ÖZKAN SÜMER’Lİ SAFFET SANCAKLI GÜNLERDEN BUGÜNE KONYASPOR (!)

Dün sabah güne başlarken Uğur İbrahim Altay ile Fatih Özgökçen’in stadyumun zemini ile ilgili fotoğraf ve açıklamaları düşünce yeniden Konyaspor’a takıldım.

Epey bir eskilere gittim.

Ama dün bugünümüze değil yarınımıza imza atıyordu çünkü.

70 li yılların sonunda başlayan gazetecilik maceramda sabahtan öğlene Spor Müdürüm rahmetli Galip Yenikaynak ile spor muhabiri, öğlenden akşama kadar da rahmetli Yazı İşleri Müdürüm İbrahim Sur ile de adliye polis hastane muhabirliği olmak üzere her tarafa koşarak başlamıştım.

Teknolojinin T sinin olmadığı yıllarda fotoğrafı gazeteye basabilmek için klişelerin yapıldığı dönemlerde (O günlerde ki unutamadığım klişeci NAZAR klişe idi. Burada yediğim fırçaları hiç unutamam) rahmetli Galip abi ile haftada bir gün Çarşamba günleri 8 sayfa SÜPER SPOR eki verirdik.

Neyse geçen günlerde elime Hasan Al’ın yazdığı ÖZKAN SÜMER kitabı ulaştı.  

Bu kitabın ulamasını sağlayan Genel Müdürümüz Saylın Mehmet Baykan Beye huzurlarınızda kendisine bir kez daha teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.

Yazarın tek satırına dokunmadan kitaptan KONYASPOR bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum  

ENKAZA DÖNMÜŞ KONYA’DAN ŞAMPİYON YARATTI…

Konyaspor hazırlık maçında hezimete uğrayınca gazeteci Galip Yenikaynak tarihe geçen manşeti attı: ‘’Sümerbank bire 10 veriyor.’’

1988 yılında bir gün, şehir kulübünde otururken Konya’da öğretmenlik yapan bir Maçkalı zar zor ulaşmıştı kendisine. Konyasporlu yöneticilerin görüşme isteğini iletmişti. Telefonda epeyce sohbet ettiler. İnanılmaz derecede bastırıyorlardı. Ancak Sümer, çalışmamakta kararlıydı. Trabzon’a gelmek istiyoruz dediler. Sümer de ‘’yemek yemeye gelebilirsiniz.’’ Dedi.

Konyasporlu yöneticiler buna rağmen Trabzon’a geldiler. Sümer de aldı onları Maçka’ya çıktı. Bütün ısrarlara rağmen çalışmayı kabul etmiyordu. Ancak adamlar o kadar ısrar ediyorlardı ki adeta Özkan Sümer’e ‘’seni almadan Trabzon’dan gitmeyeceğiz.’’ Mesajı veriyorlardı.

Tabii ortada Konyaspor diye bir takım yok.

Ligin son maçında süper lige çıkamayınca taraftar sahaya girmiş, her şeyi kırıp dökmüştü. TFF disiplin kurulu 1 yıl saha kapama cezası vermişti. Oyuncuların büyük çoğunluğu kenti terk etmişti. Sümer yöneticilere ‘’ Bu kadar ısrar ettiğinize göre kariyerimi bitirmekte kararlısınız.’’ dedi. 

Teklif ettikleri para çok büyüktü. Trabzonspor ve Galatasaray’da çalıştığı paralar Konya’nın teklif ettiği meblağ karşısında para değildi. Milli takımda zaten amme hizmeti görmüştü. Sonunda ikna etmeyi başardılar.

Sümer, bir hafta önceden Sadi Tekelioğlu’nu durum tespiti yapmak üzere Konya’ya gönderdi Tekelioğlu gördüğü manzara karşısında şoka girmişti.

İletişim kurmak zordu. Belediye başkanının yanında Sümer’i aradı 5-6 oyuncu olduğunu, malzeme dahi olmadığını bildirmişti. ’hocam sakın gelme rezil olursun.’’ Demek istiyordu.

Belediye başkanının yanında diyemedi akşam kulüpten tekrar aradı ve durumu anlattı. Sümer’in cevabı kısa ve netti: ‘’ söz verdik yapacak başka bir şey yok.’’

Bir hafta sonra geldi hızlı bir şekilde transfer çalışmalarına başladı.

Zaman çok dar...

Lig yaklaşıyor.

