TERKETMEYİ BİLE KABUL EDEBİLİRİM AMA VATANIMA SALLAMAYI ASLA!

06 Aralık 2023, Çarşamba 00:01

A+
A-

Elimde değildi elbette ama Konya’lı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan da İslâm kimliğimden de mutlu ve onurluyum. Benim yaşıtım bir Avrupa’lı benim gördüklerimi ve yaşadıklarımı görmemiş/yaşamamıştır kesin; sonuçta hemen her on yılda bir gelen darbeler, muhtıralar, başımıza bela ettikleri en kötüsü canlarımızı alan (şehit ve gazilerimizi minnet ve rahmetle anıyorum) ve mücadele için harcadığımız milyar euroları kalkınmamıza harcasak çok daha farklı ekonomik ve kalkınmışlık düzeyinde olacağımız kesin terör belası; periyodik olarak yaşadığımız ekonomik krizler, siyasi çalkantılara rağmen kendimi çok şanslı hissediyorum bu ülkede doğmak ve yaşamaktan. Allah her şeyi vermiş, gerisi biz kullara ve seçtiğimiz siyasetçilere kalmış; hata bu topraklarda değil. Kendini aydın diye tanımlayan ve her fırsatta Batı’ya özlemini dile getiren “ne olacak bu memleketin hali?” hatta “bu ülkeye çocuk doğurulmaz” “gitsin çocuklarımız Avrupa’da yaşasın” cılar var aramızda, saygı duyarım fikirlerine ve tercihlerine ama bir noktada eleştiririm hoşgörü umarak; nesine hayranız Avrupa’nın? Düzenlerine, yaya öncelikli trafiklerine, belki dingin yaşamlarına, mesela sokaklara izmarit fırlatmamalarına. Gidip gördüğümüz turistik gezilerde araç kiraladığımızda mesela flaşör yakarak rastgele park etmeyen, korna bile çalmayan, izmariti araçtan fırlatmayan vatandaşlarımız vatan sınırlarına girer girmez bizcil davranışlarına dönüveriyor . Araçlardan izmarit atılması semtlerin sosyokültürel ve sosyoekonomik durumlarına göre araç markası ve sigara tipi yönünden değişiklik arz ediyor. Kenar semtlerde küfürleşme lüks semtlerde ayıp parmak hareketine dönüşüyor, elin ülkesinde elin kurallarına kuzu kuzu uyan bizler ülkemizde kendi özgür ! tavırlarına dönüveriyor. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız Kapıkule’den giriş yaptıkları andan itibaren araç kullanma tarzlarından sokakta yürüme stillerine kadar her şeyde toplumsal yazılı kuralları boş veriveriyorlar. Aslında kimse kurallara uymak istemez, orada uymak Devletin takibi nedeniyle başka bir şey değil ancak kurallara uyarak yetişen çocuklar kurala uyarak yaşayan ve ülkesini daha yaşanılır hale getiren ebeveynler olarak yeni nesilleri de toplumsal kurallara uyma zorunluluğunda yetiştiriyorlar;bizse elin kurallarına uyarken kendi vatandaşlarımıza ve vatanımıza zarar veriyoruz. Sonra toplumsal gelişime örnek ve önder olmayan sözde aydınlar olarak “ahh bu cahiller” diye söylenerek yaşıyorlar, aslında yok aslında bir farkımız ayinesi iş ise eğer.

Bir meslektaşımızın Sn. Uğur Dündar’a gönderdiği mesaja ilişkin dillendirmek istediğim konular var. Meslektaşım İngiltere’ye göç etmiş kız çocuklu bir hekim ailesi. Sağlık Bakanımıza hitaben yazdıkları mesajda kendilerini “vatansız, yalnız ama haklı bulduklarını” söyleyerek başlamışlar yazılarına. Kız çocuklarına sosyal görgü ve özgüven veremeyeceklerini, kıvılcım kızlarını aleve dönüştüremeyeceklerini düşünmüşler. 9 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenebilmek için sokakta dolaşan ve 12 yaşındaki kızların şort boylarına sataşanlar varmış sokaklarında ülkemin ve kızlarına ne gözle baktıklarını düşününce midesi bulanıyormuş sevgili meslektaşım annenin. Ülkemde cemaat elinde olmayan çalışacak bir-iki kurum dışında yer bulamadıkları gibi kızlarını dünya vatandaşı olarak yetiştirecek üniversitemiz de yokmuş. Göç etmişler zira amaçları çocuklarının gerçek dünyayı tanıması ve dünya vatandaşı olmasıymış. Mektubun son cümlesine katılırım “memleket sevdaları bitmemiş”

