RAMAZAN VE KUR'AN

On bir ayın sultanı mübarek ramazan-ı şerif ayına elhamdülillah erişmiş bulunmaktayız. Ramazanınızı tebrik ederim.

Ramazan Kur'an ayıdır. Allah Teala, Kur’an-ı Kerim'de Ramazan'ın faziletini şöyle bildirmiştir:

"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an indirildiği aydır."(Bakara, 2/185).

Bu ayet-i kerime, ramazanı diğer kamerî aylardan üstün kılan özelliklerin başında insanlık için bir hidâyet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmesi ve inmeye başlaması olduğunu bildiriyor.

"Doğrusu bu Kur’an, en doğru yola hidâyet eden ve yararlı işler yapan mü’minlere büyük ecir olduğunu, ahirette inanmayanlara yakıcı azap hazırladığımızı müjdeler ."(İsrâ, 17/9).

Kur’an’ı okumaktan asıl maksat manasını öğrenip onu hayata geçirmek olmakla beraber ayrıca onu yüzünden ve ezbere özellikle namazda okumanın da sevap olduğunda şüphe yoktur.

Hz. Peygamber (sav), Kur’an okuyup onunla amel edenlerin gıpta edilecek kimseler olduğunu, okunan Kur’an’ın her harfine karşılık on sevap verileceğini, okuyanlar için Kur’an’ın dünyada huzur kaynağı, âhirette de şefaatçi olacağını bildirmiştir.

Sevgili Peygamberimiz (sav) Kur'an okumanın, öğrenmenin ve öğretmenin mükafatı hakkında sahih hadislerinde şöyle buyurmuştur:

"Bir kimsenin Kur’an’dan bir harf okuması bir hasenedir. Her haseneye de on sevap vardır. Ben size "Elif Lâm Mîm" bir harftir demiyorum. Belki "Elif başlı başına bir harftir, "Lâm" bir harftir, "Mîm" bir harftir." (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 17, 20; Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 243, 266, 268).

"Kur’an-ı Kerim’den bir harf okuyana on sevap verildiğine göre "Elif Lâm Mîm" diyen kimse üç harf okumuş olacağı için otuz sevabı var demektir.

"Kur'an'ı okuyunuz. Çünkü Kur'an kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir." (Tirmizî, “Ḳırâʾât”, 12; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 14)

“Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.” (Buhârî, Tevhîd 52; Müslim, Müsâfirîn 243).

“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 21).

 “Her zaman Kur’an okuyan kimseye şöyle denecektir: Oku ve yüksel, dünyada tertîl ile okuduğun gibi burada da tertîl ile oku. Şüphesiz senin merteben, okuduğun âyetin son noktasındadır.”(Ebû Dâvûd, Vitr 20; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 18).

 “Yalnız şu iki kişiye gıpta edilmelidir:Biri, Allah’ın kendisine verdiği Kur’ân ile gece gündüz meşgul olan kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği malı gece gündüz harcayan kimse.” (Buhârî, Temennî 5, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 266, 267).

Hz. Peygamber ile Cebrâil’in, her yılın ramazan ayında o zamana kadar nâzil olan âyet ve sûreleri birbirlerine okuyarak mukabele ettikleri ve bir anlamda hatim indirdikleri bilinmektedir (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 7). Bu bakımdan Ramazan ayında mukabele ve hatim sünnettir.

O halde bu mübarek ramazan ayının değerini ve kıymetini bilelim. Ramazan'ın Kur'an ayı olduğu bilinciyle yüce kitabımızı yüzünden, ezbere, meal ve tefsiriyle okumaya daha fazla gayret edelim. Mukabele ve hatimleri takip etmeye çalışalım. Allah hepimizin oruçlarını, namazlarını, zekat ve sadakalarını, Kur'an tilavetlerini, hatimlerini ve bütün ibadetlerini kabul eylesin.