ŞİDDET ÜRETEN TOPLUM OLDUK
01 Aralık 2017, Cuma 08:59Kavgalar, küfürler, cinayetler, kazalar…Nereye gidiyoruz. Daha doğrusu ne hale geldik…
Bir baba boşanmak isteyen karısından intikam almak için 9 yaşındaki oğlunu öldürüyor.
Yine bir baba ki uyuşturucu kullanıyor, kadın satıyor, adam yaralıyor, karısını yaralıyor, 16 yıla hükümlü iken, cezaevinden ikinci yılında iken, açık cezaevine geçiyor. Tabii bunu nasıl başarıyor bilmiyoruz. Sonra firar ediyor. 2 ve 5 yaşındaki iki kız çocuğunu karısından kaçırıyor bu masum çocukları öldürüp intihar ediyor. Olay Antalya’da ve polisin duyarsızlığı nedeniyle gerçekleşiyor.
Konya’da yaşları 15-23 arasında dört it, hamile olan Suriyeli kadının evine kapıyı kırıp giriyor. Kadının boğazını bıçakla yaralıyor. 300 lira para, küpe ve telefonunu gasp ediyor.
Yine Konya’da bir galerici arabasında ölü bulunuyor. İntihar şüphesi var.
Adam artist komşularının köpeklerini zehirliyor. Ardından komşusu evine ateş açıyor.
Geçtiğimiz hafta 200 kişilik bir gurup, Şems civarındaki Suriyelilerin dükkanlarına saldırıp, cam çerçeve bırakmıyorlar.
Suriyeliler asayiş alanında haberlerde öne geçiyorlar. Gasp, adam kaçırma, yaralama, kaçakçılık v.b. suçlar olağan hale geliyor. Suriyeli çocuklar kayboluyor. Hatta Müge ANLI’nın programında artık yoğun olarak Suriyelilerde yer alıyor.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Peki bu kadar gergin ve suç işleyen toplum haline nasıl geldik veya getirildik.
Bunun birinci sebebi siyasilerdir. Şu televizyonların haline bakın… Eskiden sabah öğle akşam haber veren kanallar, şimdilerde sürekli haberlerle toplumun sinirlerini geriyorlar. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, nadirde olsa muhalefet genel başkanları konuşurken televizyonlar ortak canlı yayına geçiyorlar. Birbirlerine olmadık hakaretleri yapıyorlar, iktidar ve muhalefet yanlısı vatandaşlar bu durum karşısında geriliyorlar da geriliyorlar.
Televizyonlar diğer zamanlarda ya şiddet içeren diziler ya kayıp ve kaçak haberleri veriyorlar.
Vallahi gülmeye hasret kaldık. Beşeri ilişkilerimiz bu tür yaşamla koptu. Kırmızı ışıkta duran araca neden durdun kurşunu sıkıyorlar.
Herkesin belinde silah, cebinde bıçak…
Düşünebiliyor musunuz? İstanbul Üsküdar’da biri bir yandan telefonla konuşup, bir yandan kediye tabancayla ateş açıyor.
Reha Muhtar aklıma geliyor; ‘Nerede bu devlet’ diyor ya…
Olayın içine daha trafiği katmadık. İnsanın sinir sisteminin bozulmasının en büyük nedenlerinden biri de trafik. Hele Konya’da!...
Bütün bu sinir sistemimizin bozuk olmasının ana nedeni ‘Geçim Sıkıntısı.’ İnsanlar asgari refah düzeyinde bir yaşamı yakalayamıyorlar. Yavaş yavaş siyasi iktidardan da ümit kesiliyor. Zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. AKP ilk zamanlar seyyanen zam yapardı. Şimdilerde yüzdelik zam yapıyor. Çok kazanan çok, az kazanan az zam alıyor.
Tutarsız uygulamalarda insanları geriyor. Cam filmi, liselere giriş, üniversitelere giriş habire değişiyor. Aile kendi içinde mutsuzluk yaşıyor. Çocuklarının tahsil hayatından endişe eder hale geldiler.
Bütün bu olumsuzlukları göz önüne alırsak devlet vatandaşının CAN ve MAL güvenliğini koruyamıyor. Hırsızlık çeteleri, gasp çeteleri, almış başını gidiyor. Suçu önleyici tedbir yok. Polisimiz yasa olarak yetersiz. Elinde bıçakla sağa sola saldıran birini silahıyla vuramıyor. Vurursa, başına gelecekleri biliyor. Bütün yasalar kanunsuzların lehine. Sade vatandaş huzursuz. Polisimizin yaptığı en iyi iş, OLAY YERİ İNCELEME ekibiyle delil toplamak. Zira suçları önleyemiyor ama delilleri iyi topluyor. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği tehlikede. Devlet birinci görevini yapmıyor veya yapamıyor.
Başkanlık sistemi oturmadı. Vatandaş eskiden iktidarın uygulamasını sevmedi mi tarafsız Cumhurbaşkanına güvenirdi. Şimdi Cumhurbaşkanı da siyasi.
Velhasıl olmuyor. Bizde bu ülkede gülmeli, rahat yaşayabilmeliyiz.
Eğitime hiç girmiyorum. Aslında esas bizi bozan da bu…
İnsanlık eğitimi veremiyoruz.
Sonuç: Kısa süre sonra zil satışları patlarsa şaşırmayın. Kafayı bozan zil takıp oynayacak gibi…
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.