SEÇİM DEĞİL GEÇİM EKONOMİSİ İSTİYORUZ.!!!
14 Nisan 2015, Salı 00:00Yokmuş gibi görünen ancak varlığı çok yoğun hissedilen ekonomik Kriz, en çok düşük gelirli çalışanları ve emeklileri vurdu.
Siyasi iktidar seçim ekonomisi uygulamayacağız diyor. Seçim ekonomisinden neyi kastettiğini görmek lazım. Aslında ifade edilmek istenen düşük ücretlilere ve emeklilere bir şey vermeyeceğini söylüyor Sayın Başbakan
Yani eğer asgari ücret, düşük gelirli memur, işçi ücretleri ve milletvekili emeklileri hariç diğer emeklilere hiçbir şey vermezseniz, SEÇİM ekonomisi uygulamadık diyebilirsiniz.
Anamuhalefet Başkanı, benim her yerde dile getirdiğim, bayramlarda emeklilere birer maaş ikramiye verilmesi görüşümü dile getiriyor. Bu dilek iktidar partisi tarafında yankı buldu… Başbakanımız hemen ifade ettiler, Bin liranın altındaki emeklileri, bin liraya tamamlayacaklarını, bin ile bin yüz arası alan emeklileri de bin yüz liraya tamamlayacaklarını ifade ettiler.
Bütün iktidarlar ne zaman düşük ücret alan çalışanlar ve emekliler gündeme gelse Bütçenin imkânsızlığından bahsederler. Onlara çok vermek istediklerin ancak bütçenin buna imkân vermediğini söylerler. Acaba doğru mu söylerler?
Milletvekili emeklilerine neredeyse yüzde yüz zam yapıp 8 bin lirayı geçkin ücret verirken, bütçe her ne hikmetse imkân verir. Artık seçilmeyeceği için mutluluğumu dile getirdiğim Cemil ÇİÇEK’in ifadesiyle vekil emeklilerin itibarları için bu zammın gerektiğini söylerler. Vatandaşın itibarı yoktur… Cemil Bey’e göre vatandaşın itibarı olsa zam verilir. Söylediklerinden o anlaşılıyor. Sayın Cemil ÇİÇEK’e bir çift sözümüz var. Biz itibarın parayla değil, insanlıkla olduğunu biliriz. Parayla itibarımız olacaksa, yaradan bize o parayı nasip etmesin. Bizim ifade etmeye çalıştığımız ADALETTİR… hem de gelir dağılımındaki ADALETTİR. Birileri bir lokmayı zor bulurken birileri 40 lokmayı götürüyorsa orada ne adalet vardır ne yönetim…
Vekillerimiz o kadar şanslılar ki… Emekli vekil maaşlarımız Cumhurbaşkanlığı ödeneğine de bağlanmış.
Hem emekli maaşı artışlarından hem de Cumhurbaşkanlığı ödenek artışından istifade ediyorlar. Bakınız meclis seçim tatiline girmeden Cumhurbaşkanlığı ödeneği yüzde 9,2 artınca vekil emeklilerimiz 750 lira ekstra zam aldılar 8 bin lirayı geçti maaşları… Belki de daha fazladır bunlar devlet sırrı gibi saklanmaya çalışılır. Hem çalışıp hem de emekli olan bir milletvekilinin aylığı 25 bin liraya dayanmış Yolluk, harcırah ıvır zıvır yok…
Memur ve emeklilerin zammı yüzde 3+3 (6 aylık dilim) yoksa yüzde 3,5+3,5 mu olsun diye gündem meşgul eden iktidar.
