SEÇMEN AK PARTİ?NİN KULAĞINI ÇEKTİ!!!

7 Haziran 2015 Pazar günü yapılan seçim sonuçları, AK Parti’nin 13 yıldır sürdürdüğü tek parti iktidarına sor verdi…

Son 1-2 aydır yazılarımda AK Parti’yi eleştirir nitelikli yazılar yazdım. Aslında bu eleştiri değil UYARI idi.

AK Parti yönetimleri bir daire oluşturmuş ve o dairenin içine kendilerinden başkasını almadılar, almadıkları gibi dairenin dışındakilerin fikirlerine de itibar etmediler.  

En sevmediğim laf, ben söylemiştim, ben böyle olacağını biliyordum gibi b azılarının açıklamalarıdır. Konya’da gördük ki kuyruk acısı olan istediği yere gelemeyen bazı gazetecilerin hemen seçim akşamı yerel televizyonlara çıkıp menfaat kaybından doğan kinlerini kusmalarıydı. Bu seçim sonuçlarından en memnun olanlar, Paralel Yapının Kurumları, özellikle de Medya kuruluşları idi… Onlar için vatan, millet,  istikrar pek önemli değildi, bunu tekrar gördük. Son aylardaki yazılarımda bu seçimin sonucunu her şeyden önce ekonominin hem de kişisel bazda ekonominin belirleyeceğini söyledim. Milletin geçim derdine düştüğünü söyledim. Çözüm süreci, Marmaray, Havaray, duble yollar, kendi uçağını, kendi silahını, kendi arabasını yapmak, köprüler v.s v.s çok iyi ama cebinde parası olmayan insan için bunlar bir şey ifade etmiyor. Sabit gelirliler, emekliler perişan dedik. İnsanlar elektrik parasını yatırabilmek için birbirinden borç alıyor dedik. AK Parti ne yaptı? Bu sese hiç kulak vermedi. Vekiller ve vekil emeklileri kendilerini hiç sıkıntıya sokmadılar. Seçim için Millet Meclisi kapanırken, maaş artışını acayip y erlere bağlayan vekil ve emeklileri bir güzellik yaşadılar.

Düşünebiliyor musunuz? Memur ve emeklilerin normal ücret artışlarını alan vekiller bununla yetinmemişler, başka kaynak aramışlar. Örneğin Cumhurbaşkanı ödeneği artışından Milletvekili emeklileri istifade ediyor. Ödenek % 9.2 artınca vekil emeklilerin maaşı 740 lira artıyor. 6 aylık maaş artışı 19-34 lira olan bir emekli vatandaş acaba bu duruma isyan etmez mi?

Vekillerin özlük haklarına, emeklilik haklarına bakarsanız ayrı dünyaların insanları olduklarını yaşarsınız.

Basın mensuplarına verilen yıpranma payını bir önerge ile kendileri de alan vekillerin acaba hiç yüzleri kızarmaz mı? İlkokul çocuklarından daha fazla tatil yapan bir Meclisimiz var. Tabii birde vatandaşın gururu kırılmaya görsün…

Bir Meclis başkanı düşünün, Milletvekili emeklilerine % 100’e yakın maaş artışı için uğraşıyor. 4 bin lira olan maaş 8 bin lira civarına getirilirken, o zaman vatandaşın verdiği tepkiye Vekil emeklilerinin İTİBARI olduğunu söylüyor. Vatandaşın itibarını hiç düşünmüyor Sayın Cemil ÇİÇEK…

AK Partililer pazara hiç uğramadılar mı dedim geçen yazında...

Bu kez insanlar patatesi 4 liraya, soğanı 3 liraya yediler. Etin kilosundan, süt ve süt ürünlerinden, zeytin ve zeytin yağından, baklagillerden hiç haberiniz yok mu dedik.

Geçim sıkıntısı konusunda o kadar çok örnek var ki…

12 milyon emeklinin ve onun ailelerinin geçim sıkıntısı çığlığını duymadılar.  Düşük gelirliler ve bazı meslek gruplarının (vekil emeklileri gibi) dışındaki düşük ücret alan emeklilerin seslerini duymadılar.

Partilere yapılan 350 trilyon yardımın nasıl çarçur edildiğini gören vatandaşlar ne dediler?

