TERÖRLE BÖYLE MÜCADELE OLMAAAZ!!!
15 Ocak 2016, Cuma 08:47Konya’yı yazalım diyoruz. Ancak ülkemdeki gelişmeler ister istemez bizi yerel yazmaktan uzaklaştırıyor. Tam Mevlana Müzesi ve Türbesi için yazalım diyoruz, bir bakıyorsunuz SULTAN AHMET’de patlama. İki gün sonra Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde bomba yüklü araç patlatılıyor. Polislerimizin eşleri ve çocukları katlediliyor. Vatandaşlarımız katlediliyor… Vatan için canlarını ortaya koyan polisimizin ve askerimizin eşleri, çocukları bedel ödemek zorunda mıdır? Terörle mücadele ederken, eşini, çocuğunu kaybeden polisimize ne diyeceğiz? Milletçe yüzümüz kızarmayacak mı?
Devletimizin en büyük yanlışı terörle mücadeleyi elinde silah olanlarla mücadele olarak algılaması.
Teröre destek veren elinde silah olmayan kimselere hiçbir şey yok…
HDP diye parti isminde terör örgütünün beyin takımı var. Bunlar teröre hem finansal hem ekipman hem de silah ve insan olarak yardım ediyorlar.
Diyarbakır’ın SUR ilçesinde, askerimize polisimize ateş açan, onları şehit eden terörist leşlerini almak için HDP milletvekili, yanında çakal takımı ile geliyor. Düşünebiliyor musunuz, askerimi, polisimi şehit edenlerin leşlerini alan HDP bunları gövde gösterisi ile defnedecek… Bu mudur terörle mücadele? Bu mudur demokrasi?... Haydi oradan be… Bunun adı İHANETE, HAİNLİĞE göz yummaktır. Bunun kılıfı da demokrasidir.
İCRA MAKAMLARININ SIZLANMAYA, DERT YANMAYA HAKKI YOKTUR
Başbakanımız dahil, özellikle Başbakan yardımcısı Yalçın AKDOĞAN yine Numan KURTULMUŞ, Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ, İç İşleri Bakanı Efkan ALA gün geçmiyor ki televizyonda terörle ilgili dert yanmasınlar. Yahu kardeşim adama sorarlar; ‘Yasaları ben mi çıkaracağım?’ ‘Elinde silah olmayan teröristlerle ben mi uğraşacağım?’
Milletten ne istediniz de vermedi? Can istiyorsunuz veriyoruz. Kan istiyorsunuz veriyoruz. Destek istiyorsunuz veriyoruz. Oy istiyorsunuz veriyoruz. Yahu Allah aşkına başka ne istiyorsunuz? Arkanızda canını, malını, çoluğunu-çocuğunu devletine feda eden bir YÜCE TÜRK MİLLETİ var, daha ne istiyorsunuz?
HDP’li vekil görünümlü teröre destek baronlarının DOKUNULMAZLIĞINI ben mi kaldıracağım? Efendim ‘Dokunulmazlıkları kaldırırsak Avrupa ne der, AB ne der’ diye mı korkuyorsunuz? Efendim ‘dokunulmazlığı kaldırırsak içerde kaos olur’ diye mi düşünüyorsunuz?
Biz milletçe İNCELDİĞİ YERDEN KOPSUN diyoruz. Eğer atalarımız sizin gibi düşünse idi 7 düvelde mücadele edip, dünyaya kafa tutmazdı. Ve bugün TÜRKİYE CUMHURİYETİ olmazdı.
TERÖRLE MÜCADELEDE KOMEDİYE BAK!
Eski bir PKK’lı vekilin kırmızı bültenle arandığını dünyaya bildiriyorsunuz. Ama devlet olarak tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayı, bu terörden dolayı aranan kişiye emekli maaşı olarak veriyorsunuz. Hey haaaat…
Üniversiteli öğrenciler! PKK’ya destek veriyorlar, teröre destek veriyorlar ama bir yandan da bu ülkenin üniversitesinde okuyup, bursları alıyorlar…
HDP’li pardon PKK’lı belediyede çalışanları görmüyor musunuz teröre nasıl destek veriyorlar?
Çatışmada öldürülen bir terörist, devletin bir sağlık kurumunda memur olarak çalışıyor… Siz teröre destek verenlerle elinde ‘SİLAH YOK’ diye mücadele etmezseniz biz daha çok şehit veririz.
ÇINAR’DAKİ 5 AYLIK BEBEĞİN KATİLİ KİM?
Diyarbakır’ın ÇINAR ilçesinde polis lojmanlarına bombalı araçlarla saldırıp, bir polisimizin eşi ve beş aylık bebeğinin katili ülke dışındaki akademisyenlerle bir olup 1100 kadar ülke düşmanı bir bildiri yayınlıyor. Düşünebiliyor musunuz benim ülkemin aydınlık geçinen karanlık yavşakları (bitin yavrusu), gençlerimizi eğitecek bu akademisyen görüntülü devlet düşmanları , dışarıdaki hainlerle bir olup benim devletimin aleyhine bildiri yayınlıyor..
Benim devletim bu şer odaklarına maaşlar verip, görevine devam etmelerine müsaade edecek mi? Kendileri gibi gençler yetiştirmelerine müsaade edecekler mi?
Ey YÖK benim ülkemdeki bu hain bildiriye imza koyanlar, benim devletimde görev yapamazlar. Bunların görevlerine derhal son verilmelidir. Bunların elinde ha SİLAH olmuş, ha KALEM… Beyin ve kalp olarak ihanet içindeler.
