“OY VERİRSEM NAMERDİM”

Dün Türkiye’de değil ama Konya’mızda bize özgü güzel adetlerimizden şivlilik hareketi vardı.

Çocuklarımız kar, çamur, su, don demeden bazen büyükleri ile bazen de arkadaşları ile bu tarifsiz mutluluğu yaşadılar.

(Bu arada çocuk değil yaşları oldukça büyük olduğu ve gruplar halinde dolaşan bunları da bazı büyüklerin yönettikleri kalabalıklardan da şikayetler vardı)

O zaman bizde günümüze yerel konularımızla başlayalım.

Sayın Cumhurbaşkanımızın enflasyonun düşürülmesi için verdiği talimat ve enflasyonun düşeceği o güzel günlerin yeniden geleceği zamanı açıklamasının ardından dün şehrin pek çok noktasında gördük ki maliye uzmanları başta gıda ve ziraat olmak üzere bütün mekanlarda idiler.

Zaten gözlerinin içi güneş gibi ışıldayan(!) Sayın Maliye Bakanımız Nebati Beyde biz bu satırları yazarken bir açıklama yapıyor ve enflasyonun Nisan ayında yüzde 50 nin altında bir zirve göreceğini söylüyordu.

Gördüğüm ve anlayabildiğim kadarı ile gruplar halinde fiyat kontrolünden geliş ve satış faturalarına kadar muhasebeyi didik didik eden maliye uzmanları herhalde bu Türkiye’de bu uygulamaya girmişlerdi.

Çünkü biz bu sektörde gittiğimiz en ücra fabrikalarda, ofislerde maliyecilerle karşılaşıyorduk.

Allah bu hesap kitap işinde üretene de satana da denetleyene de güç kuvvet versin.

Bu nasıl bir sarmalmış anlayabilmiş değilim.

Bizim tanıdığımız bildiğimiz Sayın Cumhurbaşkanı ne yapar yapar bir şeyler eder ve dediğini yapar.

Sayın Nebati’nin hiçbir dediğine inanmasam da Cumhurbaşkanımız enflasyon düşecek dediyse düşecek. 

Arkadaşlar dün sabah yine konuşuyorlardı peynirin fiyatı “bu olmuş” diye. Söyledikleri rakamı hatırlamıyorum. Hangi peyniri kastettiklerini de sormadım.

Benim bildiğim ve yaşadığım bugün için de anlayamadığım tek bir şey var.

Benzine her gün sabah akşam zam yapılırsa.

Mazot benim neyim eksik? Diyerek o da bu dokunuşlardan nasibini alıyorsa.

Elektrik böyle zamlanmış ise.

Üretimde girdiler yüzde bilmem kaç yüz artıyor ise.

Bu zıkkım enflasyon.

Bu şerefsiz alçak hain fiyatlar nasıl düşecek?

Zaten kur yükselirken o yükselin kurdan olduğuna hiç inanmamıştım.

O yükseliş bizim açık gözlerin Hacivat karagöz oyunu(!) idi

Öyle de oldu.

Hacivat Karagöz’ü karanlıkta öptü.

Işık yandı olan bize oldu.

Öpülmüşlüğümüzle kaldık.

………….

Benim gibi bu işlerden hiç mi hiç anlamayan.

Kafası da basmayan biri dahi olsa.

Bütün bu üretim gıda yani zaruri ihtiyaç maddeleri bir yerlerden taşınarak bakkallara marketlere geliyor değil mi?

Peki bunu getiren üreten insanların alet edevatları bizim gibi zeytin ekmek bulgur pilavı ile çalışmıyorlar değil mi?

Bunu gerçekleştirebilmek için benzin mazot elektrik kullanılacak.

Bunların fiyatları düşmeden alacaklarımızın fiyatları nasıl düşecek?

Bu konuda kimse bana bir şeyi anlatıp inandıramaz.

Sadece reisin sözünü kafama kazıdım.

Sağ ve sağlıklı olursak onu bekliyorum.

O zamanda olmaz ise Reis yıktın, yaktın beni diye de yazarız.

GÖREN GÖRÜYOR İŞTE

Bir duyarlı okurumuz dün sabah bizimle şu samimi duygularını paylaşıyordu.

“AYNI HASSASİYETİ MİLLİ DEĞERLERİMİZE DE GÖSTERİN”

SA. Uğur abi Hayırlı günler.

Öncelikle Regaib Kandiliniz mübarek olsun.

Ne zamandır sizinle paylaşmak istediğim aklımın köşesinde duran bir konu var.

