O NESLİ ÖZLEMİŞİZ

Dün bizim için en güzel gelişmelerden ve durumlardan biriside BİR VALİNİN BİLİNMEYENLERİ başlığı ile yazdığımız yazıya olan dönüşlerde ki güzellik idi.

Allah var merhum Sayın Valimiz Atilla Arif Osmançelebioğlu’nun evladının notlarının bu kadar ilgi göreceğini ve insanlarımızın geçmişe doğruluk, helal haram, devlet konusunda bu kadar hassasiyet duyacaklarını ummuyordum.

Yazıya memnuniyet konusunda o kadar çok telefon o kadar çok mesaj aldım ki.

Vallahi şaşırdım.

Demek ki bizim insanımız hala temiz ve temizliği istiyor.

Bu vesile ile bir kez aha Merhum valimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

DÜĞÜN DERNEK PİLAV MESELESİ

Evet MECZUBUN BİRİSİ rumuzu ile yazan sıkı okurumuz çok hassas ve doğru bir konuya dikkat çekiyordu.

Okurumuz şöyle diyordu;

“Abi gözünü seviyim söyleyiver.

Eğer bu şehri yöneten biri varsa şu düğün dernek pilav işini yasaklasın.

Bakın aynı tabaktan yenmeye başladık.

Vakalar patladı hastaneler dolu.

İnsanlar ölüyor.

Değmez bir pilav için bir düğün için birileri üç beş kuruş kazanacakmış diye.

Allah rızası için yasaklayın.”

………….

Okurumuza katılmak ile birde kendimizin gerçeği var.

Bu millet için kapıyı aralığın an bu millet gövdesi ile o delikten geçer.

Büyüklerimiz artık her şeyi mubah saydı.

Özellikle turizm için.

Özellikle turistlerden gelecek döviz için her şey yasal ve mubah oluverdi.

…………

O yüzden MECZUBUN BİRİ de dahil olmak üzere hiç kimse “düğün dernek işi askıya alınsın.”

Yok efendim “Pilavlar kaldırılsın” demesin.

Ve böyle bir uygula beklemesin.

Düğünler kırıla gidecek.

Pilavların dökülecek.

Daha masadan bir pilav tabağı bamya tası kalkmadan diğeri gelecek.

Ve bizler 40 gün yemek yememiş gibi masalardaki tabaklara saldıracağız.

Biz buyuz.

İsterseniz.

………………….

DOKTORLAR HALA TEDİRGİN

Tabii işin doğrusunu söylemek gerekirse bizlerde düğünlere, derneklere, nişanlara, sünnetlere yetişmekte dahi zorlanıyoruz.

Hepsine yetişebiliyoruz dersek de yalan söyleriz.

Malum şimdi okullar açılıyor.

Ardından üniversiteler açılıyor.

Bu açılışlara gelmeden eğitim demişken bir kaç cümle ediverelim.

Pandemi sürecinde ana sınıflarından üniversite gençliğine uzaktan eğitim diye verdiğimizin eğitim olmadığını büyüklerimizde anladılar ve alıp kabul ettiler.

Bu bile büyük bir adımdır.

En fazlada bakanı yemiş olduk

Ne var ki bu bir buçuk yılda iki nesil gitti.

Eline kalem almayan silgiyi görmeyen yavrularımız bu yıl üçüncü sınıf öğrencisi olarak okullarına gidecekler.

Hiç okula gitmeyen bir nesil ise iki yıllık Meslek Yüksek Okulu diplomasını eline alarak iş arayışını sürdürüyor.

Birinci sınıf üniversite öğrencisi okula gitmeden bugün üçüncü sınıf, üç ve dördüncü sınıf öğrenciler ise mezun durumundalar.

YANİ BUNLAR BİZİM KAYIP NESİLLERİMİZ.

………….

Şimdi yeniden yüz yüze eğitime başlayacağız.

Evlerde yeni hazırlık dahası defter kitap çanta ardından ayakkabı giyim telaşı.

Lafın özün para hesabı.

Üniversite gençliği ise ayrı bir alem.

Belli bir kesim hala yüz yüze eğitimi istemiyor.

Niye?

Hastalık var.

Var evet salgın hemde çok kötü fena var.  

Ama okula gitmeyen bu gençlik, iki yıldır nereye gitmedi?

Nerede salgın var diye oraya burnunu sokmadı.

Yok arkadaşlar.

Son derece özgür idiniz ve her şeyi yaptınız.

Ve şimdi sıra geldi okula gitmeye.

Tıpış tıpış…

Mazeret yok.

Yatış güzeldi.

Okula gitmeden ödevi toplu yapıp sınıf geçmek daha da güzeldi.

Ancak bu rahat dönem bitti.

Aslında size böyle bir dönem hazırlayanlar size en büyük kötülüğü yapmış oldular.  

………..

Gelelim doktorlarımıza.

Hangi doktor ile konuşsak ekimde salgın nedeni ile eğitime ara verileceği görüşündeler.

Çünkü sağlık camiası dördüncü pikten tedirginler.

Biz her ne kadar aşınan kesim olarak yeni salgını nezle grip gibi geçireceğimize inansak da.

Aşı karşıtları yeni masallar hikayeler ile kendilerini kandırmak için uğraşsalar da.

Hekimlerimiz ısrarla, inatla sonbaharda yeni bir salgın bekliyorlar ve dolayısıyla da okulların tekrar kapanacağını iddia ediyorlar.

Biz her görüşe saygı duysak da korkulanların olmayacağına inanıp artık hızla normalleşme yönünde tedbirlerle hayatımıza devam edeceğimiz kanısındayız.

Sonbaharı da bekleyip inşallah hep birlikte yaşayacağız.   

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Soru soran o anda aptal sayılır. Ama sormayan ömür boyu aptal kalır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Trafik ışıklarında sarı yandığı zaman hemen kornaya basmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.