Sahaya çıkacak 11 henüz tamamlanamamış. Yöneticiler Bekir’in transferi için Antalya’ya hazırlık maçı sözü vermişler. Normalde maçın iptal olması gerekir. Ancak eldeki oyuncuları görme ve verilen sözün tutulması için maç iptal edilmedi. Ayağının tozuyla Antalya’ya hareket etti. Tabii sonuç hezimet: Konyaspor 1, Antalya 10. Konya’nın önde gelen yerel gazetecilerinden Galip Yenikaynak tarihe geçecek manşeti atmak için fırsatı kaçırmadı: ‘’SÜMERBANK 1’E 10 VERİYOR.’’

Sümer daha çalışmaya başlamadan ilk büyük darbeyi almıştı.

Maç sonu gazetecinin’ ’paniğe gerek yok daha çalışmaya yeni başladınız.’’ Sözleri üzerine Sümer’in ‘’paniğe gerek var.’’ Cevabı gazetecilerde büyük şaşkınlık yaratmıştı.

Sümer transfer için kolları sıvadı. Suat, Cemal, Hayrettin ve Celalettin’i kadroya dahil etti. Dönemin en güçlü siyasetçilerinden Mehmet keçeciler ’in devreye girmesi ve Özkan Sümer’in TFF başkanı Ali Uras’la görüşmesi sonucu 1 yıllık saha kapama cezası düşürüldü. Ankara’da Bakırköy galibiyeti ile de yükselişe başladı.

EDİRNE’DE SEDYE ÜZERİNDE YATARAK TAKIMI YÖNETTİ…

Konyaspor için önemli virajlardan biri Edirne deplasmanıydı. Edirne metin tükenmez yönetiminde çok başarılı maçlar ortaya koyuyordu. Liderle arasında 13 puan fark olan Konyaspor, bu deplasmandan beraberlikle ayrılması durumda şampiyonluk yarışından kopacaktı. Özkan Sümer o sıralar ağır bir bel fıtığı rahatsızlığı çekiyordu.

Doktor kesinlikle ayağa kalkmaması yönünde rapor vermişti. Ancak Sümer bu uyarıyı dikkate almadı sedyeyle stada geldi. Maçı kulübede sedye üzerinde sırt üstü yatarak yönetti. Genç oyunculardan kurulu Edirne spor girdiği birçok pozisyondan yararlanamadı. Deneyimli oyunculardan kurulu Konyaspor karşılaşmayı 2-0 kazanarak şampiyonluk umutlarını devam ettirdi.

Özkan Sümer kendisini çok iyi tanıyordu. Yapı gereği çalışmasının zorluklarını biliyordu işini çok sevmesi ve asla taviz vermemesi ister istemez çalıştığı kulüplerde sorun yaşamasına neden oluyordu. Konya çalışma şartlarının en zor olduğu yerlerden biriydi.

Sezonu tamamlaması belki de kendi becerisinden değil. Konyalı yöneticilerin Sümer’e sabır gösterebilme esnekliğinden kaynaklanmıştı.

KONYA BELEDİYE BAŞKANI AHMET ÖKSÜZ’ÜN

KONYASPOR’A ÇOK BÜYÜK KATKILARI OLMUŞTU.

İstanbul Karagümrük galibiyetinden sonra oyuncular belediye başkanına giderek Özkan Sümer’den izin almasını talep ettiler. Tabii Öksüz’ün oyuncuların kendisini kullandığının farkında değildi. İyi niyetiyle durumu Sümer’e iletti. Sümer ‘’ ben sizin işinize karışıyor muyum?’’ cevabı biraz sert olmuştu. Ancak Öksüzoğlu konuyu büyütmedi. Bu da olası bir krizi önledi…

Şeb-i Arus törenlerinde protokol, yerini almıştı. Devlet erkanı Konya’ya akmıştı. Etkinliğe Özkan Sümer’de davetliydi bası örtülü bir kadın yerine geçmek isterken dönemin ünlü kültür bakanlarından Agah Oktay Güner’e çarptı. Bakan kadını fena halde azarlayınca Sümer ayağa kalkıp ‘’ insanları değerli kılan makamları değil insanlığıdır.’’ Deyince protokole bir süre derin bir sessizlik hâkim oldu. Bakan, Sümer’in çıkışına tek bir laf etmedi.

