MUSTAFA AKIŞ, ADİL BAYINDIR VE…

Bizi tanıyanlar bilir.

Gezmeyi, yeni yeni insanlar ile tanışmayı, yeni bir şeyler hatta yeni bir kelime bir öz deyişi öğrenmeyi çok severim.

Bu işten büyük keyif alırım. Heyecanlanırım.

Ve bu tempoda her yeni bir şey öğrendiğim zaman da Rahmetli Enver Ören abinin kendime hayat felsefesi yaptığım sözlerinden birisi gelir.

Rahmetli derdi ki “KOVANINDAN ÇIKMAYAN ARI BAL YAPAMAZ”

Allah sağlık verdiği sürece aklımızı başımızdan almadıkça imkanlarımız ölçüsünde tempoya devam inşallah.

Geçen günlerde iki güzel insan ile kar soğuk don demeden yine Beyşehir, Huğlu, Üzümlü bölgesinde gölün sıfır noktasından karla kaplı zirvelere sabahın köründen gece yarısına kadar turladık.

Belki kimse burnumuzun dibindeki Beyşehir-Huğlu-Üzümlü insanının neler yaptığının farkında değil.

Farkında olanlarda işin nerelere gittiğini göremiyorlar.

Bölgede elektrik yokken ahırlardan bozma atölyelerde tüfek imal eden bölgenin zeki çalışkan insanları bugün dünya teknolojisini birebir takip ederek ürettiğini Dünya’nın en büyük pazarı olan Amerika’ya giren bu güzel yürekli insanlar kendilerini, kendi bölge insanlarını, Konya’yı değil Türkiye ile birlikte Savunma Sanayinde tarih yazıyorlar tarih.        

Mustafa Başçavuşun torunları hala o mütevazi Anadolu insanının tüm güzelliklerini taşıyarak Dünya silah sektörüne damgalarını nakış gibi işlemeye devam ediyorlar.

Bu dev markaların patron koltuğunda oturan ama gerektiğinde bir usta gibi tezgâhın başına geçebilen yetenekli insanları ile 1. Dünya Savaşından günümüze gelen yaşanmışlıkları dinlerken bu hikâyenin görünmeyen kahramanlarına her fırsatta şükranlarını sunuyorlardı.

Kimse yolu yokuşa sürmesin. 

Ankara siyasetinin o sisli havasında bu insanların en küçük bir bürokrasi çıkmasında, karşılaştıkları her siyasi eşikte tek alo dedikleri ya da kapılarını çaldıkları isim Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Sayın Mustafa Akış imiş.

Allah için Mustafa Bey de bu bölge insanının kendilerine alo demelerine fırsat vermeden eli ile yüreği ile işin içine giriyormuş.

Şimdi Cumhurbaşkanlığı deyince herkesin aklına siyaset gelmesin.

Bu toprak parçasında işçi olarak çalışan insanlarımızdan patronlarına kadar her insanın kendisine göre bir siyasi düşüncesi, fikri, duruşu ve oy attığı partisi var.

Ancak iş Beyşehir, Huğlu, Üzümlü, tüfekten bomba atara gelince herkes tek parti tek duruş oluyor.

İşte Ankara gibi geçit vermeyen kale duvarlarının arkasında da kendilerinin evladı Sayın Akış ile birlikte yürüyorlarmış.

……………..

Bölgede gezerken fabrikalarından, lokantalarına, kahvehanelerinden pazarcılarına kadar samimi, çalışkan insanları ile birebir dertleşirken bölgenin şehirlerarası yollarından, turizmine yani otel yatırımlarına, tarihi zenginliklerinden gölü ile iklimine çırpınan bir diğer isim ise Belediye Başkanı Sayın Adil Bayındır yine bölge insanın gönlünde taht kurmuş.

Adil Başkana oy veren vermeyen tüm Beyşehirliler Adil Başkan diyorlar başka da bir şey demiyorlar.

Nasıl söyleyeyim Adil Başkanın oluşturduğu Konyalının 100 yıldır hayali olan deniz özlemini rüyasını gerçeğe dönüştürdüğü Karaburun plajının yüz bine yakın insanımızı iki üç ayda ağırladığını biliyor muydunuz?

Peki ya plaja gelen on binlerce insanın su seviyesinden 2.500 metre yükseklikte Yaka manastırından ilçeye sokaklara dağılımını ekmekten şekere Beyşehir’e girişini ve bıraktığını parayı hayal edebiliyor musunuz?

