ŞİMDİDEN GÜLE GÜLE SAYIN BAHÇELİ?

Ramazan ayından önceki yazımda sayın Bahçeli ve ekibine gidecekseniz, adam gibi gidin demiştim. Hatta sayın Ecevit’i kötü örnek alarak göstermiştim. Rahmetli ayağını sürüye sürüye gitmişti.

Ama Sayın Bahçeli mücadeleyi, kavgayı, hakareti seçerek koltuğunu bırakmayacağını açıkladı.

Geçtiğimiz Salı günü grup toplantısında kongre düzenleyen tüzük değişikliği yapanlara nasıl hakaretler etti… Adamların ne Pensilvanyacılığı kaldı, ne de ihanetçiliği. İşte bu partiyi onlara teslim etmeyeceklerini söyledi.

Sayın Bahçeli ve etrafındakiler. O koltuklar size baki değildir.

Ülkücüler artık yeni bir kan istiyor. Yeni bir değişiklik istiyor. Başarı istiyor. İktidarın alternatifi olmayı istiyor. Adam gibi muhalefet istiyor. Siyasi iktidarın yanlışlarına dur diyecek, onları hatalarından vazgeçirecek bir muhalefet istiyor. Kısa sürede iktidar istiyor. Bu mudur hainlik? Bu mudur Pensilvanyacılık?

Yapmayın etmeyin. Ha ülkücüler bunları durup dururken istemiyor. Rahmetli Ecevit ile kurduğunuz koalisyonda Rahşan hanımın hakaretlerini dinlediniz, gıkınız çıkmadı. Seçim yok deyip, sonra 3 Kasım 2002’de baskın tarzında seçim yapıp, rüzgarı yanına alan Ak Partinin ekmeğine yağ sürdünüz. 2002 seçimlerinde MHP’yi barajın altında bıraktınız. DYP’yi barajın altında bırakan hanımefendi Tansu Çiller verdiği sözü tuttu partiyi ve siyaseti bıraktı. Siz barajın altında kalınca genel başkanlığı bırakacağınızı açıkladınız, hanımefendi sözünde durdu ama siz sözünüzde durmadınız. Taban istiyor ayaklarına MHP Genel Başkanlığına devam ettiniz. Uzatmayayım 2015 Kasım’da yapılan seçimde PKK’nın partisi HDP 59 milletvekili çıkarırken Milliyetçi Parti, Alpaslan Türkeş’in partisi MHP 42 milletvekili çıkardı. Görevden aldığınız il ve ilçe başkanlarının sayısını bilemiyorum. Parti içinde yücelen biri varsa hemen pasivize ettiniz.

Bu ayıplar size yeterde artar bile.

Konya MHP İl Başkanı sayın Çiçek’e de bir çift sözüm var. Sayın Bahçeli’ye destek veriyorsunuz ve oynanan oyunları bildiğinizi söylüyorsunuz. Vallahi bana göre ortada çelik-çomak oyunu falan yok. Her şey aleni her şey yasal. Ülkücüler ne isterse o olacak. Başarısız bir MHP yönetimini gönderip, yerine yeni, yepyeni heyecan dolu bir yönetim getirmenin adı oyun olamaz… Bakınız Oktay Vural’da geçte olsa batmakta olan gemiyi terk edip, yeni MHP’nin gemisine bindi…

Keşke bütün bu yenilikleri sayın Bahçeli kendi organize etse, tabanın ve tavanın isteğine kulak verip, kongreleri kendi yapsa ve partinin ONURSAL GENEL BAŞKANI olsa ne iyi olurdu. Ama sayın Bahçeli başka bir yolu seçerek bu şansını da kaybetti.

Ülkücülerin zaferi yakındır. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın…

Konya ve eski vekillerimiz de bu arada pay kapma yarışındalar. Sait Hocam’da genel başkan adayı. O da biliyor Genel Başkan olmayacağını ama Kongrede en çok oy alan Genel Başkan adayı lehine çekilip, Konya’dan birinci sıra milletvekilliğini kapmaksa kimse kusura bakmasın. Birinci sıra Konya’da bellidir. Genel Merkeze rağmen il başkanı seçilen sonra görevden alınan ağabeyimiz, Meral hanıma destek veren bu ağabeyimizin birinci sıra hakkıdır.

