SİZ BU GECEDE RAHAT UYUDUNUZ DEĞİL Mİ?

Çoluğunuzla çocuğunuzla yemeğinizi yediniz, çayınızı içtiniz, televizyonunuzu seyrettiniz, kiminiz maç, kiminiz dizi seyretti, sonunda da uyudunuz. Rahat bir uyku çektiniz... Vatandaş olarak bu sizin hakkınız. Ama birileri vardı; Ne doğru düzgün uykuları, ne de yemek yedikleri. Çoğunun televizyon seyredecek durumu bile yoktu. Ülkelerinde ne oluyor diye televizyona arasına göz atıyorlardı. Polis ve askerlerimizden bahsediyorum. Özellikle de Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki askerlerimizden.

Düşünebiliyor musunuz Asker ve polislerimiz kendi vatanlarında KARDEŞ dedikleri KALLEŞLERİN, KAHPE kurşunlarına hedef oluyorlardı. Ağızlarından BARIŞ, DEMOKRASİ ve KARDEŞLİĞİ düşürmeyenlerin yalanlarını, ihanetlerini hep birlikte görüyoruz.

Birde kalemiyle mermi atan, yalan söyleyen ve yazan bir ihanet medyası türedi. Teröristlerin onca yakıp, yıkmalarını görmeyip, polisin en ufak bir orantısız güç kullandığını gören, emniyet güçlerini pasivize etmek için uğraşan ihanet medyası. Etrafındaki bulunan pisliği görmeyip güzellikleri, namus koruyucularını şu kritik dönemde kirletmeye çalışanlar.

Bakın birkaç örnek vereyim. Bir yamuk yapının kanallarından biri. İki tane tip çıkmış, ‘Efendim iki polis öldürüldü diye Kandil bombalanır mıymış? Bunlar (AKP), PKK’yı çıldırtmış. Ne gereği varmış  operasyonlara?’ Küfre çok karşıyım ama küfrü de yeri ve zamanında kullanmaktan çekinmem ve iyide kullanırım. Vallahi yazarken geldiler yine...

Ak Parti düşmanlığı için ülkesini feda edebilecek kişiliksizlerde türedi. Bunların derdi terör falan değil. Bunların derdi Ak Parti... 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti tek başına iktidar olamayınca, teröre yeniden başvurup oylarını artırmaya çalışıyorlarmış!.. Yahu hadi dinin imanın yok zerre kadar da insanlığın da mı yok? 1984’den beri bu terör niye var?...

Birileri oylarını artırmak için mi terör olayları oluyor? Bak size devlet insansınız diye nüfus kağıdı bile vermiş. Ara sıra nüfus kağıdınıza bakıp bari insan olduğunuzu hatırlayın.

Devletime de söyleyecek çok şeyim var. Beşir ATALAY Hocayla bu iş ancak bu kadar olur. Habur rezaletinden beri Beşir Bey çözüm sürecinin içinde. İçinde mi yoksa içine bir şey mi yaptı bilemeyeceğim...

Analar ağlamasın diye bir çözüm süreci başladı. Ancak devletin muhatabı terör örgütü ve siyasi aktiviteleri idi. O zaman söyledik, siz kiminle aşık atıyorsunuz diye... Hani bir türkü var ‘Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar’ diye. Adamlar halka doğruları söylüyorlar. Yani yalan söylüyorlar, perde arkasında her türlü pisliği yapıyorlar.

Yahu biz çocuklarımızı asker, polis olarak Doğu ve Güneydoğuya şehit olsunlar diye m gönderiyoruz? Şehit olduğunda da her bir şehidimizin arkasında bir yaşam mücadelesi bir dram olduğunu görüyoruz...

Boğazda rakı balık muhabbetiyle terörü yorumlayan gazeteci bozuntuları, BİTİN YAVRULARI. Gelin karakollara polisinizin askerinizin yanında olun. Yöre halkının yanında olun.

Ey devletim. Bırakın bu hukuk, mukuk ayaklarını. Kızılay’ın kan aracını yakacak kadar, askeri hastaneye ateş açacak kadar, doğuma giden 112 ekibini alıkoyacak kadar gözü dönmüşler var. Karısının yanında yiğidini vuracak kadar, uyuyan polislerin ensesine sıkacak kadar gözü dönmüşler var. Yüzlerinde maskeyle dolaşanlarla nasıl mücadele edeceğinizi bilmiyor musunuz?

Sürekli eylem yapan, polise, askere saldıran bu maskelilere ne kadar sabredeceğiz. Hep ARA SOKAKLARA DAĞILIP kaçacaklar mı? Ulan bu nasıl ara sokakmış be...

Bu piyonları sokaklara süren baronlar böyle rahat yaşayacaklar lı?

Ey devletim bir karar ver. Ver de benim anam ağlayacağına onların anası ağlasın.

Esen kalın.