SAYIN DEVLET BAHÇELİ’Yİ DÜN BİR KEZ DAHA ÇOK SEVDİM

Bizim çok değerli, samimi, güzel yürekli, saf, iyi niyetli, vatanını milletini, bayrağını, ezanını çok seven aç olmasalar da haline şükreden, kötüyü çirkini görseler de gözlerini kapayan güzel okurlarımız bugün birbirimizi kırıp üzmemek hatta onlara küsmemek için küçük bir Türk milleti gerçeği girişi yapmak istiyorum.

Çünkü içim mi sızlıyor

Yoksa mutlu mu oluyorum?

İnanın bilemiyorum                                                                                       

Siz de kendiniz için karanınızı kendiniz için verin.

Yakın dostlarıma diyorum.

Burada da açık ve net olmasa da zaman zaman üstü kapalı olarak yazıyorum.

Anlayan anlıyor anlamayan kendisi gibi sanıyor.

…………….

70'li yılların yokluk içerisindeki kuyruklu yıllarının

80 öncesinin o kanlı dönemlerinin bir genci olarak büyüdüm.

Babamın arabasına benzin alabilmek için Öğretmenevlerindeki evimizden İstasyondaki petrol istasyonuna kilometrelerce ilerler ve kuyruğa girerdik.

Babam bana araba kullanmayı öğretirken sık sık vitesi boşa aldırır daha az benzin yaksın isterdi.

Neyse falan filan.

Yokluk dedikleri kuyruklar dedikleri dönemi birebir yaşadım.

………..

Sonra kardeşin kardeşi öldürdüğü babanın evladını reddettiği, öldürülen ya da cezaevlerine giren evlatların analarının da bir köşede sabaha kadar sessizce ağladığına, sonra da gençlerin ekmek paralarını cezaevlerindeki arkadaşları için sigara çamaşır parası topladıklarına şahitlik ettim.

……………………….

Askeri ihtilal ile Türk milletinin üzerine o SİYASİ SİHİRLİ el dokundu her şey bir anda güllük gülistanlık oldu.

Türkiye ihtilal sonrası çok farklı iktidarları gördü.

……………….

90'lı yıllarda Ankara’da gazetecilik yaptım

Meclisteki Leyla Zana’nın ilk Kürtçe yemin olayında meclis muhabiri idim.

Daha sonra milliyetçi ve Kürt kökenli milletvekillerinin birbirini yumrukladıklarını gördüm.

Meclis kavgalarına şahitlik ederken kameralar önünde birbirlerine yumruk atan vekillerin arkada koridorlarda birbirlerinin koluna girerken “YEMEK SÖZÜ” almalarına tanık oluyordum.

…………….

94 yılında yine Türkiye’ye şok yaşatan siyasi gelişmelerin ardından inandığım parti, Genel Başkan, şu bu hepsini sıfırladım.

Çünkü bir insan için en acı şey İNANÇLARININ YIKILMASI YERLE BİR OLMASI idi.

………………….

Ve en son olarak da hep birlikte 22 yıldır MHP destekli tek başına AK Parti iktidarlarını yaşıyoruz. 

…………….

Bir ömür geçti ya

Bir ömür.

Benim gibi sizlerin de ömrü bu SİHİRBAZLIK oyununu izlemekle geçti.

Birbirimizi kırdık

Birbirimize düşman olduk

Birbirimize ters baktık.

……….

Neydi o kanlı SİHİRBAZLIK OYUNU

Sağcı solcu.

Sünni Alevi

Türk Kürt

Dinci komünist

Türban… bayrak…. Ezan… vatan…

………..

Sırala

Sıralayabildiğin kadar.

………………..

Ve önceki gün MHP’nin Grup toplantısını Sayın Bahçeli’yi ekranlarda canlı olarak izledim.

Ama dün sabah yine haber kanallarında TBMM’nin o günün akşamındaki açılış resepsiyonunu görünce taaaa 80 öncelerine gittim.

Çünkü ne İran’ın göstermelik füze SİHİRİNİ izleyerek kandırılmak.

Ne de TBMM resepsiyonunun yaldızlı sahneleri ile uyutulmak istiyordum.

Allah var Barcelona - Young Boys maçını izledim

Çünkü bizim şampiyon Galatasaray’ı saf dışı bırakan

12 takımlı İsviçre liginin 11 sırasında yer alan Young Boys’u görmek istiyordum.

…………

Sabah haberleri izlerken gördüm sonrada gazeteleri okudum.

“MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti milletvekilleriyle sürpriz bir şekilde tokalaştı”

…………….

Bahçeli ile Özel arasında dikkat çeken diyalog:

Üzülme

TBMM'nin yeni yasama yılının açılış resepsiyonunda bir araya gelen MHP ve CHP liderleri arasında ilginç bir diyalog yaşandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, açılış resepsiyonunda karşılaştığı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile tokalaştı. 

"BİRBİRİMİZİ KIRMIYORUZ İNŞALLAH"

İki lider arasında kameralara yansıyan ilginç bir diyalog yaşandı. 

MHP lideri Bahçeli, Özel'e,

"BİRBİRİMİZİ KIRMIYORUZ İNŞALLAH. ÜZÜLME!

BAZEN SİYASETEN SÖYLEMEMİZ GEREKENLER OLUYOR. SİYASETİN GEREĞİ" dedi.

