SAHİL VE CAHİL
27 Temmuz 2021, Salı 08:51Bayramın üçüncü günü, sahilde sabah yürüyüşündeyim.
Sahile kurulmuş birkaç çadır var,
Banklarda uyuyan genç erkekler…
Kumsala yöneldiğimde genelde temiz olan güzelim kumlarım içinde plastikler, şişeler, yiyecek artıkları…
İçimi bir öfke kapladı, üzüldüm…
Biraz ileride orta yaşlı bir kadın çöpleri toplamaya çalışıyor.
Yanına yaklaşınca Almanca söylendiğini duydum.
Ev sahibi biz Türkler sahilin içine etmişiz, bir Alman temizlemeye çalışıyor…
Gözümün önünden gitmedi bu tablo, uzun uzun düşündüm.
Neden böyle?
Ülke olarak yapısal olarak (teknoloji-bina vb) ilerlesek bile insan davranışında gelişme olmadı bence.
Aksine Suriyeli ve Afgan göçmenlerle gerileme hız kazandı.
Sahili kirleten, etrafı çıkardığı gürültüleriyle rahatsız eden kitleye bakınca erkek erkeğe takılan, ağırlıklı lise ve altı eğitime sahip, az okuyan, sanki biraz baskılanmış bir topluma ait bireyler…
Tabii bir alan araştırması yapmadığım için yanılıyor olabilirim, sadece gözlemlerim sonucu tahminlerim bunlar.
Bir de bu sene Suriyeli olduğunu düşündüğüm bir grup da aynı davranış örüntüsüyle sahillerdeydi.
İlginçtir bu gruplar içinde kadın yoktu. Niye?
Tahminen kadınların denize girmesinin uygun olmadığını düşünen, ya da kendileri rahatlıkla başka kadınlara bakabilmesi için eşleri veya ailedeki diğer kadınların olmaması gerektiğine inanan erkek şahıslar bunlar…
Gözümün önünde aynı manzara: ‘Bir turist bizimkilerin çöplerini temizliyor...’
Bu manzara karşısında düşünmeye devam edelim.
İnanç bağlamında değerlendirsek ‘temizlik imandandır’ der dinimiz.
Demek ki din sadece şekilsel, içselleştirilmemiş.
Eğitim desek, tüm ilk okullarda çevreye duyarlılık derslerde anlatılır.
Demek ki sadece söz olarak kalmış öğretmenlerin dersleri, pratik yok…
Sosyolojik analizle uzatmadan çözüme baksak; bu sorunun az olduğu ülkelere.
Gelişmiş, medeni diye tanımladığımız ülkelerde de benzer sorunlar var ama az.
O ülkelerde de benzer kişiler var ama bu kadar fütursuz değil.
Her toplumda bireysel gelişim düzeylerinde farklılık olabilir ama toplumsal konularda konulan ve denetlenen kurallarla bir ortalama sağlanır.
Bizim ülkemizde kuralların denetimi yok!
Örneğin yere çöp attığı için ceza alan birisini duydunuz mu?
Arabanın camları açık son ses müzikle etrafı rahatsız edene yazılan bir ceza?
Sahilde içip şişeleri kuma gömüp orada abuk subuk davranana yazılan bir ceza?
Sadece radara yakalanana var ceza!
Bilişsel gelişim olmasını beklemeden, davranışçı kuramı kullanarak, toplumsal düzeni korumak için ceza ve kontrol şart!
Bu belediyenin görevi ise, daha fazla zabıta al, sahil-doğa zabıtalığı kur, kurala uymayana bas cezayı! Oy kaygısı taşıma, hizmet et!
Bakın gurbetçi vatandaşlarımız yurt dışında dikkat ettikleri yere çöp atmama, trafik kurallarına uyma gibi davranışlar açısından sınırdan geçer geçmez değişiklikler sergilerler. Niye? Çünkü orada yaparsan yüz Euro ceza verirsin, peki burada? Orada seni diğeri uyarır, ya burada?
Belli bir grubun artık eğitimle düzeleceğini düşünmüyorum. Kural, ceza ve kontrol olmaz ise aynı manzaralar artarak devam edecek.
Sadece devlet değil, biz de birbirimizi kontrol edebilmeliyiz ama uyarırsak darp edilir miyiz korkusu taşımadan.
Sosyal doku zaten göçmen politikasıyla daha da bozuldu, bozulacak maalesef. Ama ilkel insan bile ödül-ceza sistemi ile öğrenir, merak etmeyin.
Eğitim meselesi ise daha çok pratik içermeli.
Çocuklar çevre bilincini uygulayarak, gerektiğinde çöp toplayarak, etrafı kirleteni uyaracak bilinçle ve bunu yapmayanı uyaracak cesaretle yetiştirilmeli.
Din adamları çöp atmanın, etrafı rahatsız edecek gürültünün diğerlerinin hakkına girmek olduğunu, dindarlığın davranışa yansımadığı sürece cevizin kabuğu gibi olacağını öğütlemeli camilerde.
Belediyeler betondan sağlanan rantla birilerini zengin etme yerine, enerjisini şehirlerin doğasını korumaya, düzenini sağlamaya, estetiğini artırmaya, temizliğine ve güzelliğine harcamalı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Ahmet Çöğen
27-07-2021 13:54Sayın Mehmet Ak Beyefendi, çok önemi bir konuy ne kadar da ince derayıyla dile getirmişsiniz. Sizi kutluyorum. Tüm sahildeki belediyelerin dikkatine diyorum.