SU İÇME CANLI SU İÇ
23 Temmuz 2024, Salı 00:00İnsan vücudu için su elzemdir. Hatta insan bedeni yaklaşık %70-85 sudan oluşur. Bu yüzden her gün su içmemiz gerekir ki vücudun suyu tazelensin. Her ne niyet ve enerjiye maruz kalmış olursa olsun, suyun kimyasal bileşimi, tadı ve rengi değişmez; yalnızca enerjisi değişir. Enerjideki bu değişiklik de yalnızca yüksek teknolojili cihazlar sayesinde izlenebilir. Şimdi gelelim suyu sağlıklı olup olmaması durumuna. Bunu iki kavramla açıklayabiliriz: Canlı su ve ölü su. Buzdolabında, damacanada, pet şişelerde, arıtıcılarda bekleyen; işlenmiş, zenginleştirilmiş, arıtılmış su, kimyasal olarak mükemmel bile olsa, ölü bir sudur. Canlı su kaynağından çıkan hareketli ve enerjisini, hafızasını kaybetmemiş sudur.
Her kaynaktan alınan suyun diğerinden farklı bir molekül yapısı vardır ve maruz kaldığı işlemler sonucunda bozulsa da, dondurup erittiğimiz zaman her biri en baştaki molekül yapısına geri döner. Bu da suyun hafızası olduğunun ispatıdır. Doğanın tüm bilgisini hafızasına yazma yeteneği olan suyun insana şifa vermesi de bu bilgisi ve hafızası sayesindedir.
Su 80 metrelik bir boru sisteminden geçtiğinde, canlılığını kaybeder. Bu da borunun kötü olmasından değil, borudaki basınçtan oluşur. Suyun evlerimize kadar taşınabilmesi için gerekli olan basınç, suyun kendi hareketliliğini bozar. Su da çift helezon şeklinde spiral hareket vardır. Bu da suyun kristalinin oluşmasını sağlar. Suyun spiral hareketine zarar verildiğinde kristal yapısı da bozuluyor. Kristal şekil olmayan yerde geometride yoktur. Böylece bilgide oluşamaz ve neticede canlılık yok olur.
Japon araştırmacı Dr. Masaru Emoto, topladığı farklı su örneklerini dondurarak fotoğraflarını çekmiştir. Temiz akarsulardan alınan örnekler çok güzel kristaller oluştururken musluk suyu kristal oluşturamamış veya bozuk kristaller oluşturmuştur.
Bilimsel araştırmalar kullanılan suyun ruhsal, bedensel ve zihinsel sağlığı doğrudan etkilediğini ortaya koymaktadır. Sıvı dolaşımı durgun hale gelen bir hastanın sağlığına kavuşması için bedendeki yüzde 70 oranındaki suyun saflaşıp hafiflemesi gerekir.
Doğada ki tüm maddeler donunca hacimsel olarak azalırken su tam tersine genleşir. Yani su dondukça canlılaşır. Canlılığını kaybetmiş su büyük moleküllü taneciklerden oluştuğu için vücut içerisinde hücre duvarlarından hücrelerin içerisine tam olması gerektiği kadar alınamaz. Bu da hücrelerin susuz kalmasına sebep olur. Bu durumda insan bedeni çabuk yaşlanma belirtileri gösterir, metabolizma erken yavaşlar bunun sonucu olarak da sağlıksız kilo alınarak yaşlanma süreci hızlanır. Oysaki canlı su içebilmiş vücut su sayesinde enerji alır. Canlı su mikro taneciklerden oluştuğu için vücut içerisindeki hücre duvarlarından kolayca içeri girip hücrelerin her daim genç kalmasını sağlar. Bunun en doğal sonucu olarak metabolizma hızı yavaşlamaz, cilt nem dengesini korur.
Peki hocam suyu nasıl canlı su haline getiririz dediğinizi duyar gibiyim işte bunun için yöntemler;
- Suyu emaye ya da cam bir kapta dondurup çözündürdükten sonra 12-13 saat su canlıdır. Eridiği zaman dipteki tortuyu süzüp 13 saat içerisinde tüketip canlanın.
- Suyu bardaktan bardağa 11 kez aktardıktan sonra da su canlanır.
- Canlı su yollarından bir diğeri de sırlanmamış toprak testiden su içmektir. Toprak testilerde, gözeneklerin arasından sızarak maruz kaldığı toprak etkisiyle su canlılığını tekrar kazanır.
- Suyu canlandırmak için bir avuç kuvars kristalini, temiz kaynak suyuna koyarak, cam sürahi içerisinde bekletirseniz suyu canlandıracaktır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.