Özel de Bahçeli'nin bu sözlerine, "Herkes doğru bildiğini söylüyor. Önemli olan saygıda ve sevgide eksiklik göstermemek" diye yanıt verdi.”

………………

CHP'liler Sayın Cumhurbaşkanımız salona girince ayağa kalkmışlar

Ama alkışlamamışlar

Bazı CHP'liler ayağa kalkmamak için kulis salonunda beklemişler

…………….

Şimdi SİYASİ SİHİRİ görebiliyor musunuz?

SİYASİ SİHİRİ okuyabiliyor musunuz?

………….

Hani Sayın Bahçeli’nin grup toplantısının ardından Türkiye ayağa kalkmıştı.

Vay efendim Bahçeli siyasileri tehdit etmiş

Yok gazetecileri tehdit etmiş.

Yok efendim şöyle kükremiş böyle olmuş.

Akşama kadar Türkiye’de birileri bunları yazdı çizdi akşam yemeğinde bunları gördü.

…………….

Evet Sayın Bahçeli TBMM'ye girince DEM sıralarına gidip DEM'li vekillere selamlaşıp tokalaşması Türkiye adına güzeldir

Akşam resepsiyonda Sayın Bahçeli’nin kürsüde darağacında sallandırdığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e “"BİRBİRİMİZİ KIRMIYORUZ İNŞALLAH. ÜZÜLME!

BAZEN SİYASETEN SÖYLEMEMİZ GEREKENLER OLUYOR. SİYASETİN GEREĞİ" demesi

Alkışlanacak tarihi bir sözdür

Sayın Bahçeli o öfkeli kızgın sert ifadesinin yanında yufka yürekli merhametli çok büyük bir vicdana sahiptir.

Ne güzel demiş Sayın Bahçeli

“BAZEN SİYASETEN SÖYLEMEMİZ GEREKENLER OLUYOR. SİYASETİN GEREĞİ”

…………..

Yani kürsüde siyaseten seni öldürürüm.

Ama bu siyasetin bir gereği siz sakın üzülmeyin kırılmayın.

…………….

Vallahi de billahi de bu söz bu samimiyet son yıllarda ki Türk SİYASETİNİN EN GÜZEL cümlesidir ve tarihe kesinlikle geçmelidir.

Teşekkürler Sayın BAHÇELİ hadi biz eski TÜRKİYE’nin kandırılmış inanları idik

Sayenizde YENİ TÜRKİYE’nin insanları da siyaseti sizin ağzınızdan öğrenmiş ve görmüş oldular.

Allah sizden razı olsun.

…………….

O zaman bugünkü yazımızı şu hikaye ile taçlandıralım mı?

Çünkü hikayeyi yaşanmışlığı biraz dikkatli okur ve idrak edebilirsek her şey çok açık net ortada

“"Kızılderili şefleri trenle,

New York’a getirildi.

Bir heyet kendilerini karşıladı.

Konuklara toplantı öncesi kenti gezdiriyorlardı.

Sokaklardaki insan seli, arabaların, iş makinelerinin gürültüsü kızılderilileri şaşırtmıştı.

Birara Oglala Lakhotaları’nın şefi ve şamanı Heȟáka Sápa-Karageyik bir Ağustos böceğinin şarkısını duyduğunu söyledi.

Diğer reisler onayladı ama beyaz adamlar inanmadı.

Kentte Ağustos böceğinin olmayacağını, olsa bile bu gürültüde duyulamayacağını söylediler.

Karageyik ısrar etti.

Arabayı durdurdu.

İndi, ilerideki parka gitti ve bir ağaçta Ağustos böceğini gördü.

Amerikalılar çok şaşırmıştı.

“OLAMAZ” dediler,

“SENDE DOĞA ÜSTÜ GÜÇLER VAR.”

“HAYIR” dedi Karageyik,

“AĞUSTOS BÖCEĞİNİ DUYMAK İÇİN DOĞA ÜSTÜ GÜCE İHTİYAÇ YOK.”

“O ZAMAN BİZ NİYE DUYMADIK?” dediler.

Kara Geyik cebinden metal bir 50 sent çıkardı, kaldırımda yürüyen insanların arasına yuvarladı.

Bir anda herkes

“ACABA BENDEN Mİ DÜŞTÜ?” diye paraya bakmaya başladı.

Karageyik yanındakilere sordu:

“ANLADINIZ MI?”

Amerikalılar “ANLAMADIK” dediler.

Anlattı;

“BİR İNSAN İÇİN ÖNEMLİ OLAN, NELERE DEĞER VERDİĞİDİR."

ÇÜNKÜ HER ŞEYİ ONA GÖRE DUYAR,

ONA GÖRE GÖRÜR,

VE ONA GÖRE HİSSEDER.

SİZ DOĞAYA DEĞER VERSEYDİNİZ,

AĞUSTOS BÖCEĞİNİN,

ŞARKISINI DUYARDINIZ...

………….

Bize de iyi şarkı ve türkü dinlemeler.

İyi ki varsınız değerli okurlarımız. 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yolu rastgele yürürsen ömür olur. Denginle yürüsen şiir olur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Elimizdeki boş su şişesini, kağıt parçasını ya da elimizde ne varsa işi bitince yürüdüğümüz kaldırıma atmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz