ODALARIN AÇIKLAMASI VE “ ŞÜYUU VUKUUNDAN BETER”

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükçü ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik ortak bir açıklama ile dedikodular karşısında sert bir çıkış yaptılar.

Açıklamanın konusu konkordato. Geride bıraktığımız Ağustos’tan beri süren bir furya var, ticari  piyasalarla ilgili. Buna bağlı olarak bazı firmalmar batırılıyor, bazılarına konkordato çektiriliyor, bazıları da kaçıp gidiyor. İki buçuk aydır piyasa denilince,ekonomi konuşulunca,işler nasıl denilince batanlardan, kaçanlardan söz ediliyor. Nasıl bir merak bu anlaşılacak gibi değil. Böyle bir durum meydana gelse, kimin eline ne geçecek, kim ne kazanacak?

Konya’da bulunan en prestijli firmalar, ulusal ve uluslararası üne sahip firmalar, kayda değer ithalat,ihracat yapan bazı firmalar  dedikodudan nasibini aldı. Batırdılar,kaçırdılar,konkordato çektirdiler. Yanlış ki ne yanlış, ayıp ki ne ayıp. O firmaların şahsında, aslında Konya’yı batırmaya çalıştıklarının farkında bile değiller. Allah aşkına firmaların zora girmesi söz sahiplerine ne yarar sağlayacak? Böyle bir durumda herkes, ülke zarar görmeyecek mi?

Şehir milliyetçiliği denilen bir değer var. Söze gelince en baba  şehir milliyetçisi olanlar dedikodular karşısında neden suspus oluyor? Onlardan bazıları da neden dedikoduya ortak oluyor?Dedikodular karşısında neden bir araya gelemiyor ve ortak tepki veremiyoruz? Birisinin  batması,konkordato çekmesi şehrin batması ve zarar görmesi anlamına gelmiyor mu? Gelmiyorsa, gelmeli. Ekonomide şehir milliyetçiliği böyle bir şey işte.

Fikir babalığını Konya  Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk’ün yaptığından emin olduğumuz ve deklerasyon  gibi bir açıklamaya imza attı, iş dünyasının temsilcileri. Bu, iş dünyası adına “yeter” demekti. “Durun, dedikodu yapmayın artık” demekti.Bir adım da ileri giderek dediler ki “Konkordato konusunu sürekli gündemde tutarak, firmalarımızın hedef alınmasını Konyamıza ihanet olarak görmekteyiz .Bu durum  yirmi beş bin firmamızın emeğini hiçe saymaktır.” Oldu mu? Oldu. Taş gibi, beton gibi bir açıklama. Üstelik biraz gecikmiş bir açıklama.

Konya Ticaret OdasıBaşkanı Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükçü ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik imzalı açıklamada değinilen başka hususlara da bakalım.Firmaların itibarlarının zedelendiğinden söz ediliyor “Konyalı firmaların itibarını zedeleyen, ticari hayatlarını zora sokanlara karşı yasal haklar kullanılacaktır.”

Açıklamada bazı kişi veya kişiler tarafından listelerin yayınlandığından söz ediliyor.”Yirmibeş bin firmaya sahip olan Konya’da bugüne kadar konkordato ilan  eden firma sayısının sadece ondokuz firma” olduğunun altı çizildikten sonra “Asılsız söylentiler karşısında bu  son uyarımızdır. Her türlü hukuki hakkımızı kullanacağımızı açıkca ifade etmekteyiz” deniliyor.

Gerçekten anlaşılması güç ve garip bir durum. Ahlaki anlayış ve değerlerle bağdaşmayan bir durum. Hazreti Mevlana “insanların kusurunu,örtmede gece gibi karanlık ol” diyor. Bir çok dini öğreti dedikodu yapmanın günah olduğunu söylüyor ve  insanlara öğretiyor. Fakat gene de dedikodu  illetinden kurtulamıyor bir kısım insanlar.

Üç oda başkanı kafa kafaya vererek maksatlı söylentilerin önüne geçmek amacıyla sert bir açıklamaya imza attı. Umulur ki, bu iş burada bitsin. Bırakalım herkes işini yapsın. Eminiz ki konuşanlar varsayım üzerinden hareket ediyor. Somut bilgi, belge yok ellerinde. Gerçek şu ki: TürkiyeAğustos’da büyük bir krizle karşılaştı ve o krizi en az zayiatla atlattı. Dilekler, temenniler bir daha o günlerin geri gelmemesi üzerine olmalı.

“Şüyuu vukuundan beter” Bunu bilelim, hiç değilse.