreye karşı olabilir miyiz? Bizim tepkimiz tedbir almayanlaradır.  Akıllı olun.

Maskeyi anlatıyorduk. Maskeler PTT aracılığıyla. E-devlet üzerinden dağıtılacak dediler. Hemen müracaat ettik ve beklemeye başladık.

Bana göre bir yanlışlık olmalıydı. PTT ciler 24 saat çalışsa maskeleri zamanında yerine ulaştıramazdı, öyle de oldu. Sonra eczaneler dağıtacak dediler. Telefonunuza kod gelecek dediler çok bekledik. O arada çok kötü bir haberle sarsıldık. Zira maske satışı yasaklanmıştı.

Virüsten önce 25 kuruşa satılan cerrahi maske, eczanelerde 5 liradan satılıyordu. Eczacılar odası bu konuyu hiç gündeme getirmedi. Alan memnun değildi, ama satan memnundu.

Devletten maske gelmiyor. Satında alamıyoruz. Eee bir tane maskemiz varsa yeter, her gün kullanmaya başladılar. Ceplerinde taşıdılar. Yok ipinden tutup çıkaracaksınız, ipinden tutup takacaksınız. Virüsten korunacaksın ama ortada maske yok.

Bu arada telefonları başkasının üzerinde olanlar inanılmaz sıkıntı yaşadılar. Baba eşine, iki evladına ve kendisine hat almış. Ne olacak şimdi?

Devlet 5 maske veriyor. Nemlenince çıkar at, üç saatten fazla kullanılmaz deniliyor.

Bendeniz şimdiye kadar devletten 5 tane ücretsiz maske aldım.

Aklın yolu bir. Maske satışına taban ve tavan fiyat verip yeniden başlanacaktı. İlk noktaya döndük.

Maske ve dağıtımı konusunda bu kadar basit meseleyi, bu kadar karmaşık ve vatandaşı sıkıntıya sokacak hale getirmenin alemi var mı?

Bu arada maskelerin ücretsiz bilmem kaç ülkeye hediye edildiğini takip ediyoruz. Önce “Can” diye biliyorduk.

MASKE KONUSUN DA BİR BAŞKA YANLIŞLIK…

Biliriz ki tekstilde dünya devleriyle yarıştığımız gibi, dünya deviyiz.

Neden maske üretip satmayalım. Şimdilerde televizyonlarda en sık rastladığımız haber kaçak maske üretenlere yapılan baskınlar. Yastık kılıfları içinde maske ele geçti v.b.

Yahu bu devlette, maske üretimini takip edip, içerinin ihtiyacı dışındakileri, ihracatla dövize dönüştürecek bir birim yok mu? Sağlık Bakanlığı bir “maske müdürlüğü” kurup pekâlâ bu işi organize edebilirdi.

Geçen bir laf duymuştum ülkemle ilgili. “Yetkililerin etkisi yok, etkililerin yetkisi yok” diye hoşuma gitti ama bir şey ilave edeceğim. Bana göre “Yetkililerin bilgisi yok” EPDK Başkanı virüs bize ulaşınca müjde veriyor. Elektriğe üç ay zam yok diyor. Birkaç gün sonra doğalgaz faturalarının, endeks okunmadan son üç ayın ortalaması ile belirleneceğini söylüyor. Son üç ay yoğun kış faturası kabarık olacak vazgeçiyor. Geçen yılın bu ayına göre alınacak diyor. Yine vaz geçiyor ve adamlarını gönderip saatleri okutuyor. Beyler bir hafta içinde bu kadar değişikliği yapan Türkiye’nin EPDK başkanı. Enerji Piyasası Başkanlığı yapacak başka adamınız yok mu? Ne diyelim ya!

ŞİMDİ GÜNDEM DARBE!

Biri bir kuyuya taş atıyor. Ne kadar akıllı varsa açıklama yapıyor.

Cumhurbaşkanım bu konuyu gündeme getiriyor. Sayın Bahçeli, Ömer Çelik, Fahrettin ALTUN Bey, BBP TRT’ye canlı yayınla bağlanıyorlar. Darbe isteyenlere karşı söylemlerde bulunuyorlar.

Bu ülkede darbe isteyenler, darbeyi ancak DARBELİ MATKAP’ da görürler.

Bırakın sanal düşman yaratmayı. Siz çok iyi bilirsiniz. Bu millet darbeye asla geçit vermez. 15 Temmuzu görmediniz mi? Darbeye karşı bütün millet, parti farkı gözetmeksizin meydanlardaydı. Can verdiler darbeye geçit vermediler. Darbe söylemleriyle milleti germeyin. Şu virüslü günlerde siyaseti bırakın. Vatandaş olarak zaten kendi derdimiz, kendimize yeter. Ayıp oluyor. İsterseniz bir hikaye ile işi biraz sulandırayım.

Adamın lakabı ÖRDEK. Adam bu lakaptan hiç ama hiç hoşlanmıyor. Kendisine ördek diye takılanlarla kavga ediyor hatta mahkemelik oluyor.

Yine biriyle mahkemelik oluyor. Hakim sanığa soruyor. Niye arkadaşına hoşlanmadığını bildiğin halde ÖRDEK dedin diyor. Adam itiraz ediyor ben ÖRDEK demedim diyor. Hakim yeniden soruyor, ya ne dedin? diyor. Efendim ben “Bugün hava kapalı” dedim diyor.

Bu sefer şikayetçi söz alıyor. Hakim Bey! Hava kapalı olunca yağmur yağmaz mı? Hakim, evet yağar… Yağmur yağınca gölet oluşmaz mı? Hakim, evet oluşur. Gölette ördekler yüzmez mi? Hakim, evet yüzer. İşte bu adam hava kapalı diyerek bana ördek demek istedi…

Darbe karşıtı söylemlerde bulunanlarında bunlardan farkı yok.

Evelallah biz varız. Bu ülkede sizde bilirsiniz, darbeyi kimse yapamadığı gibi teşebbüs bile edemez.

Bu ülkenin kaderini SANDIK belirler. Yeter ki sandık adaleti olsun. Yeter ki sandıktan çıkana ve çıkacak olana herkesin saygısı olsun.

Bu millet can verir. Cumhuriyet ve demokrasiden vaz geçmez. Hiç korkmayın bizler varız.

Kalın sağlıcakla.