RESMİ GÖREMEMEK
06 Şubat 2023, Pazartesi 00:00Olsun dedik bu yazımızın başlığı. Malumunuz artık geriye sayım başladı ve Türkiye sadece kendisini değil dünyanında merakla hatta dört gözle beklediği bir seçim atmosferine girdi. İktidar ve muhalefet kanatları ülkemizin değişik yörelerinde ziyaret ve mitinglere başladılar bile. İktidarın adayı belli, muhalefet henüz bir isim üzerinde netleşemedi. Kendi içlerinde bir çekişme bir hesaplaşma yaşadıkları vaki. Bilmem toplasan kaç saattir yekünen bir araya seyrü sefer ettiler lakin aralarında uzlaşacakları bir adayı belirleyemediler. Masanın iki büyük ortağı kendilerini referans olarak sunarken küçük enişteler olası bir birleşimde aynı Bosna hersek cumhuriyetinde olduğu gibi eşit şartlarda aldıkları taban oy oranına bakılmaksızın kendilerine pay istiyorlar. Velhasıl fulü manzara daha ne kadar sürer bilemiyorum lakin dışardan da bu konuda kendilerine dikte edilenler olduğu ihtimalinide göz ardı etmemek gerek.
Şimdi küresel ekonomik sıkıntıların Türkiye üzerindeki yansımalarını bahane ederek işi patates soğan ve saman hesabıyla halletmeyi düşünen ne olur bir kerede beni deneyin anlayış ve zihniyetiyle sözde herkesi kucaklamaya çalışan merhamet vurgusu yapan ve yaptıkları billboard paylaşımları ile halkın ruhuna sirayet etmeye çalışan hatta her yolu iktidara gelebilmek adına mübah gören bir muhalefet yüklenmesi var ortada.
Cumhur ittifakı karşısında millet ittifakı adıyla bir araya getirilen ve bir masada buluşturulanların tek gayeleri, bu ülkede son yirmi yılda ortaya konulan gelişmeleri görmezden gelerek küresel bunalımın her ülkeye açtığı yarayı kaşıyarak işi mutfak kaygısına indirgeyip bunun üzerinden iktidar olmaya çalışmak diye düşünmekteler. Bunların daha önce ayrı politik kulvarlarda farklı görüş ve düşünceleri serdettikleri bilinirken bugün olağan bir hal ile bir masaya sığdırılmaları belli ki zorlama bir birleşimden başka bir şey değildir. Bilhassa hırs ve nefret aşkı ile çekememezlik ve kıskançlık krizleri ile Sayın Erdoğan düşmanlığında yolları birleştirilmiş, kesiştirilmiş olmalarına rağmen yarın farklı menfaat ve başka gerekçelerle bu yol trafiğinden ayrılıp başka yönlere kaymayacakları ne malum? Yani oluşumlarını yine kendi menfaatleri için başka başka durumlarda sonlandırmalarıda bu bir araya gelişlerine göre düşünülünce yine bir ihtimal olarak karşımızda duruyor.
Evvele şöyle bir tespitte bulunmak gerekir. Türkiye bugüne kadar yani Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmeden önce uygulanan parlamenter sistemde o kadar çok krizler yaşamıştır ki bunların demokrasi tarihi içerisinde yer tarih ve yılları bellidir. Güçsüz iktidarların hükümet kuran ve yıkan gazete patronlarının ve milletin parasını iç eden holdinglerin hatta bende vergi kaçırdım diyen Cavit Çağlar gibi devlet bakanlığı yapmış kişilerin, Kubilay Uygun gibi her gün parti değiştiren milletvekillerinin hatta meclis üstünde güç devşiren MGK toplantılarının Ülkenin başbakanına küfür eden Ordu mensuplarının ve hazinenin yetmiş sente muhtaç edildiği günlerin mazot gübre tüp ampul sana yağı kuyruğunda ve banka önlerinde bekleyip perişan olan emekli dul ve yetimlerin çilesine şahit olmuştur.
Şimdi eski günleri hatırlatan hatta dönmek isteyen ve yeniden parlamenter sistem uygulamasını getirmeyi vadeden bir altılı masanın geçmişte yaşananlardan ders almaması ve geleceğin ufkunu basiretini görememesi ne büyük bir acı değil mi? Taşeron bir anlayışla sırf inat ve kindarlıkla besledikleri nefret türkülerini böyle dillendirmeleri ve bugüne kadar yapılan tüm kazanımları yok sayarak hareket etmeleri kimin işine yarayacaktır. Bunlar Türkiye’yi talan etmek, yeniden eski kara günlerine döndürmek ve kutuplaştırarak dış düşmanların ekmeğine yağ sürmekten gayrı ne işe yarar?
Meseleyi sadece patates soğan ve saman üzerinden yürütmek mutfakla insanları vurmaya ve bundan menfaat kotarmaya çalışmak dünyadaki güç dengesinde yaşanananları görmezden gelmek hatta Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşı yok saymak gibi bir şeydir. Faydalı ve güzel gelişmeleri, yatırımları, markalaşmaya dönüşen ve gıpta edilen bayraktar Tb2 ve diğerlerini, ülkeler nezdindeki prestijini yok saymak sadece bağnazlıktır, yapılan yatırımların bugün meyvelerini vermeye başlaması denizlerde ve karada doğal kaynaklarda olumlu adımların atılması bilhassa halkın mutfak yükünün iyileştirilmesi eyt vs bunları görmezden gelmek birikmiş bir kinin yansımasıdır ki zaten dillerindeki zehri her gün ekranlardan ikram etmektedirler.
Halkımızın sağduyu ve basiretiyle büyük gerçeği ve yaşananların büyük resmini göreceğinden bende sağduyu sahibi biri olarak adım gibi eminim ve İnşallah karanlık ittifaklar amacına erişemeyecektir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.