TÜRKİYE SPOR BİLİMLERİ DERNEĞİNİN

KURULUŞ ÇALIŞMALARINA

ÖZKAN SÜMER’İ DE DAVET ETTİM…

Özkan Sümer’le ikinci görüşmemiz Konyaspor teknik direktörü olduğu dönemde gerçekleşti. Anadoluhisarı Spor Akademisi’nde okuyorum. Türkiye Spor Bilimleri Derneği’nin kurulması için bir çalışma başlattım. Amacım bilimsel düşüncesin spora hâkim olmasını sağlamak bu konuda dönemin Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem. Güneş Federasyonu Başkanı Tevfik Yalçın İpbüken , Eczacıbaşı voleybol takımı antrenörü cengiz göllü, Futbol Federasyonu Eğitim Dairesi Başkanı Tevfik Eroğlu , Fenerbahçe Teknik Direktörü Yılmaz Yücetürk, Anadoluhisarı Spor Akademi’sinde Öğretim Görevlisi Metin Tükenmez ve Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç olmak üzere dönemin bütün önemli spor adamlarını bir araya getirdim.

Oluşan komisyonda çok genç bir insan olarak uzun süre çalıştım.

Eczacıbaşı’nın ev sahipliğini yaptığı toplantıya altyapı konusunda çok önemli çalışmalar yapan Özkan Sümer’i davet etmek istiyordum. Konyaspor Aksaray’da ki nazar Otel’de kamptaydı. İlk görüşmenin verdiği cesaretle kampa gittim. Yarın şampiyonluk yolunda çok önemli Karagümrük maçına çıkacak olmasına rağmen görüşmeyi kısa kesmedi. Saatlerce sohbet ettik. Bilgiye bilimsel düşünceye inanılmaz meraklıydı. Dostluğumuz yoğun olarak bu görüşmeden sonra başladı…

KONYA’YA MEVLÂNA YARAMADI,

HAZRETİ ÖZKAN SÜMER NASIL YARANSIN…(!)

Şampiyonluk sonrası Konyaspor yönetim kurulu İstanbul Spor Yazarlığı Derneği’nde Özkan Sümer adına bir veda yemeği düzenledi.

Ordu’da polisler Özkan Sümer’i darp ettiğinde ordu valisi olan Necati Çetinkaya, o yemekte Konya Valisi olarak yerini aldı.

Sümer yaptığı konuşmayla yemeğe yine damgasını vurdu.

‘’Konya’ya Mevlâna yaranamadı, Hazreti Özkan Sümer nasıl yaransın?’’

Yemekte çiçeği burnunda bir spor akademisi öğrencisi olarak Özken Sümer’in yanında oturuyordum. Yıl boyu bazı maçları izlemiş, ankesörlü telefondan yazdığım raporları Sadi Tekelioğlu’na aktarmıştım.

Özkan Sümer’den:

‘’KAZANANLARI KAYBEDENLERDEN AYIRAN İKİ DEĞER VARDIR:

FARKINDALIK VE ASLA PES ETMEMEK.’’

‘’Kısa sürede size başarı vadeden hiç kimsenin sizi baştan çıkarmasına izin vermeyin.’’

‘’Başarılı bir işin dört bileşeni vardır: doğru bilgi, doğru insan, doğru imkân ve doğru zaman.’’

‘’Bilgili insan doğruları bilen insandır. Başarılı insan üretici bir değer ortaya koyan insandır. Büyük insan, fark edilir bir fark yaratan insandır.’’

‘’Bilin göreceksiniz, arayın bulacaksınız, çalışın başaracaksınız, sevin yaşatacaksınız.’’

‘’Başarma gücünüzün farkına vardığınızda kim olduğunuzu öğrendiniz demek.’’

‘’Sizlere başarının kesin yolunu gösteremem ama başarısızlığın yollarını şaşmaz biçimde tanımanızı sağlayabilirim: sevgisizlik, güvensizlik, kararsızlık ve yalnızlık.’’

…………………..

Şimdi bir de Saffet Sancaklı’nında futbolu bıraktıktan sonra dönemin KOMBASSAN Holding Yönetim Kurulu Başkanı rahmetli Haşim Bayram hoca ve o gün için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın telefon ricası ile nasıl yeniden Konyaspor’da futbola dönüşünü de sizlerle paylaşacağım.

…………

İyi tatiller.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Haddini bilmek kendini bilmektir. Bütün mesele bu işte

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İstanbul yolunda hız limitlerine uyarken belirtilen hızda ilerlemeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.