SAKALIMIZ YOK Kİ!

İçimiz kan ağlıyor. Şehitlerimize…. Son yazılarımda dış politikamızla ilgili açıklamalarda bulundum. Hatta anılarımla birlikte “Ayıdan Post, Moskoftan Dost” olmaz dedim.

Yerel bir gazetenin yani gazetemiz Konya Postası’nın köşe yazarıyım. Hafta da iki gün (Salı ve Perşembe) yazarım.

Belki sesimiz çook uzaklardan duyulmaz. Yazdıklarımız çok okunmaz. Ama bilin ki her yazım bir “VİCDAN” yazısıdır. Yalakalık, şakşakçılık, menfaat bizim kalem yazmaz.

Eğer suçsuz ise önce kendi vicdanımızda beraat etmeliyiz, aklanmalıyız.

Şunu unutmayın! İnsanın olduğu yerde mutlaka hata vardır. Evet hatasız kul olmaz. Ben hatasızım diyenden uzak durmalıyız.

Konuyu İdlib’e getireceğim son 34 şehitle birlikte şehir sayımız arttı…

Ocaklara ateş düştü. Yüreğimize de. Hala yanıyor.

Tarihi bilenlerdeniz. Osmanlı – Rus ilişkilerini iyi biliriz. Ruslara güvenilmeyeceğini özelliklede, Putin’e hiç güvenilmeyeceğini biliriz, yazdık.

Beşer Esed’in Putin’den izin almadan tuvalete bile gitmeyeceğini yazdık.

Biz Suriye’de Esed’le değil Hain Putin ve Rusya ile savaşıyoruz.

Bizi vuran uçaklar Rus uçaklarıdır, Esed’in uçağı değildir.

Kalıplaşmış bir ifade kullanıyoruz. Rejimin askerleri. Ne rejimi?

Rejim ve destekçileri diyoruz. Allah aşkına biraz açın. Suriye, Rusya ve İran deyin.

Biz Suriye’de bu üç çakal devletle uğraşıyoruz.

ABD; PKK, PYD, YPG’ ye destek veriyor.

Rusya; Esed’e destek veriyor.

İran sırf mesheb yüzünden Esed’e destek veriyor.

Yahu bu Ruslarla günlerce heyetler vasıtasıyla görüştük. Ha bire görüştük. Başkanlar seviyesinde görüştük. Sonuç! Sıfıra sıfır elde var sıfır.

Haa! Son görüşmede gerginliğin artırılmaması konusunda Rusya ve Türkiye mutabık kalmışlar. Giden canlar bizim. Elimiz kolumuz bağlı durmalı mıyız. Asla…

Karşımızda isterse dünyanın bütün süper güçleri olsun. Şanımızla şerefimizle çarpışarak öleceğiz, öldüreceğiz.

Cumhurbaşkanımız Putin’e sen çekil aradan bizi rejimle baş başa bırak demiş. El insaf. Adam ne güzel limanlar, üsler elde etmiş. Esed’e desteği keser mi?

Yine Cumhurbaşkanımız, bir gün Putin’e sizin Suriye’de ne işiniz var demiş. Bunu çok önceden söyleyip bu hainle iş birliğine gitmeyecektik. ABD’ye misilleme Ruslarla devriye atmayacaktık. Rusya ile mutlaka aramıza mesafe koymalıydık.

5 Mart’ta Merkel, Macron, Cumhurbaşkanımız ve de Putin güya bir araya gelecekti. Putin bu görüşmeye sıcak bakmadı. Cumhurbaşkanımıza önce benimle görüş dedi ve dediğini dayattı.

Şimdi Cumhurbaşkanımız İdlib meselesi için görüşmek üzere Rusya’ya gidip Putin’le ile görüşecek 5 Mart Perşembe günü.

O kadar görüştük bir sonuç çıkmadı da, bu kadar şehidi verdikten sonra görüşünce bir sonuç mu çıkacak?

Patriotlar yeniden gündeme geldi. Dışişleri bakanımız Mevlüt ÇAVUŞOĞLU Avrupa Birliği Patriotları yeniden gönderebilir diyor. ABD ile de bu konu başkanlar seviyesinde görüşülüyor.

Patriotlar Türkiye’ye, gelince kime karşı kullanılacaklar? Suriye’ye karşı derseniz, Rusya’ya karşı demiş olursunuz. Rusya’ya karşı kullanacaksak, Rusya’dan aldığımız S-400’leri kime karşı kullanacağız. Veya niye aldık bu S-400’leri…

Pireye kızıp yorgan yakmaya gerek yok dostumuz belli değil, neyse ki düşmanlarımız belli ve çok.

Önümüzdeki günler Patriot ve S-400’leri çok konuşacağız. Muhtemelen de S-400’ler için Rusya’ya verdiğimiz paralar çöpe gidecek. ABD’ye F-35’ler için verdiğimiz parayı, ya geri alacağız, ya da F-35’leri.

Maalesef sabır üretmemiz gereken politikalar yerine, aceleci ve öfkeli anda politikalar üretiyoruz.

Daha önce yazmıştım. İran diye bir devlet var. Mezhepçilik yapan ve Esed’e sırf aynı mezhepten olduğu için destek veren bir devlet.

Cumhurbaşkanımız İran Devlet Başkanı Ruhani ile telefonda görüştü. Ne görüştü bilmiyoruz. Bildiğimiz şey şehitlerimizin sebeplerinden birinin de İran olduğudur.

Acaba Cumhurbaşkanımız Putin’e dediği gibi Ruhaniye de Suriye’de sizin ne işiniz var demiş midir? Demişse bize niye açıklamamıştır? ABD’nin ambargolarına karşı kol kanat gerdiğimiz, İran bizi hep arkadan vurmuştur. Osmanlı’dan kalma kin ve intikam hırsı ile yanmaktadırlar. Her pisliğin altından İran çıkıyor.

Beyler size bir şey söyleyeyim Beşer Esed’in ve Rusya’nın öldürdüğü askerler bizim askerimizdir. Yani MÜSLÜMAN askerlerdir. Peki bizim öldürdüğümüz Suriye’li askerler? Onlarda MÜSLÜMAN’ dır. Rusları öldürsek gam yemeyeceğim.

Müslümanın, Müslümanla savaşı ne zaman bitecek? Bizi birbirimize kırdıranlar kimdir? Bir tuzak kokusu hiç hissetmiyor musunuz?

Ölen Müslümanlar, gülen başkaları, menfaat elde edenler başkaları.

Allah aşkına aklımızı başımıza alalım. Kinimiz, duygularımız, kızgınlığımız aklımızın önüne geçmesin.

Süper devletlerle arkadaş olmak sevdasından vazgeçelim. Sonucu kötü oluyor.

Sağlıcakla kalın.