Muharrem Ayı ve Bereketi
10 Ekim 2016, Pazartesi 08:36Geçtiğimiz hafta 02 Ekim Pazar günü, 1 Muharrem, hicrî 1438 yılının başlangıcı olup, İslâm âleminin yılbaşısı olan bu mübarek ayın, maddî ve mânevî dünyamıza saadetler ve hayırlar getirmesini diliyorum.
Bilindiği üzere, manevi yaşantımızın vazgeçilmez unsuru olan ibadetlerimizin bir bölümü, (oruç, hac vs.) ayın hareketlerine göre düzenlenmekte ve ayın hareketleri esas alınarak hesaplanan hicrî yıl 354 gün sürmekte olup her ay, geçen senenin yaklaşık onbir gün öncesi başlamaktadır.
Böylece Ramazan, Bayram gibi mübarek günler yıl içinde mevsimden mevsime dolanarak devrini tamamlamaktadır.
Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayı 30 gündür. Kur’an-ı Kerim’de “Allah Teâlâ Hazretleri yeryüzünü, semâlar ve lâtif cisimleri yarattığından beri Levh-i Mahfuz’da ayların sayısı 12’dir. Bunların dördü haram aylardır. Recep, Zilkaade, Zilhicce ve Muharrem haram aylardandır. Bu aylarda müşrik (Allah’a ortak koşan) de olsa, insanlara zulmetmek, öldürmek yasaklanmıştır. Allah katında bu aylar diğerlerinden daha hürmetli ve saygındır. Bunlarda işlenecek güzel amellerin sevabı diğer aylardan daha fazla olup, bu aylarda işlenecek kötülüklerin cezası ise öteki aylardan daha büyüktür. Ancak, daha önce müşriklerle savaşa başlanmışsa ve Müslümanlara saldırı yapılmışsa, gerektiği şekilde davranılması, mukabelede bulunulması” emredilmiştir.(1)
Bu mübarek ay içinde bulunan 10 Muharrem gününün özel bir önemi vardır. Aşure günü denilen bu günde, gerek Musevîler, gerekse İslâm öncesi cahiliye devri Arapları da oruç tutuyorlardı.
Ramazan ayında oruç farz olana kadar Müslümanlar da aşure günü oruç tutmuşlardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Yahudilere benzememek için müstehab olan bu orucun, Muharremin 9. ve 10. günü, ya da 10 ve 11. günü tutulmasını istemiştir.
Rubeyyi' binti Muavviz (r.a.) nın rivayet ettiğine göre Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.) Ensar'ın köylerine aşure günü kuşluk zamanı haber gönderdi ve: "Her kim sabahleyin iftar ettiyse günün geri kalanını imsak etsin, yani bir şey yemesin, her kim oruca niyet etti ise orucunu tamamlasın,"(2) buyurdu.
Rubeyyı'(r.a.) der ki, biz artık Rasülullah'ın bu emrinden sonra aşure gününün orucunu tutardık ve küçük çocuklarımıza da tuttururduk ve onlarla mescide giderdik ve çocuklarımıza boyalı yünden oyuncak verirdik, bunlardan yemek için ağlayan olursa iftar vakti erişinceye kadar bu oyuncaklarla eğlendirirdik."(3)
Ecdadımızdan öğrendiğimiz bir ayrı önemli hususta; çocuklarımızı namaz ve oruç gibi ibadetlere küçük yaştan itibaren alıştırmalıyız.
Buharî'nin İbn- Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre: Nebiyyi Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Medine'ye teşrif buyurdukları vakit Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü ve:
"- Bu ne orucudur?" diye sordu. Onlar da cevaben:
- Bu gün iyi bir gündür. Bu gün Allah (c.c.) Benî İsraîl'e düşmanlarından necat verdiği bir gündür; yani Fir'avn'ın şerrinden kurtulduğumuz gündür, dediler, Resülullah (s.a.v.) da:
"- Biz Musa'ya sizden daha yakın bulunuyoruz, buyurdu ve Mekke'deki gibi o gün oruç tuttu ve o günün oruç tutulmasını emir buyurdu."(4)
Rivayetlere göre, 10 Muharrem birçok olayın meydana geldiği faziletli bir gündür. Bu günün faziletleri cümlesinden olarak, Arşu’l-a‘lâ, kürsî, levhu’l-mahfûz, yedi kat semâ ve dünyânın yaratılması, Allah'ın, Adem’ (a.s.) in tevbesini bu günde kabul ettiği, ve Adem'in bu günde (Safiyyullah' olduğu, İdris’ (a.s.) ın yüce bir mekâna bu günde refolunduğu, Nuh'u gemiden bu günde çıkardığı, Hz. İbrâhîm (a.s.) ve Hz. İsmâîl (a.s.)’a cennetten koç indirilmesi, Hz. Eyyûb (a.s.)’ın belâlardan kurtarılması, Hz. Mûsâ (a.s.)’ın, Fir‘avn’un denizde boğulması ile ondan kurtarılması, Hz. Yûnus (a.s.)’ın balığın karnından çıkarılması, Hz. Yakub’un oğlu Yusuf’a kavuşması, Hz. Yusuf’un zindandan kurtulması, ve Hz. Muhammed (s.a.v.)'in geçmiş ve gelecek günahlarının bu günde mağfiret olunduğu rivayet olunur.
Dünyanın yaratılmağa ilk başlandığı, yeryüzünde yağmurun ilk yağdığı gün aşure günü olduğu, Mahşerin de Muharrem ayının 10. günü (Aşûre günü) kurulacağı da rivayet olunmuştur.
Bu günde eve çeşitli ve bol erzak almak, muhtaçlara tasaddukta, komşu ve akrabaya ikramlarda bulunmak yıl boyunca berekete vesile olur, İnşâAllah. Gönülden Muhabbetlerimle.
Dipnotlar:
1- Tevbe, 36.
2- Buhari, Savm, 69.
3- Tecrid-i Sarih Terc. 6/288.
4- Buhari, Savm, 69.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.