SÖZ İSRAFI VE SÖZÜN ÖNEMİ
11 Ağustos 2021, Çarşamba 08:40İsraf deyince aklınıza ne gelir? Yazıyı okumadan önce bir mola verin ve düşünün. Hayatınızdaki israfları bir listeleyin, en başa hangisini koyuyorsunuz bir görelim. Listenizin en başına ekmek ve suyu yazdığınıza eminim.
Siz sadece bu ikisiyle sınırlarsanız da, hayatımızda o kadar çok israf ettiklerimiz var ki, saymakla bitmez. Ama bunlardan iki tanesi var ki, insanı ipe de götürür, ipten de alır ve israf edince de, geri dönüşü olmaz.
Zaman israfı ve söz israfı. Bunlar, hayatımızda değeri bilinmeyen, çok kolay harcanan ve israf edilen iki unsurdur. Garip geldi değil mi? Her ikisini de yerinde kullanmaz, amacının dışına çıkar ve zamanı öldürüp boş konuşursanız, bir daha geri dönüş olmaz, zaman ve söylediğiniz sözü geri getiremezsiniz. Hepimiz boş konuşmalarımız ve tekrarlarımızla her ikisinin de israfına neden oluruz. Yani zaman israfı ne kadar önemliyse, söz israfı da bir o kadar önemlidir.
Söz nedir? Söz, günümüzde ne kadar basit gibi görünen bir kelime ise de, aslında “dinlenilebilen, ciddi konuşmaları oluşturan kelimeler” anlamına gelmektedir. Bu anlamından farklı olarak, başka bir anlamda da kullanırız “sözü”. Bu kelimenin farklı bir mana derinliği vardır. Yani bir hüküm de ifade eder. Birçok atasözümüzde olduğu gibi “söz” ciddiyet ifade eder ki, bunlarda insanların birbirine olan güvenini sağlar. Mesela, “söz vermek” gibi, “sözünde durmak” gibi. Bir farklı güven uyandıran söz ise, “sözünün eri olmak” gibidir.
İnsan duygu ve düşüncelerinin dışa dökülmesini sağlayan en büyük unsur dildir. Dil, sözün söylenmesi için bir araçtır. Amaç söylemek, ifade etmektir. Söylenen söz ve gaye güzelse, güzelliğe güzellik katar. Dil sözü söyler, söylenen söz de insanın özünü yansıtır. Yani insanın sözü, özünün aynasıdır. Dil; duygu ve düşüncelerin iyi ise iyilikten bahseder, kötü ise fitne çıkartarak savaşa bile neden olur. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “hem tükenmez bir hazine, hem de devasız bir derttir”
Dil, kullanmasını bilen insan için mükemmel bir silâhtır. Onunla gönül almakta, gönül yıkmakta mümkündür. Kalpler de feth edilir, kaleler de. Hayatta kurtarır, hayatı da sona erdirir. O, kelamın hoşluğuna veya boşluğuna bağlı. Hoş olursa “söz,” boş olursa “laf” olur.
Söz söyleyerek hazine, laf ederek devasız bir dert de olabiliyor dil. Hayat kurtardığı gibi hayatını da kaybettirir. Aslında önemli olan, sözü yerinde ve zamanında söyleyebilmektir. Yerinde söylenmeyen söz doğru ve güzel olsa bile israf edilen, boşa yapılmış bir konuşma olur ki, hiçbir tesiri olmaz. Ve insanların sözlerinin etkisi bir savaşı da durdur, başının da gitmesine, canından olmasına da neden olur. Yediği ve içtiğinin acı veya tatsız olması bile insanı etkilemez, o güzel söz karşısında bal zevki verdirir. İki gözüm Yunus’un dediği gibi; Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı / Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.
Eğer dilinizden çıkan bir değer taşımıyorsa, onu sözle karıştırmayın, o laftır. Boş laf, anlamsız değersiz kelimelerdir. Bazen bu laflar o kadar süslenir ki, yalanı gerçek gibi gösterirler. Eğer dikkat ederseniz, bu laflarda ki samimiyetsizliği ve yapmacıklığı hemen fark edersiniz. Güzel bir laf salatasıyla kafa kulağını doyururlar ama gönül kulağı boş kalır. Çünkü gönül, samimiyet ve yapmacıktan uzak kelam ister. Gönül kulağını açmayan da bu lafların hoşluğuna kapılır gider.
Boş laflarla hiçbir yere varılmaz. İşte bunu ifade eden bir atasözümüz daha; lafla peynir gemisi yürümez. Yani boşa konuşma olur, konunun devamında bir sonuca varılmaz. Eğer söz söylerseniz size hiçbir zararı dokunmaz, ama yersiz ve zamansız söylemeye devam ederseniz, belli bir süre sonra dinleyiciniz olmaz, söylediğiniz “laflar,” size de zarar vermeye başlar.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.