SURİYELİLER NE GETİRDİ?
06 Aralık 2018, Perşembe 08:45Bana sorarsanız hiçbir şey getirmedi, bizden çok şey götürdü.
Savaş var dediler, Suriyelileri getirdiler.
Savaş bitti, eee misafirlikte bitti…
Size güle güle diyebilecek yöneticiler aranıyor.
Bütün sosyal medyada artık Suriyeliler geri dönsün paylaşımları o kadar arttı ki,
Misafirliğinde bir sınırı olmalıdır.
Suriyeliler meselesi partiler üstü, siyaset üstü bir memleket meselesi haline gelmişti.
Benim Türk Askerim, Suriye’de savaşırken onların Türkiye’de zevki-sefa içinde çocuk yapması kabul edilemez.
Hiç kimse kusura bakmasın vatanları, vatandaşları bombalanırken burada üremekte ne oluyor?
Rahmetli Süleyman Demirel’in bir sözü aklımdadır.
Demirel; Bosnalılara hitap etmişti.
‘Biz vatanımız için ‘tarih yazdık’ sizde tarih yazın’ demişti.
Ve o Bosnalılar öldürülme pahasına, Avrupa’nın bütün kalleşliğine rağmen canlarını verip destan yazdılar.
Savaş çıkınca, Bosnalılar kadın ve çocuklarını Türklere emanet ettiler ve cepheye koştular.
Peki Suriyeliler ne yaptı.
Kadın erkek, çoluk çocuk ülkemize kaçıp geldiler.
Vatanları umurlarında bile değildi.
Vatanları için savaşan Suriyeli askerler, Türkiye’deki eli silah tutanları cepheye istediler. Aba bizim yetkililerden çıt yok.
Yakında size rahmetli bir TÜRK GAZİSİ’ni tanıtacağım.
1983 yılında doğan, 1907’de henüz 14 yaşındayken askere alınan, 1925 yılına kadar 18 yıl 12 cephede savaşan Konyalı Kahraman Gazi Nori (Nuri) Çavuş’u bizler tanıyoruz ama sizlerde tanıyacaksınız.
Vatan için tek ayağını feda eden bu yüce gazimizi hatırlayınca bir de Suriyeliler aklıma geliyor.
Suriyeliler bizden çok şey götürdü dedim.
İlk olarak söyleyeceğim ‘Acıma’ hissimizi su istimal ettiler.
Kanun, yasa tanımadılar.
Oturdukları yerdeki insanları gürültüleriyle ve kalabalıklarıyla rahatsız ettiler.
Bir büyüğüm bu yüzden evini sattı, başka yere gitti.
Suriyeli mahalleleri ve semtleri oluştu.
Haksız rekabeti kendi lehlerine çeviren Suriyeli işyerleri oluştu.
Arapça levhalarla, alfabemizi bozdular.
Kılık kıyafetleriyle, kılık kıyafet kanunumuzu bozdular.
Ortaçağdan kalma, genelde batılıların kullandığı simsiyah elbiselerin içinde kadınlar gözlerini bile kapatan giysiler giydiler.
Fırsattan istifade, bu özlem içinde olan kadınlara da gün doğdu.
En ağırıma giden de bu simsiyah kıyafetleri, gözleri bile gözükmeyen kıyafetleri dine bağlamalarıdır.
Trafiğimizi bozdular. Altlarında bir elektrikli bisiklet, ne ters yol, ne kaldırım bildiler.
Bunlara, hiçbir müdahale edilmedi.
Yaşı küçük evlilikler yaptılar. Nasıl yaptılar onu da bilmiyorum. Devletim bizim kanunumuz var diyemedi.
Dilenciliği meslek haine getirdiler. Bir türlü çoluk çocuk dinlemekten vazgeçmediler.
Bunun için en uygun yer olan Camileri seçtiler.
Cuma günleri gelin Nalçacı’daki Hacı Kemal ONSUN camiine, aynı ekibe çoluk çocuk her hafta görürsünüz.
Asayişimizi bozdular.
Suç işlediler.
Hırsızlık, gasp suçlarına karıştılar.
Devlet yetkililerimiz bunları aklayabilmek için gerçek olmayan beyanlarda bulundular.
Suç işleyebilecek yaş sınırlarını değil, Türkiye’deki Suriyeli sayısı üzerinden suç oranını belirleyip, Suriyelilerin binde sekiz oranında suça karıştığını söylediler.
Resmi açıklama, 3 milyon 594 bin Suriyelinin ülkemizde kayıtlı olduğudur.
Ya kayıtlı olmayan?
Yetkililer güç durumda kalıp, Suriyelilere maaş bağlanmadığı iddiasında bulundular.
Kaymakamlıklarımız adeta Suriyelilere tahsis edildi.
Hastanelerimiz bunlardan geçilmedi, doktorlar da bıktı.
Doğumevleri, Suriyeli doğumevine dönü.
Polisimiz bunlarla uğraşmaktan, kendi vatandaşlarımıza bakamaz oldu.
Bankalar bunlarla doldu.
Ama Suriyelilerin uğramadığı kurumlarımızda vardı.
Bir tek kurum ‘Vergi Daireleri’ Suriyelilerin her işi yapıp hiç uğramadığı kurumdu.
Fuhuşta var diyeceğim dilim varmıyor.
Yahu saymakla bitmez.
Bunu fırsat bilen vatandaşlarda vardı.
Yanlarında üç kuruşa Suriyeli çalıştırıp, sigortadan kurtulan, onların sırtından para kazananlarda vardı.
Sözün kısası,
Suriyeli kardeşlerimiz, siz bizim yine kardeşimiz olun ama evinize dönün.
Vallahi bizler çok gerildik.
Herkes EVİNE…
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.