Seven de terk edebilir, daha müreffeh yaşamak, burada bir kazanırken orada 36 kazanmak; daha rahat çalışmak, lükse daha kolay ulaşmak gibi sayısız gerekçe sıralanabilir. Ama sayın meslektaşım önce kendisini İngiltere’ye kabul edilecek kadar iyi yetiştiren anne ve babasına; mesleki düzeyini sağlayan hocalarına ve çok çalışarak geldiğini söylediği imkanları veren Devletime haksızlık etmiş. Kendisi çok çalışmış ama ben de diyorum ki keşke devletim bu imkanları bu ülkeye hizmet etmeyi öne alan bir başka hekime sunsaymış. Sokaklarda tuhaf düşünceli insanlara ben rastlamadım ara sıra sapkın demeçlerle gündeme gelme çabaları olsa da; bu ülkede belli üst makamlara gelen sayısız kadın yönetici ve bürokrat var başarıyla hizmet eden; ülkemin istenilen düzeyde olmasa da Dünyaca kabul gören Üniversitelerimiz var. Bu ülkede kıvılcım yetiştirmek isterseniz her şeye rağmen mümkün. Özgüven ailede verilir. Çevremde çok sayıda başarılı hanımefendi var, çocuklarını iyi yetiştirmek için çaba sarfediyorlar, eminim başaracaklar da. Kendi kızım örneğin Bilkent, Odtü, Hacettepe Üniversiteleri’nde lisans ve yüksek lisans sonrası doktora eğitiminde; evet yurtdışı teklifler de aldı ama memleketine daha iyi düzeylerde hizmet için belli bir yere gelmeye çalışıyor ve gurur veriyor bana; belki yurtdışında daha kolay geledebilir ama tercihi ülkemde olmaktan yana . Dediğim gibi gidenleri kınamam, memleket sevdalarını sorgulama hakkını kendimde bulmam ama memleketine ve vatanına haksızlık etmeyi anlamakta güçlük çekerim.

İngiltere..Sicili belli. Pandemide huzurevindeki yaşlılar ölüme terk edildi. İnsan haklarından ne anladıklarını Filistinli mağdurları boş verip “İsveç ve İsrail” için yas ilan etmelerinde gördük. Sayın meslektaşım acaba evladını Dünya vatandaşı olarak yetiştirirken Türk ve Müslüman kimliğini koruyabilecek mi? Kendisine naciz tavsiyem mesela çalıştığı kurumda İsrail’i yüksek sesle kınasın, yakasına ve evine Filistin Bayrağı assın ve görsün Batı’nın imrendiği yüzünü. Bir hocamız “İngilizce Tıp Eğitimi Batı’ya doktor yetiştirmek” demişti haklıymış galiba. Son günlerde özellikle Savunma Sanayi mühendislerine yurt dışı teklifler yağıyor, sizce neden acaba? Gençlerimiz bağımlı değil ama bağlı olsunlar, Ülkemi eleştiren sözde aydınlar da ülkemin imrendikleri Batı ülkelerine benzemesi için önderlik ve örneklik etsinler. Sayın meslektaşım İngiltere’de mutlu olur umarım ama vatansız ve yalnız olacakları kesin hele kimliklerini korumakta ısrarlı olacaklarsa.

Yorumlar

Ahmet oztemel
06-12-2023 14:14
Sn. Sayı üstadım, çok tesekkur ederim değerli katkınız için.
Hasan Basri Sayı
06-12-2023 11:08
Dr. Ahmet Öztemel Abime çok teşekkür ediyorum. Son dönem densizlikle eşlik eden eğitimli ama toplum cahili bazı kesimlerin adeta fotoğrafını çekmiş. Evet bu ülke bizim. Vatan olması için bedel ödendi. Bu bedel dedelerimizin kanıdır. Basiretsizlikler bu toprakların vebâli değildir. Müellifin dediği gibi başka ülkeye gitmeyi tercih edebilirsiniz ama bu memleketi harcayamazsınız. Hepimiz sorumluyuz ve yanlışlıkların düzeltilmesinde her yurttaşın sorumluluğu var. Sağlıcakla kalın.