Modern ! Kentlerimizin Gözden Irak Tutulan Sorunu; Başıboş Köpekler

“Meseleleri mesele etmezseniz mesele yoktur”  Süleyman Demirel’in veciz sözü.Meseleleri mesele etmemekte de üstümüze yok maşallah.  O nedenle ülkemizin elli yıllık sorunları değişmeden gündeme gelebiliyor. Hem iç hem dış meselelerde durum benzerlik arz ediyor. Oysa yöneticilik sorunları öngörüp önceden tedbir almayı gerektiriyor. 20 yıl önce sayıları daha az olan başıboş köpekler için itlaf ekipleri vardı belediyelerde. Hoş değildi elbette hatta bazen köpek yerine mahalleliden vurulanlar da olurdu. Sonra doğru olan yapıldı, bu ekipler kaldırıldı. O yıllarda bir mülki amirimiz kaymakamlık deneyimini “köpekleri tel örgü içine alıp gece elektrik verirdik” cümlesiyle özetlediğinde irkilmiştik. Bu konuda da az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik ancak kalıcı çözüm için genelge yayınlamak, yetersiz barınak açmak dışında bir arpa boyu yol gittik. Konya’mın değil ülkemin hemen her kentinin giderek büyüyen sorunu ancak herkesi memnun edecek çözüm ufukta gözükmüyor. Konya gene Belediye barınağı bulunan, hayvanları sahiplendiren ve sahiplenene destek veren bir kent, bizden kötüleri çok.

Bu konuda da ikiye bölündü toplumumuz. Bir grup hayvan sever “toplum yaşamı içinde köpeklerin de olması gerektiğini” savunuyorken bir başka grup hayvan sever “köpekten korkma haklarına dayanarak başıboş köpek olmaz” düşüncesinde. Arada küçük bir insan diyemeyeceğim varlık köpeklere de hayvanlara da eziyet ediyor ki en ağır şekilde cezalandırılmalı kuşkusuz ancak köpek üzerinden tartışmaya katılanlar toplumumuzun çoğu gibi aslında hayvan sever. Gelelim realiteye; evcil hayvan sahibi aileler artıyor, hayvan haklarına duyarlılık artıyor ancak bıkılıp sokağa bırakılan hayvanların sayısı da artıyor. Ticaretindeki kısıtlamalara karşın yurt dışından kaçak yurda sokulan hayvanların sayısı da artıyor ki bunlar iç pazarda ortakları olmadan bu hayvanları kaçak getiremezler kuşkusuz. Yapılan işlem yakalanan köpekleri kısırlaştırıp kulağına küpe takarak sokağa bırakmak zira barınak kapasitesi yetersiz ancak kulağı küpeli köpeklerin üreme hızına bakarsak kısırlaştırıldıklarına şüpheyle bakıyorum zira aynı lokasyonda onuncu nesil yavruları piyasada. Kamuya açık alanda tasmasını birisinin tutmadığı, serbestçe gezinen her köpek başıboş köpek olarak kabul ediliyor. Kısırlaştırma olmazsa şu an sayılarının on milyon olduğu var sayılan başıboş köpeklerin on yılda atmış milyona ulaşacağı öngörülüyor. Kist hidatik ülkemizde  köpeklere bağlı olarak hayli yaygın; 2018 yılında 283000 çoğu köpek kaynaklı kuduz riski temaslısı istatistiki bilgi. Köpek saldırısına maruz kalan, köpekten kaçarken trafik kazasında yaşamını yitiren çoğu insanımız oldu ve olmaya devam etmekte. Ülkemizde satışı, bakımı yasak olan tehlikeli köpek cinsleri maalesef halk arasında. Diyorum ya yasal düzenlemelerde iyiyizdir de sorun denetimlerde. Tarım ve Orman Bakanlığımız “AmericanPitbulTerrier, DogoArgentino, FilaBrasilerio, Japanese Tosa, AmericanStaffordshireTerrier, AmericanBully” tipi köpekleri tehlike arz eden hayvan tipleri olarak belirledi ve üretimi, sahiplenilmesi,barındırılması, beslenmesi, takası, sergilenmesi, hediye edilmesi ile ülkemize girişi, satışı, reklamını yasakladı. Bazı cins köpekler parklara, kalabalık alanlara giremeyecek.

Sorunların çözümünde her ülkenin kendi yerel şartları ve özellikleri vardır kuşkusuz, her şeyin çözümünü yabancılarda aramak yanlıştır ancak dünyanın bir çok ülkesinde kurallar ve denetimler sonucu sokaklarda başıboş hayvan yoksa ancak bu sorun ülkemde giderek kronikleşen sorun haline gelmekteyse anlamalıyız ki sadece yasa veya genelge çıkarmak yetmez. Efendim Avrupa’da başıboş köpek yok zira hayvanlar evde de olsa barınaktan da sahiplenilse çiplendirilmiş hayvanlar. Sokağa hayvan terk etmenin ciddi cezası var. Bizdeki gibi sokağa çıkarılan hayvanın affedersiniz kakasını bırakıp gidememektesiniz. Toplayacaksınız efendim. İstediğiniz alana hayvanınızı sokamamaktasınız. Kamu dışında devlet destekli olan veya olmayan sivil topum kuruluşlarına ait hayvan sever derneklerinin barınakları devrede. Öyle sosyal medya veya magazin programlarında kuru kuruya hayvan severim demekle bitmiyor iş. Sorunun bir köşesinde çözüm odaklı durmak zorundasınız. Hayvan eziyetlerine tepkililer kuşkusuz, Avrupa Birliği ülkelerinde hayvanlar hassas varlık ve şiddet uygulanması suç. Bizde de ilgili yasa var elbette.

Hayvan alacaksınız keşke barınaklardan alsanız. Hayvanlar keşke çiplendirilse. Barınak  kapasiteleri artırılsa ve sivil toplum kuruluşları da köpek sevme değil sahiplendirme ve barınaklandırma konularında devrede olsa. Aklıma gelen bir çözüm önerisi; özellikle kırsalda devlet inşaatlarında, okullarında, bazı devlet kuruluşlarında, sınır vb karakollarda aslında barınak köpeklerinden sahiplendirilme yapılsa..bunlar hem koruma görevinde bulunsa hem de barınaklar boşalsa..Ne dersiniz olamaz mı?

Sokaklar başıboş köpek alanı değildir. Keşke bugünden tedbir alınsa. Saygıyla