Siyonistler Hitler’e Rahmet Okutuyorlar

Ellerindeki her türlü imkânı kullanarak, 6 milyon Ya­hudi katlettiler diye, Hitler’e ve Almanlara yarım asırdır nefret kusturan İsrail, bugünkü uygulamaları ile onlara nerdeyse rahmet okutturmaktadır. Genç, yaşlı, kadın, ço­cuk demeden katledilen insanlar. Hiçbir insani ölçü ile ölçülemeyecek aşağılamalar. Kurşuna dizilen sabiler. Te­davilerine müsaade edilmeyen hasta ve yaralılar. Taşla vurula vurula kemikleri kırılan veya diri diri toprağa gö­mülen gençler. Nereye götürüldükleri, ne yapıldıkları, akı­betleri bilinmeyen ve üzerlerinde her türlü silahların de­nendiği, ilaçların tecrübe edildiği kitleler. Dünya medyası­nın gözü önünde enselerine kurşun sıkılarak katledilen siviller. Üzerlerine işenen cesetler. Araçlara bağlanıp par­çalanan gençler. Buldozerlerle kürünen, Toprağa gömül­mesine bile izin verilmeyip yakınlarının gözleri önünde kokuşan cesetler. Gece uykusunda duvarları yıkılarak giri­lip, babalarının gözleri önünde öldürülen, işkence edilen, bir hayvan kadar bile değer verilmeyen biçare yavrular. Yüzlercesinin evi barkı iş makineleri ile yerle bir edilip kışın soğuğunda sokakta bırakılan zavallılar. Ağlamaktan göz pınarları kuruyan analar. Çırılçıplak edilen topluluklar. Kendi arkadaşlarının cesetlerini yemeye zorlanan talihsiz­ler. Sapan taşının üzerine, dünyanın en modern uçak ve tankları ile varılan Filistinliler....

Üstelik tankların çelik gövdeleri arasından sadece elle­rini göstererek zafer işareti yapan fanatik İsrail askerleri. Ne kadar gülünç, bencil ve bayağı bir manzara. Bir kav­gada başarıya zafer denebilmesi için şartların az çok eşit olması, en az kıyas imkânı olması gerekir. Bir taraf elin­deki taşla saldırıyor, öbür taraf dünyanın  en modern savaş makineleri ile. Katil ruhlu, merhametsiz, güçlü kuvvetli bir caninin üç yaşında bir çocuğu evire çevire dövüp bununla gururlanması, zafer kazandım demesi ne kadar abes ise, Yahudi’nin yaptığı işarette o kadar gülünç ve haksız.

İsrail’in Kutsal Terörü(!)

Yukarıda geçtiği şekliyle, Muharref Tevrat’ın merha­metsiz ve ölçüsüz emirlerine binaen, İsrail yaptığı devlet terörüne bile, bir kudsiyyet izafe etmektedir. Yani bu ya­pılanları Tanrı Yahova’nın emri ve buyruğu olarak yap­tıklarına inanmakta, onun için en ufak bir acıma ve vicdan azabı duymamaktadırlar. İçlerinde böyle vicdansız ve merhametsiz olmayan çok az bir gurubu da, dinsizlikle, Siyonizm’e ihanetle, ajan provokatör olmakla suçlamakta­dırlar.

Evleri, kampları, düğün salonlarını, camileri, Ambu­lansları, Kızılhaç araçların, BM görevlilerinin binalarını, yardım konvoylarını, hastaneleri, okulları, gurup halinde oynayan çocukları… tereddütsüz vuruyor. Ağaçları buldo­zerlerle yıkıyor, ekili arazileri tahrip ediyor. Mahsülü ateşe veriyor. Aynen bizim PKK lı hainler gibi çiçeklerin bile boynunu vuruyor. Elektrik vermiyor, santralleri vuruyor ve koskoca şehirleri cereyansız bırakıyor. Ekmek fırınlarını ve önünde sıra bekleyenleri vuruyor. Okul önünde oyna­yan çocukları vuruyor. Yani Hiçbir hudut tanımıyor, hiçbir kural dinlemiyor. Hiç kimseyi umuruna takmıyor. Al­lah’tan korkmuyor, kuldan utanmıyor.

Bunları yaşayan insanlardan, bütün sevdiklerini kay­beden zavallılardan, nesli ve soyu tüketilen gençlerden münferit bazı terör olayları zuhur edince de, bütün Filis­tinlileri terörist ilân ediyor. 

Karnına C-4’leri sarıp bir yerlere gidip fünyeyi çeke­bilmek ne demek bilir miyiz?  Bu kolay bir duygu mu? Bir insanın bu hale gelebilmesi, kendi canına kıya­bilmesi için neler çekmesi gerekir hiç düşünülüyor mu? “Kaybe­decek bir şeyi olmayan insan kadar tehlikeli bir yaratık yoktur” demişler. Hayatının baharında gençler bu hale gelmiş ise, bunda suç sadece onlarda mı, yoksa onları bu hale getiren ve nerdeyse dünyaya “Nerdesin Adolf” dedir­tecek duruma getiren vahşi Siyonist’te mi ?