BAŞBAKANIM BOŞANI NEFES TÜKETMEYİN!!
14 Ocak Perşembe sabahı başbakanımız Ahmet DAVUTOĞLU, AR-GE Reform Paketi ile ilgili açıklamalar yapıyor. İhanetçi 1100 yerli ve yabancı akademisyen bozuntusuna, ‘Elinizi vicdanınıza koyun’ diyerek, beş aylık polis bebeğin ve eşinin öldürülmesini soruyorsunuz. Yahu Başbakanım bunlarda VİCDAN var mı ki, ‘Elinizi vicdanınıza koyun’ diyorsunuz… Bu vahşeti görüp, bilip, bu bildiriyi yayınlayan yurt içi ve yurt dışı akademisyen bozuntularını İNSANLIKLARI sorgulanmalıdır.
Devletten ricamız var. Bu 1100 akademisyenin isimleri, bağlı olduğu kurum, kuruluş ve illerini içeren vatandaşın anlayacağı şekilde bir liste hazırlasınlar ve bunları vatandaşlara dağıtsınlar. Kimlerle birlikte yaşadığımızın farkına varıp, tedbirini alalım. Konyalı bir akademisyenin kıvırmasını da lanetle izledim. Baktı ki herkes lanetleyip tükürüyor, ‘Efendim barışa katkısı olmayacak diye imzamı çektim’ diyor bu yaratık… Sen daha bu metnin ne demek istediğini anlayamıyorsan, kalın kafanı sorgula. Tepkilerini görünce bir yerini kurtarmaya çalışma…
HA HDP, HA CHP…
İnanılır gibi değil ama bu ülkenin ana muhalefeti HDP ile aynı çizgide ve düşüncede olamaz…
Beyaz diye bildiğimiz bir şovmenin programına bir öğretmen bozuntusu katılıp, devleti suçlayıcı açıklamalarda bulunuyor. Beyaz dahil, sanatçı bozuntusu konukları alkışlıyorlar. Tepki gelince Beyaz ÖZÜR diliyor. HDP eş başkanı Selahattin DEMİRTAŞ bu terör yandaşı öğretmen bozuntusuna sahip çıkıyor. CHP Genel Başkanı nara atıp Beyaz’a kızıyor, ‘niye özür diliyorsun’ diye, ‘Senin özrün kimi sevindirecek?’ diyor. Sayın KILIÇDAROĞLU, Beyaz’ın yaptığı yanlıştan dolayı özrüne devlet ve millet sevindi. Ama sizin konuşmanıza özre karşı gelişinize kim sevinmiştir?
Sayın KILIÇDAROĞLU en çok parti gurup toplantılarında kalabalığı görüp, coşup namaz vaktini geçiren imama benziyor. Atıyor, tutuyor. Sayın KILIÇDAROĞLU, MERKEL’e mektup yazıyor. Ana Muhalefet lideri olarak terörü kınayıp üzüntülerini bildiriyor. Sayın KILIÇDAROĞLU, yanlış beyanınızı düzeltin lütfen. Siz ana muhalefetin GENEL BAŞKANISINIZ, lideri değilsiniz. Lider olsanız muhalefet olmazsınız. Bir lider girdiği sayısız seçimden birinde hiç değilse galip çıkar.
CHP’li Levent GÖK adeta TRT’yi basıp terör estiriyor. Genel Başkandan çıt yok. Sayın KILIÇDAROĞLU, ‘Türkiye-İran savaşında İran’ın yanında yer alırım’ diyen biriyle aynı partide…
CHP’li Haluk KOÇ açıklama yapıyor: ‘1100 akademisyenin bildirisinin arkasında değiliz’ diyor ve ekliyor, ‘Bu durum DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ olarak değerlendirilmelidir’ diyor. Artık vatana hem de yabancılarla birlikte ihanetin adı düşünce özgürlüğü olmuş. Bir tarafta devletin bölünmez bütünlüğü, bir tarafta akademisyenlerin bildirisi. Evet Haluk KOÇ ülke bu durumda iken, bu bildirinin arkasında değilsiniz, her halde önündesiniz…
Bomba patladığı anda sayın KILIÇDAROĞLU’nun ilk cümlesi ‘Ambulans gelmeden, yayın yasağı geldi’ olmuştur. Ertesi gün SÖZCÜ gazetesinin manşeti de aynen böyledir. Hani yandaş medya diyorlar ya, bırakın yandaşlığı aynı dili kullanıyorlar.
Yayın yasağı konmasaydı, içimizdeki ihanet medyaları, yabancı ihanet medyaları ne güzel servis edeceklerdi. Üzülmeyin KILIÇDAROĞLU, yine facianın görüntüleri derlenip, kaset halinde size sunulur, sizde gezi olaylarındaki gibi kaseti alıp, AB ülkelerine servis edersiniz…
Sultan Ahmet’deki patlamada terörden, ölenlerden önce yayın yasağını düşünen bir ana muhalefet genel başkanı olduğu sürece Ak Parti’yi demokrasi dışında kimse iktidardan indiremez.
DOKUNULMAZLIKLARIN İVEDİLİKLE KALKMASINI BEKLİYORUZ…
Milletçe her şeyimizi ortaya koyduk. Batı ne der? Şu ne der? Bu ne der? Hiç önemli değil. Önemli olan milletin dediği. İnceldiği yerden kopsun. İçimiz kan ağlıyor. Kinimizi, intikamımızı giderecek düzenlemeleri gerçekleştirin. Esen kalın. Allah’a emanet olun.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.