Sınırsız Siyaset
18 Ekim 2023, Çarşamba 00:02Anlayamadığım ve hayıflandığım çok şey var ülkemle ilgili . Bir bölümünü güncellerden başlayarak dertleşmek istedim hoşgörü ile. Terör örgütü 40 bin kişiden fazla canımızı katletti, şehitlerimiz var. Biz başka ülkeyi işgale gitmedik, sözde dostlarımızın desteklediği lanetler toprak bütünlüğümüze kast amacıyla bize sınırımızın içinde saldırdı ve saldırıyor. Bizimki meşru müdafaa olmuyor, İsrail ne yaparsa yapsın meşru müdafaa sayılıyor. Bize silah kullanmak neredeyse yasak, onlara ne ararsan serbest. Bir TV kanalımıza bağlanan İsrailli akademisyen “Çocuklarımızı kesenleri biz kesmeyecek miyiz?” demiş şaşırdım; bizdeki emsallerden duymaya alıştığımız cümle istisnaları saymazsak “silahlar bırakılsın” olur, her iki tarafı da muhatap alarak ve sanki saldırıya uğrayan biz değilmişiz gibi. Demek ki bizdeki görüş akademisyen fıtratı değil başka bir şeymiş.
İsrail Meclisi Netenyahu’ya tam destek veriyor. Bunların meclisinde Hamas veya Filistin yanlısını geçtim “Acaba çok mu olduk?” diye sağduyulu düşünme cesareti gösterecek kimse yok galiba, Bizde malum parasını Türkiye Cumhuriyeti’nden alan, her türlü imtiyazdan yararlananlardan çıkar en çok destek terör örgütüne; yıllar boyu ama gizli ama alenen.
Rahmetli Demirel’e ithaf edilir. Tansu Çiller yardımcısı iken ABD Büyükelçisi ziyarete gelmiş, Çekiç Güç övgüsü yapılmış ama Demirel ses vermemiş. Tansu Çiller yalnız kaldıklarında “Efendim sizi sürekli Çekiç Güç’e karşı çıkarsınız ancak bu konuda bir şey söylemediniz”. Rahmetli cevap vermiş “Millet bize Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne muhalefet görevi verdi, Amerika’ya muhalefeti hükümet yapsın” Bugünlerde de aynı mantık devam ediyor maalesef. Amerika terör örgütü uzantılarına her türlü savaş malzemesini veriyor bizde iktidardan arada bir ses, muhalefetten çıt yok genelde. Ben de ne bekliyorsam, bizim “S400’lere ne gereksinimimiz var, Türkiye’ye kim saldıracak” diyen de “PYD terör örgütü değil ki, ISID ile savaşıyor niçin silah bıraksın” diyen de siyasetçilerimiz var.
Sanatçılarımız var malum kimi yurt içinde kimi yurt dışında yaşayan. Türkiye’de toz bulutu kalksa tweet giydirenler Filistin konusunda sessizler nedense. Filistin nefretçisi olabilirler, İsrail sever de olabilirler de hani masum çocuklar, nerede kaldı humanistlik? Ya her şeyi geçtim bari Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” fikri hürmetine iki kelam edin .
Bir Dışişleri Bakanı düşünün, böyle bir ortamda “İsrail’e bir Yahudi olarak geldim” deyiveriyor, göstermelik bir tarafsızlık bile gereksiz bulunuyor. Demokratik, insan haklarcı Batı alemi destek üzerine destek bildiriyor İsrail’e, her türlü silah yardımı malzemesi göndermeye devam ediyor sanki İsrail’de yokmuş gibi; Uluslararası Af Örgütü kullanılan aslında yasak bombaları açıklıyor. Hayret ki hayret ne bizdeki ne İsrail’deki ne Dünya’daki STK’lardan mesela Tabip Odalarından ses çıkmıyor, bunların yegane ilgi alanı Türkiye galiba.
Biden çıkıp kendi planlarını bozduğumuzu söyleyebiliyor, Mecliste sınır dışı asker gönderme izni onaylanacak ama şimdiden sınırlarımıza çekilelim sesleri yükseliyor. Yunanistan yıllarca silahsız kalması gereken burun ucumuzdaki adaları silahlandırırken sustuk nedense, gök kubbeyi başlarına yıkmadık, şimdi zaten geçmiş olsun hepsi Amerikan üssü. Kardak Krizini yaşayan biri olarak niye sustuk, bu tehlikeyi doğmadan niye bertaraf etmedik onu da anlamam.
Emperyalist güçlerin planı varsa Allah’ında bir planı var elbette. Ufukta bir Atatürk görünmediğine göre Allah ülkemizi korusun. Milletimizin zor anlarda gene bir ve bütün olabileceğini umut etmek istiyorum. Muhalefetin demokrasi için yardım istediği, el birliğiyle güya bize demokrasi getireceğini vaat eden emperyalist devletlerin getirdikleri “baharların” nihayetini de görüp ona göre hareket ederler umarım. Atatürk demiş ya “Dış devletlerin reçetesiyle kalkınmak nerede görülmüş?”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.