TEHLİKENİN FARKINDAYIZ
28 Eylül 2016, Çarşamba 08:34Nasıl yani mi? Diyeceksiniz. Hayır, ne demek istediğimi gayet iyi anladınız sanırım. Zaten hepimiz konu başlığından meselenin ne olduğu hususunda fikir sahibiyiz. Ülkemizin etrafının sadece denizlerle çevrili olmadığını, denizlerin jeopolitik konumumuza kattığı esas güzelliğin yanında harbi büyük bir tehlike çemberinin potasının içerisinde yer aldığını hepimiz biliyoruz. Şöyle ki Türkiye’miz aynı zamanda yer coğrafyası yönüyle de büyük bir deprem kuşağı içerisinde yer almaktadır. Eskilerden bir siyasetçinin ifadesiyle ne yapalım altımız çürük falan demeden mevcut güzelliklerle beraber mevcut tehlikelerin farkındalıklarıyla yurdumuzu korumaya dört elle sarılıp bu ülkenin gerçek sahipleri olarak ne kriptolara ne de bölücülük kumpası ile hareket edenlere asla izin vermeyeceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi bu ülkeyi malazgirtle beraber edindiğimiz vatan duygusunu güçlendirdiğimiz ve aidiyet bellediğimiz iman refleksiyle donanımlı birer tarihi ve kültürel kimlik olarak Türk’ün gücünü ve adalet duygusunu yeniden kapitalizmin pençesinde insanlığın çığırından çıkmış sapkınlıkta birbirileriyle yarış içerisine girmiş ve insanın insanlığını yitirdiği bu dünya yeniden inancımızın gerçek değerlerini vitrine koymak bizim asli işimiz olacaktır.
Peki, tehlike geçti mi? Hayır. Daha büyükleri ile gelecekler. Daha saldırgan olacaklar. Daha da yıkıcı ve şiddetli bir tavır sergileyecekler. Tıpkı İstanbul’da beklediğimiz deprem sarsıntısı gibi hemen her vesileyle alınması gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Biz Fırat Kalkanı harekâtıyla hem sınırlarımıza ötelerden gelecek tehlikelere karşı ön tedbir alma yoluna giderken yılanın başını yerinde ezerek hareket etmesini bertaraf ederken asıl tehlikenin de hem iç kriptoların hem de onlara yardım eden ve maalesef dost ülke diye hayıflandığımız başta batılı ülkelerin ve USA’nın bizzat bu işin içinde olduklarını da biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var ki;O da şu ana kadar ki olaylarda hep sessiz kalan İngiltere’nin asıl yılanın başı olduğu gerçeğidir.Tarihten de biliyoruz ki;Osmanlı Devletinin yıkılmasında baş aktör İngiltere’dir.Dünya da bu ülke kadar menfaatçi ve sinsi başka bir toplum göremezsiniz.Bir suda iki balık kavga etse az önce oradan uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir sözünden de anlayacağımız üzere böyle sömürgeci bir topluluk ve fitne yaygıncılığı bunların dışında yok gibidir.
15 Temmuz hakikaten ülkemiz için en büyük dönüm noktasıdır. Yıllardır kendilerini gizleyen devletin her kademesine sızan ve dini bir argümanla hareket eden ama gerçek niyetleri batılı efendileri olan ve her kılıkta takiyye becerileri bulunan bir yıkıcı ve bölücü örgütün varlığı ülkemizin ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Ateizmi kullanan PKK ile dini terminolojiyi kullanan fetö mensuplarının birlikte aynı hedefe yönelmeleri ve birbirleriyle destekli diğer kollarıyla hareket etmeleri ABD’nin işini kolaylaştıracaktı. Türkiye’ni Pkk’nı n Suriye’deki kolu diyerek terör örgütü olduğuna bir türlü inandıramadığı Abd’li yetkililer hem pyd’ye müttefikimiz diyerek silah yardımında bulunuyor hem de Türkiye ile ilişkilerini bir terör örgütüne destek vererek resmen ve alenen ortaya koyup açıkça kimden yana olduğunu belli ediyor.
Asıl yılanın başı olarak bu planların yapıcısı İngiltere ise uygulayıcı ABD olduğundan dünyada ki zulümlerin ya da faili meçhul diye işlenen insanlık cinayetlerinin baş aktörü ABD ve onun arkasından gelen diğer medeni modern! Canilerdir. Göz göre Halep şehri ve oradaki bir insanlık bombalanıyor ve orada bir insanlık dramı yaşanıyorsa hiçbir gerekçe bu cani kapitalizmin temsilcileri olan mahlûkları haklı gösteremez. Ne ABD’yi ne ne Eset rejimini ne de ona menfaat yalakalığı yapan Putin şerefsizini.