Yerel basına baktığımızda birçok sivil toplum kuruluşu ve işletmeler verdikleri ilanlarla Kandili kutluyorlar. Eyvallah başımızın üstüne, hiçbir sözümüz yok.

Ancak manevi değerlerimizin yanında aynı hassasiyeti milli şahsiyetlerimiz ve değerlerimiz içinde göstermelerini bir Türk vatandaşı olarak beklerim.

Doğrusu bunlar bana hiç samimi gelmiyorlar.

Yaşadığımız bu topraklar kolay kazanılmadı.

İnsan nankör olmamalı.

Karakteri menfaatlerine göre şekillenmemeli.

Hürmet ve saygılarımla.”

…………

Hadi gelin şimdi bunu yazmayın.

GİZLİ BUZLANMA ÇARPIYOR

Kaldırımlar yollar gündüz vıcık vıcık iken, sabah ve akşam saatlerinde incecik bir buz tabakası oluyor ve eğer dikkatli olmaz isek adamın ayağını yerden kesiyor, araçların yoldan çıkmasına neden oluyor.

İşte bu hafta içerisinde Aksaray yolunda Organize sanayiine giderken o müthiş mühendislik zekası ile ortaya çıkartılmış şaheser niteliğindeki göbeğimizde yine kontrolden çıkmış bu aracın fotoğrafını çekmeye çalışırken yapanlara da dualarımı iletiyordum.

OY VERİRSEM !!!!

Dün sabah önce sözlü ardından da yazılı olarak aldığım bir öfke mesajı da vardı.

40 yıl öncesinde MHP li olarak bildiğim son 20 yılda ise yine beni her gördüğünde parmakları ile Bozkurt işareti yapsa da Reise toz kondurmayan bir abim dün sabah arada.

Selam sabahtan sonra hatırımı sordu;

“Uğur Abi nasılsın?”

Ben de sandım ki abimiz bu işlerde çok hassas olduğu için üç aylar vesilesi ile arıyor ve hatırımızı soruyor. Bizde kendisine “Sağ ol abicim çok şükür. Çok iyiyim. Siz nasılsınız?” deyince abimizin ses tonu yükseldi ve;

“Ben hiç iyi değilim Uğur abi.

 Yerel seçimlerde AK Partiye de MHP ye de oy verirsem namerdim. Evdekilere de verdirmeyeceğim”

Abimin dağlı dik ve inat olduğunu bildiğim için ben hala kendisinin bizimle sabah sabah kafa bulduğunu zarf atarak beni deşmek istediğini sanıyordum.

Karşılık verdim;

“Hayırdır abi seçim pusulasında AK parti ile MHP tek bölümde mi olacak. İkisine birden mi mührü vuracaksın?” deyince abim daha da hiddetlendi.

“Uğur abi sabahın köründe benimle dalga geçme. 4 gündür evimde su yok. Geçen hafta saat patlamış. Yaptırdık. Not aldırdık. Tamam dediler. Araya sokmadığımız adam kalmadı 4 gündür evimde su yok. Oy verenin …..”

………………

Abimin kızgınlığını ciddi olduğunu anlayınca hemen evinin adresini not aldım ve kibarca telefonu kapattım.

Ondan sonra ne mi yaptım?.

Uğur İbrahim Altay Başkan bizi af etsin, kulakları çınlasın eski Genel Müdür Ercan Uslu abimiz, şimdiki Genel Müdürümüz Sayın Ahmet Demir Bey beni af etsin.

Ama KOSKİ benim için sıfırı tüketmiş abonesini kandıran dahası bir su saatinden aynı ay içerisinde iki defa parayı tahsil eden. Hem de bu uygulamayı aylarca yapan bir resmi kurumdur.   

(Bu kötü iddia belgelidir. Ve yetkililerin elindedir. Muhatabı da benimdir)

Yine Tahir Akyürek Bey zamanında defalarca Büyükşehir’in en ciddi ve titiz kurumunun KOSKİ olduğunu yazmıştım.

Yanılmışım.

Hata yapmışım.

Özür dilerim.

Bu yasalmış gibi görünen ya da bir hata imiş gibi olan ama asla yasal ve helal olmayan akla hayale gelmeyecek uygulamayla ağzımın payını aldıktan sonra ben KOSKİ için bir daha kalem oynatmam. 

Bu abimiz içinde dün parmağımı oynatmadım.

Çünkü KOSKİ benim için çoktan bitmişti.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Empati yapmayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.