Hani birde Faruk Bal diye vekilimiz vardı. Son dönemde aday yapılmadı. Sahi nerede Faruk bey! İşte bunlar MHP’yi bu başarısız konuma getirenlerdir.

 Ak Parti’de çaktırmadan sayın Bahçeli’nin gitmesini istemiyor. Yandaş medyasıyla vekilleriyle sayın Bahçeli’ye destek veriyorlar. Eh tabi bende gitmesini istemem. Sayın Bahçeli hiç muhalefet yapmadı ki…

TÜRKİYE’NİN ŞU ANDA İKTİDAR SORUNU YOK!

MHP ile ilgili bu açıklamalardan sonra birazda iktidar partisine değinelim. Evet 2002’den bu yana Türkiye’nin iktidar problemi yok. Muhalefet problemi var, MHP’yi açıkladık, CHP’yi de açıklayacağız. Ama Sayın CHP’li kardeşlerim kendilerinden olan Mehmet BEKAROĞLU’nun raporunu okurlarsa CHP’yi yani kendilerini daha iyi anlamış olurlar. Devlet BAHÇELİ değişiminden sonra bu değişim Kemal KILIÇDAROĞLU’nu da yerinden edecek. Atatürk’ün partisini bu çizgiye getiren Sayın KILIÇDAROĞLU’da makamında zaten pek rahat değil. Gidecek, oda gidecek… Gerçek CHP’liler bunu er geç gerçekleştireceklerdir.

Güçlü ve düzgün bir muhalefet iktidarın hata önleme mekanizmasıdır. İşte muhalefetin halini görüyorsunuz. Hele MHP, HDP’nin de gerisinde kalıp, yavru muhalefet özelliğini bile kaybetti…

HDP’nin çizgisine giren CHP’ye artık halk itibar etmiyor. Yaptığı doğru şeylere bile destek vermiyor. Genel Başkan KILIÇDAROĞLU terör örgütü mensuplarını da ziyaret ettiklerini söylüyor. Askerimi, polisimi, vatandaşımı şehit edenleri ziyaret ediyorsunuz öyle mi? Sonra ÇARK ediyorlar ama çok geç.

Bakın Bolu Milli Eğitim Müdürü 10. Yıl Marşını yasaklıyor. Yahu sen kimsin be mübarek! Alenen Atatürk düşmanlığı. Düşünebiliyor musun bir milli eğitim müdürü bir marşı yasaklıyor. Söyleyecek çok şeyimiz var ama mübarek Ramazan Ayındayız.

CHP biraz olayın üstüne gidiyor ama dedim ya halk CHP’ye ve vekillerine güvenmiyor. Dolayısıyla Bolu Milli Eğitim Müdürü yeterli tepkiyi görmüyor.

Bu arada Cumhurbaşkanı’mıza olan bir çift sözümüz olacak… Son zamanlarda Atatürk düşmanlığı aldı başını gidiyor. Siz bir şiir okuyup, ceza aldığınızda bu millet size sahip çıktı. Yasaklara karşı çıktı… Şimdi bir milli eğitim müdürü 10. yıl marşını yasaklıyor ama hala makamında. Bu AK partiye yakışmıyor.

Aklımızı başımıza alalım. Bir FETÖ örgütünden kurtulmaya çalışırken, Atatürk düşman gören yeni bir örgütle karşı karşıya kalmayalım. Siyasi iktidar bunlara destek verirse yarın bunlarında İN’lerine girmek için uğraşmayalım.

Bayrağıyla, marşıyla, başkentiyle muhteşem Türkiye Cumhuriyeti’nin değerleriyle oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Esenkalın

Günün mezartaşı yazısı

Bir garip ölmüş diyolar

Üç gün sonra duyalar.

Soğuk su ile yuyalar.

Şöyle Garip bencileyin

Kırşehirli

Mehmet Oğlu

Ramazan Sağlam

D. 1931

Ö. 2.2.1995