Öyleyse bugün bizler bu coğrafyanın asıl sahipleri olarak dini mübin İslam adına varlığımızı ve geleceğimizi koruma kollama yaşama ve yaşatma adına daha çok çalışmak birlikte hareket etmek üretmek kardeşlik ruhunu canlı kılmak ayrım gayrım peşinde koşmamak ve Ülkemiz için her şeyimizi ortaya koymak zorundayız. Bunu 15 Temmuz’da yaptık. Yine yaparız yeri geldiğinde. Her zaman tetikte olmayı bilmeliyiz. Anadolu muz’da bir tabir vardır. Aman sak yat derler. Yani uyku modunda iken yarı uyku yarı uyanık hali bir şey arası. Rahmetli anam sık sık bu ifadeyi kullanırdı. Sak yatın ha! Derdi. Şimdi o cümle bizi nasıl da bağlıyor. Ey! Anadolu’m yürekli kardeşler şimdi sak yatmanın zamanı. Su uyur da düşman uyumaz. Harıl harıl çalışanlara karşı elbet Rabbimizin de bir hesabı var. Amenna biliriz. Yalnız kul olarak bizler elimizden geleni yapalım ki tedbir bizden takdir Rabbimizdendir.
Devletimizin bilhassa istihbarat konusunda rahmetli cennetmekân 2.Abdülhamit maharetini gerçekten yakalaması elzemdir. Düşünün On binlerce terörist fetö yanlısı Ordu içerisinde iktidarı devirmeye yelteniyor. Şehitler veriyoruz! Mit nerede? Diye sormazlar mı adama. Kendi bürokrasimizi yani vatan millet devlet din aşkına hareket eden insanlarımızı o kilit noktalara getirmeliyiz. Bugün Kazakistan’da bürokrasi de Ruslar ağırlıkta. Kazakistan ne kadar güvenli bir ülke mesela Rusya’ya karşı değil mi? O yüzden kimsenin gıkı çıkmıyor Put in’e karşı. Rusların buralara asker göndermesine gerek yok. İçerdekiler hallediyor nasıl olsa. İşte Türkiye içinde planlanan buydu. Eğer başarsalardı, Allah göstermesin Rus -Abd ve İngiliz müdahalesiyle açık kapı haline gelen ülkemizde ilk yapacakları Kürdistan ve Ermenistan konusunda adım atmak olacaktı. Buralar peşkeş çekilecekti. İç savaş kapıdaydı. Bereket ki halkımız kendini tankın önüne atmak ve gerekli müdahaleyi yapmak suretiyle ülkemizin geleceğini onlara teslim etmedi.
Ajanların cirit attığı bir güneydoğu trafiği kontrol altına mutlaka alınmalıdır. Suriyeli sığınmacıların kendi ülkeleri içerisinde güvenli bölgelere kaydırılması yapılmalı ve münferit olaylarında böylece önüne geçilmelidir. Bilhassa insanların psikolojik olarak fazla etkilenebileceği sosyal alanlarda güvenlik zafiyeti ve güvenilirlik olmalıdır. Bir futbol müsabakası ne biliyim bir cezaevi yeri mahkûmların ruh halleri vs. her bakımdan kontrol edilmeli, içerde dönen dolaplardan dışarıdakiler anında istihbarat alabilmelidir. Velhasıl yeni bir fetret devri yaşamamak için devletimizin her konuda adaletten ayrılmadan suçluyu suçsuzu iyi ayırt ederek alınan tedbirlerin kamuoyu nezdinde geçerliliğini sindirecek ve kabul görecek adımları süratle uygulamaya konulması devam ettirmesi ve ve kendini vatandaşın yanında hep şefkatli hissettirmesi lazımdır. Bizde Ömer Halis demir’ler(Allah rahmet eylesin) bitmez. Söz konusu vatansa gereğini yaparız. Mesele bu ülkede kardeşliği daimi kılıp düşmanlara fırsat vermemek ve hak ve adaleti yeniden insanlığa gerçek medeniliği bizim öğretmemizdir. İnsan, bu dünya da daha ne için yaşar ki? Hayatı anlamlı kılan inançlardır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.