SAĞLIK BAKANININ ÇIRPINIŞLARI
27 Temmuz 2020, Pazartesi 08:50Korona insan sağlığı için büyük tehdit olma özelliğini sürdürüyor.
Tehdit geçmiş değil.
Herkesin bildiği bu gerçeğe rağmen, koronanın ülke gündeminin alt sıralarına düşürülme çabaları da gözlerden kaçmıyor.
Ülke gündemine farklı niyetlerle farklı vakaların getirilmesi korona tehdidini ortadan kaldırmıyor.
Bakınız ülke genelinde vaka sayısı 1000’in altına zorlamalarla düşürüldü.
Düşürüldü ama bu sayının ne kadar gerçek olduğuna inanların sayısı fazla değil.
Temenni edelim ki gerçek olsun.
Açıklanan günlük vaka sayısına inanmayanlarda yanılsın.
Çünkü yaşanılan vaka ne olursa olsun, devlete güven esas olmalı.
Bu samimi ve içten görüşümüze rağmen günlük vaka sayısının 1000’in biraz altında kalması, azımsanacak bir sayı değil. Dolayısıyla korona ülkemizin insanları için tehdit olmayı sürdürüyor. Ne yaparsak yapalım koronayı ülke gündeminin alt sıralarına itiş kakış itelemeye çalışmak, sonucu değiştirmiyor.
“Koronayı bırak, unut.Sana seveceğin bir şeker verelim” gibi bir değerlendirmede fazla taraftar bulmuyor. Bulmuş gibi görünse bile bir kaç günde etkisini yitiriyor. İllaki sağlıklı bir hayat toplumumuzda daha ağır basıyor.
Yeri gelmişken şehrin yerel yöneticilerine en baştada vali beye, İl Sağlık Müdürü’ne ve pandemi hastanesi ilan edilen hastanelerin yöneticilerine önemli bir iddiaya açıklık getirmeleri bakımından sormak istiyorum.
Pandemi hastanesi ilan edilen bazı sağlık kuruluşlarında artık test yapılmadığı iddia ediliyor.
Test yapılan bazı hastanelerde de randevu sistemine geçildiği iddia ediliyor.
Hastalık şüphesiyle kamu hastanelerine giden insanların özel hastanlere gitmek zorunda kaldığı iddia ediliyor.
Bu iddialar devleti ve sağlık teşkilatını töhmet altında bırakacak türden iddialar olup, ciddiye alınması gerekiyor.
Konun önemine binaen ilin valisinin, il sağlık müdürünün ve pandemi hastanesi ilan edilen hastane yöneticilerinin konuya açıklık getirmesi lazım.
Sayın vali iddialarla ilgili lütfen bir açıklama yapın.
Sayın il sağlık müdürü lütfen sizin de bir açıklamanız olsun.
Pandemi hastanesi ilan edilen hastanelerin yöneticileri siz de bir açıklama yapın.
Hastalık şüphesiyle bir kamu hastanesine gelip de geri gönderilen ya da “Bugün git 2-3 gün sonra gel.Bugün yapacağımız test sayısı doldu” denilen örnekler iddia edildiği gibi var mı, yok mu?
Varsa gerçekten çok ayıp.
Devlet özellikle bu konuda ne istedinizde vermedi size?
İdida şu ki “Tanı cihazı ellerinde kalmamış”
Tekrar edelim: Bu iddialara başta vali bey olmak üzere, konunun ilgili ve yetkilisi olan yöneticilerin açıklama getirmesi şart.
Başka önemli bir husus daha..
Pandeminin ülkemizde görülmesinden hemen sonra en başta Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Üyeleri ve ülkesini seven taraflı tarafsız bilim insanları üç konuya ısrarla dikkat çekmeye çalıştılar
Neydi o üç konu...
Maske, mesafe ve hijyen..
Yerel yönetimlerde bu üç konuya önem vererek, maske, mesafe ve hjyenin önemini anlattı.
Devleti yönetenler vatandaşın bu konulara yeteri kadar riayet etmediğini görünce, devletin tepesindeki insan olarak sayın Cumhurbaşkanı devreye girmek zorunda kaldı. Koronadan korunmak için maske, mesafe ve hijyenin önemini anlattı.
Anladık mı?
Çok iyi anladığımız söylenemez.
O uyarıların en sık yapıldığı dönemlerde bile sosyal mesafe ve maske fazla ilgi görmedi ve bir takım insanlar tarafından da yapılan uyarılar istismar edildi.
Ve.. 01 Haziran sonrası..
“Yeni normal” Ya da normalleşme.
Vatandaşımız coştu.
Asker uğurlamalarında sosyal mesafe ve maske yok sayıldı.
Nişan törenlerinde sokaklarda halay çekildi.
Kısıtlamaların peyderpey kaldırılması toplumda inanılmaz bir gevşeme meydana getirdi.
Gevşedikçe, gevşedik.
İlk önce işyerlerinde, AVM’lerde, düğünde,dernekte, hastanede, pastanede, kafelerde semt pazarlarında, cadde ve sokaklarda, toplu ulaşım araçlarında sosyal mesafeyi aradan çıkardık.
1.5, 2 metre olarak açıklanan sosyal mesafe, sürtünme mesafesine düştü.
Sonra sıra maskeye geldi.
Bir çok insan maskeyi çenesinin altında, başının üstünde ve kolunun dirsek hizasında kullanmaya başladı. E.. Virüs ordan giriyor çünkü. Adamlar da ona göre aldı tedbiri.
Devletin bu konularda aldığı müeyyideler de fayda getirmedi. Ceza yazılacakmış kime ne gam? Kaldı ki devletin bu konuda çok kararlı davrandığı yani ceza yoluna yeteri kadar başvurduğu söylenemez.
Bu şekilde bugüne geldik.
Önümüzdeki Cuma günü, Kurbay Bayramının 1. Günü.
Sağlık Bakanı yine uyarıyor: “Aman dikkat. Salgın geçmiş değil.” Diye.
Bilim Kurulu Üyeleri uyarı üstüne uyarı yapmaya başladı. “Büyükşehirlerden, küçük şehirlere yakınlarını ziyaret için gelecek olanlar bulaşı taşıma riski yüksek gurupta olan insanlar olabilir. Aman bayramda kalabalık ortamlara girmeyin. Bu bayramda da aile büyüklerinizin sağlığını düşünerek, ziyaret yapmayın. Büyüklerinizin ve yakınlarınızın bayramlarını elindeki telefonlarla kutlayın. Sakın ha el sıkışmayın, el öpmeyin.”
Dikkate alınması gereken uyarılar yapılıyor.
Uyarılar korona tehdit ve belasından bir an önce kurtulmamız için yapılıyor.
Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca’nın çırpınışları karşısında oturup düşenmemiz lazım.. Bizim için dertlenen bu insanı ne kadar dinlediğimizi ve uyarılarını dikkate aldığımızı düşünmemiz lazım. Şehir olarak, ülke olarak düşünmemiz lazım.
Bu arada Konya koronanın en fazla görüldüğü ilk 5 il arasında oldu her zaman. Son bir hafta da ilk 2 il arasında yer aldı. Bundan anlamamız ve çıkarmamız gereken dersler olmalı.
NOT: Bütün okuyucularımın Kurban Bayramını kutluyorum. Herkese iyi ve sağlıklı bayramlar, sağlıklı gelecek günler diliyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.