Ne yalan söyleyeyim bu hafta ki bölge turumda iki isim Mustafa Akış ve Adil Bayındır isimleri çiftçisinden fabrikatörüne, esnafından işçisine herkesin ağzından düşürmediği ve dua ettiği isimlerdi.

Bizde bu iki dost isimle gurur duyduk.

Bizde bölge insanın dualarına katılıyoruz.

Allah yollarını açık etsin.

Tuttukları altın olsun.

……………….

ZİYA ALTUNYALDIZ ABD TİCARET BAKANLIĞINDA

İki üç gündür sosyal medyada vekilimiz Ziya Altunyaldız’ın Amerika Birleşik Devletleri’nde ki sosyal medya paylaşımlarını takip ediyorum.

Ziya Bey dün de Washington DC’de ki Ticaret ve Dışişleri Bakanlıklarındaki ziyaretlerinden kareler paylaşıyordu.

Bizim Konya basınında ya da Türk basınında bu ciddi gelişme pek haber konusu olmadı.  

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Ziya Bey ve beraberinde ki heyet

Washington ve New York'ta ticari diplomasi ve ikili ekonomik ilişkiler konusunda görüşmeler gerçekleştiriyorlar.

Buradan ekonomik olarak Türkiye’ye Amerikalı ve sadece Amerikalı değil Amerika’da bulunan Asyalı ve Avrupalı dev şirketler ile yapılacak görüşmelerin ardından çok büyük yatırımların bizim topraklara gelmesi için çalışıyorlar.

İnşallah ABD dönüşü yeni müjdeleri sizlerle paylaşırız inşallah

ESNAF ÇARESİZ, ÇARESİZDE ….

Beyşehir, Huğlu, Üzümlü, Washington, New York hattından sonra kendi küçük dünyamıza dönelim mi?

Malum Konya ve Konya’da yaşayanlar olarak Ramazan ayının havasına girdik.

Dün biraz bunun ucunu açıp ekmek, yumurtalı susamlı pide filan dedik.

Dedik ve kendimizce maksat da hasıl oldu zaten.

Normal Ramazan günlerinde Konya piyasasında zaten belirli gözle görülür bir canlılık yaşanırdı.

İftar sofralarının açılışını her aile kendi bütçesine göre az ya da çok peynirli, zeytinli, sucuklu, pastırmalı filan yapardı.

Bu sene merak ediyorum.

Gerçekten merak ediyorum.

Şöyle elimizle kaldırıp baktığımız zaman buradan arkasını rahatça görebildiğimiz incelikle ki pastırma dilimini bu sene yine 30 gün soframızda görebilecek miyiz?

Pastırmayı eline alabilen yatsın kalksın haline şükretsin.

Bizler için bizim pencereden bakıldığı zaman durum felaket.

Allah’tan korkarım ama bu sofralar biraz hayal gibime geliyor.

Hadi geçen korana falan deyip toplu iftar programları yoktu.

Peki bu sene ne olacak?

Bence bizleri büyüten büyüklerimiz yeni bir korona hikayesi bulup Ramazan’da toplu iftarlara bir çözüm bulmalı.

Toplu iftar verecek babayiğitlerin içi çok zor.

Bakın kendi küçük mütevazi aile soframızdan toplu iftarlara geçtim.

Konunun bizim cephemizden durumu cebi de yakıyor canımızı da.

Peki esnaf ne yapsın?

Esnaf elbette birkaç kuruş kar etmek zorunda.

Esnafın üreticinin giderini ortada.

Ama geçen yıldan bu yıla bir yüz, bira üçyüz katlanmayan ne kaldı?

Sizleri bilmem ama bizim evde geleneksel aile davetlerimiz için hatun programlar yapıyor.

Takvimi belirliyor.

Allah razı olsun ancak bu iş hep cebe dayanıyor.

Bu sene bana oruç tutmamak için “Sağlığı nedeni ile oruç tutmayabilir” diye rapor verebilecek bir doktorumuz var mı?

Şaka şaka şaka….

Kendimi bildim bileli oruç tutarım.

Belki de bu konuda en az eksiğim oruçtur. Buna inanıyorum.

Ama bu sene oruç beni çok kötü vuracak bunu da çok iyi biliyorum.

Candan vurmasa cep diye bir şey kalmayacak.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kıymet bilen insanlara zaafım var. Onlar incili kaftan. Gerisi ise yamalı fistan

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?     

Muhacir Pazarı Balık hali önündeki göbeğe girerken üç beş saniyeliğine ayağımızı gazdan çekmeyi başardığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.