Yıllık toplamda yüzde 6 ücret artışı olan 1500 lira olan bir ücretli veya emeklinin maaşı sadece 90 lira artar. Yani 1500 lira alıyorsa 1590 lira olur. Yani maaşı yılda sadece 90 lira artar. Peki neredeyse 25 bin lira alan çalışan ve hem de emekli ola milletvekilinin maaşı ne kadar artar? 1500 lira artar ve 26.500lira olur Yani vekilin artışı 1500 lira alan çalışan ve emeklinin maaşı kadardır. Birinin 90 lira diğerinin 1500 lira artıyor. Ne adalet değimli? Bizim bütçe 1500 lira artışa imkan verir 90 lira artarken deprem olur…
İktidardaki partimizin adı ADALET ve KALKINMA partisidir. İşte yukarda adaleti aktardım. Kalkınmasına bir şey demeyeceğim.
İktidarlar güçlü MİLLET istemelidirler. Millet güçlü ise DEVLET otomatikman güçlüdür. Devleti güçlü
Yapmak ise milleti güçlü kılmaz. Tabii bu söylediklerim MADDİ açıdandır. Hazineniz ağzına kadar dolu olsun vatandaşınız perişan ise işte o zaman garip bir rejiminiz var demektir. Irak’tan, Suriye’den, Mısır’dan hiçbir farkımız kalmaz. Sesi çok çıkanlara güçlü olan kırımlara bol bol ücret artışı verirseniz milletin sesinin çıkması da adalette, sağlıkta mümkünsüzleşir…
Seçim ekonomisi uygulamayacağız diyorsunuz. Seçim nedeniyle gurubu olan partilere devlet yardımının üç katı veriyorsunuz. AKP 198 milyon, CHP 103 milyon, MHP de 52 milyon devlet yardımı alıyor. Eski parayla milyon değil trilyondur. Yani devletin tüyü bitmemiş yetimin hakkı olduğu bütçesinden partilere 350 milyon (eski parayla 350 trilyon) veriliyor. Yerlere atılan konfetiler, el broşürleri bile devletten. Partilere gelince paralar sokağa atılsa bile bütçe imkan veriyor. Nasıl mübarek bir bütçe ise vatandaşa gelince inat ediyor. Aday adayları ve adayların harcadığı hara işin cabası.
Yüksek Seçim Kurulu’nda masrafı 200 milyon (Eski parayla 200 trilyon) lira. Bu da devletten...
Hani seçim ekonomisi uygulamıyoruz ya! Bir tek vatandaşa para vermezseniz seçim ekonomisi uygulamamış oluyorsunuz. Ne kadar güzel değimli?
Bende bir emekliyim. Erken emekli oldum. Benden 3-5 yıl fazla çalışanlar, benden 3 kat fazla emekli maaşı alıyorlar. Ne adalet değil mi?
2008’de iptal edilip 2012’de geri iade edilen basın çalışanlarına yıpranma hakkından, milletvekillerimiz de yasaya sıkıştırıldı ve onlar da istifade ediyorlar. Ne adalet değil mi? Kendileri adil olmayanların, ADALET dağıtmasını beklememeliyiz. Tok açın halinden anlamaz.
Pazara manava, kasaba bir uğrayın. Konya’da et 30 lirayı geçmiş. Zavallı dar gelirliler, pastırmanın yanına yaklaşamadıkları gibi sucuğun tadını unutmuşlar. Bunlar bu dar gelirlilere yasaklanmış adeta.
Peynir, zeytin fiyatlarına bir göz atın vicdanınız sızlar. Yağların hele tereyağların yanına yaklaşamazsınız. Pazardaki ürünlere ne demeli. Fakirin gıdası nohut, mercimek, fasulye almış başını gidiyor. Patlıcan, domates, biber ucuzlayacağı günleri bekliyor. Fındık ülkesinde fındık 55 lira. Neymiş? Don vurmuş. İthal edin. Hayır! Birileri zengin olacak. Allah rızası için soğan ve patatesin kilosuna bakın. Yazık bu insanlara…
Enflasyon artışını pingpong topundaki artışlara bağlıyorlar herhalde.
Partilere ricamız isimlerine bir baksınlar. İsimlerini bile gerçekleştiremeyeceklerse isimlerini değiştirsinler. Bu millet GEÇİM ekonomisi istiyor. Sesini duyun. Esen kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.