Bir bakanın Diyanet işleri başkanına sunulan 3 trilyon araç için “ÇEREZ PARASI” demesi akıllara durgunluk verdi. Anamuhalefetin bana göre gerçekleştirilecek tek projesi emeklilere dini bayramlarda 1 maaş ikramiyeye önerisine, iktidar KAYNAK yok diyorken. Vatandaş her şeyi görüp bir tek bize gelince mi kaynak yok dediler.

Yine bir yazımda Adalet ve Kalkınma partisinin kalkınma konusunda yaptıklarına bir şey demeyeceğim ama Adaletlerine itirazım var demiştim. Özellikle sosyal adalet, gelir dağılımında ki adalet kavramlarına itiraz var demiştim. Kendimden örnek verip benim meslek gurubumda benden 3-5 yıl fazla çalışan benim 3 katım emekli maaşı alıyor dedim. 12 Eylül ve 28 Şubat’ta Silahlı Kuvvetler mensuplarını haklarını ve rütbelerini iade edip en üst düzeyden emekli maaşı bağladılar.

Aslında AK Parti’nin bu sıkıntılı duruma düşmesi bir zamanlar büyüttüğü PARALEL YAPININ ihanetiyle de oluştu…

Son dönemlerde Çözüm süreci ve Paralel yapıya odaklanan AK Parti vatandaşlarını adeta unuttu. Kalkınma konusunda hamleler yapılırken geçim sıkıntısındaki insanları unuttular.

Bir de HDP ile sürekli didişme de AK Parti’ye zarar verdi diyorum.

AK Parti’nin bugünkü duruma gelmesinin nedenlerini çoğaltabiliriz.

AK Parti’nin % 40.9’luk bir oy alması aslında kötü bir tablo değil. 13 yıldır iktidar olan bir parti için son derece doğal.  Bu oy oranı AK Parti’ye tek parti olarak iktidar şansı vermemesi kötü oldu…

Daha önce de söyledim En kötü tek parti en iyi koalisyondan iyidir dedim.

Dün bugün doların değer kazanması, borsanın düşmesi, faizlerin yükselme trendine girmesi kötü oldu. Faizciler rantiyeciler kazanacak, ekonomi kaybedecek. Keşke ekonomi bu kaybı vatandaşlara verebilseydi.

ERKEN SEÇİM naralarının atıldığı bu g ünlerde dikkatli olmak lazım. Erken seçimde de aynı tablo  çıkarsa ne olacak?

AK Parti bunca yıpranmışlığa karşılık bu oy oranını alması başarıdır.

Seçmen AK Parti’nin kulağını çekmiştir.

AK Parti’nin puanını düşürmesine karşılık anamuhalefet de çok küçük de olsa puan kaybetmiştir. KILIÇDAROĞLU’nun mutlaka gitmesi gerekir.

3 puanlık artışta gözleri parlayan kaç seçim kaybettiğini bilmediği MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ de, gitmelidir. PKK’nın uzantısı HDP ile aynı sayıda milletvekili (80 vekil) alan MHP kendini başarılı görüyorsa yazıklar olsun. Koalisyon kapılarını kapatan MHP erken seçimde en zarar gören parti olacaktır.

HDP seçimden ziyade etnik kimlikli Nüfus Sayımı gerçekleştirmiştir. Aldığı oy oranı ve milletvekili sayısını İNSANLIK, KARDEŞLİK ve BARIŞ için kullanırsa ne ala. Terör için kullanırsa bu da onların sonu olacaktır.

Ülkede siyasi bir kriz, kaos yoktur. Tekrar edeyim bu bir Ak Parti’ye uyarıdır. AK Parti, şakşakçı danışmanlarını yönetimlerini revize etmelidir.

AK Parti bu oy kaybını sebebini doğru saptamalıdır. Biraz latife yapalım. Rahmetli Kayahan’ın bir parçasını AK Partililer sık dinlemelidir. “Allah’ım ben nerde yanlış yaptım” demeliler.

Tablo düzeltilebilir bir tablo… El birliği ile sıkıntıları aşmalıyız. Devletimiz ve Milletimiz için herkes elini taşın altına koymalıdır.

Esen kalın.